Yüksekdağ, "Devrimci Karargah Örgütü" davasının Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nde 24 Aralık'taki karar duruşması öncesi Taksim'deki Cezayir Toplantı Salonu'nda düzenlenen basın toplantısında davayla ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Davada yargılanan arkadaşlarının hapsedilmesinin, Türkiye'deki özgürlükler mücadelesinin, toplumsal mücadelenin çok büyük bir darbe alması anlamına geldiğini iddia eden Yüksekdağ, bugün hapsedilmek istenenlerin Türkiye'yi özgürleştirme mücadelesinde en önde duranlar olduğunu söyledi.
Yüksekdağ, davanın halkların birleşik özgürlük yürüyüşüne, mücadele yürüyüşüne geliştirilmiş bir saldırı olduğunu öne sürerek, şunları kaydetti:
"Biz böyle görüyor, değerlendiriyoruz. Türkiye halkları geride bıraktığımız yıllar boyunca çok yoğun saldırılarla karşı karşıya kalmış olsalar da aynı zamanda çok büyük ve güçlü mücadele hamleleri de geliştirdiler. HDP'nin kuruluşu aslında bu çizginin, mücadelenin bir ürünüydü. İşte bu davalarla halkımızın bu birleşik mücadele yürüyüşüne ve bu yürüyüşün güç kazanan yanına bir darbe vurulmak isteniyor. Biz bunu asla kabul etmeyeceğimizi ifade etmek istiyoruz. Talebimiz isteğimiz çok açık ve nettir. 21 Eylül davasında yargılanan bütün arkadaşlarımızın üzerinde sallanan o tutuklama kılıcı derhal kınına geri sokulmalıdır."
Davanın düşürülmesi gerektiğini vurgulayan Yüksekdağ, davanın halkların meşru mücadelesi nezdinde çoktan hükümsüz hale geldiğini dile getirdi.
Yüksekdağ, "trajikomik" iddianamenin, "derme çatma bir kurguya dayanan" suçlama metninin artık bir paçavraya döndüğünü savundu.
Kendi gözlerinde davanın çoktan hükümsüzleştiğini belirten Yüksekdağ, "Bizler geride bıraktığımız dönemde bu tip saldırılarla karşı karşıya kaldık. Bir kere daha arkadaşlarımızın yanında olduğumuzu ifade ediyoruz" diye konuştu.
- Diğer konuşmacılar
HDP İçel Milletvekili Ertuğrul Kürkçü de geçmişte bu tür tutuklamalara maruz kalanların genellikle yalnız kaldıklarını dile getirerek, günümüzde ise giderek herkesin kaderinin daha çok birbirine bağlandığını gördüğünü ve davanın da bunun somut bir örneği olduğunu kaydetti.
Yargıtay'dan yaşanan "rezalete" son verilmesini talep ettiklerini ifade eden Kürkçü, "Türkiye'de aslında iddianameler medyada yayınlanıyor, duruşmalar sokakta yapılıyor. Kim sokakta güçlüyse o davasını kazanıyor. O nedenle bizim bu davanın hakkını verebilmemiz için bu dayanışmayı sonuna kadar sürdürmemiz gerekir" diye konuştu.
KESK Genel Başkanı Lami Özgen de süreçleri hep beraber yaşadıklarını komplo sürecinin bir parçası haline getirilmek istendiklerinin de kamuoyu tarafından bilindiğini söyledi.
Komploların başladığı günden itibaren kendi vicdanlarında hükümsüz olduğunu dile getiren Özgen, "Sadece bu davayı değil bu süreçte 2010'dan bu yana yürütülen bütün davaların sonuçlarını boşa çıkarmaya yönelik ortak mücadele sürdüreceğimizi bir kez daha ifade ediyorum" dedi.
DİSK Genel Başkanı Kani Beko da diğer konuşmacıların düşüncelerine katıldığını belirterek, "Bize göre bu bir tiyatrodur, 24 Aralık'ta bu arkadaşlarımızın derhal tahliye edilmesi gerektiğine inanıyorum" diye konuştu.
SDP Onursal Başkanı Akın Birdal ise 24 Aralık'ta verilecek kararla ya herkesin mahkum edileceğini ya da 2015 yılına yeni bir umutla gireceklerini ifade etti.
Masanın 4 ayağı bulunduğunu kaydeden Birdal, "24 Aralık'taki karar gerçekten mahkumiyetle biterse o masa ayakta durmaz bu nedenle adalet, özgürlük istiyoruz" dedi.
'Devrimci Karargah Örgütü' Davası
HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, "21 Eylül davasında yargılanan bütün arkadaşlarımızın üzerinde sallanan o tutuklama kılıcı derhal kınına geri sokulmalıdır" dedi.