Asla bilemedi, izini sürenlerin, çevresinde dolananların, pusuya yatanların, tetiği çekenlerin kimliğini. Biz de bilemedik. Sadece kaldırımın üzerinde yattığını gördük; yüzükoyun, ayakkabısı delik. Sonra, beyaz bereli bir çocuğun yakalandığını söylediler, suç delili silahıyla birlikte.
Trabzon Pelitli'denmiş, Samsun'da bayrağın önünde fotoğrafını çekip, ibreti alem için poster yaptılar. Ardından başkalarını da aldılar Pelitli'den ve ama bir çocuktan katil yaratan karanlığa asla dokunmadılar.
Resmi açıklamalar göre, yalnızdı çocuk. Pelitli'den kalkmış, İstanbul'a kadar gelmişti. Silah da bulmuştu bir yerlerden. Beklemişti Agos'un önünde sabırla. Fotoğrafından tanıdığı Hrant'ı görünce de basmıştı tetiğe. Koca adam yere devrilirken, koşmaya başlamış ve her nasılsa ilk kez geldiği İstanbul'da hiç şaşırmadan Trabzon'a doğru dönüş yolunu bulmuştu.
Bu hikayeye hiç birimiz inanmadık. Mutlaka yönlendiren birileri olmalıydı o çocuğu. Emir veren, para veren, yolu tarif eden, barındıran, karnını doyuran, hedefi gösteren.
Geç de olsa bazı ipuçları çıktı, çocuktan katil yaratan karanlığa dair. Anlaşıldı ki, Hrant Dink'in öldürüleceği zaten bütün üniformalılarca bilinirmiş. Trabzon polisi, jandarması, İstanbul polisi, Ankara polisi, Emniyet'in üst düzey istihbarat görevlileri; herkes bilirmiş ve bildiklerini birbirlerinden de gizlerlermiş. Duyduklarını duymazdan, gördüklerini görmezden gelirler; hedefine yürüyen kurşuna bile bile göz yumarlarmış. Ne ki, aradan geçen dört buçuk yılda, katili bir oyuncak gibi kurup o iyi insanın üzerine salanları, kimlikleri ayan beyan belli olsa da, sanık sandalyesine oturtmanın pek kolay olmadığını anladık artık.
Av Mevsimi
Başrolünü Şener Şen ve Cem Yılmaz'ın oynadığı Av Mevsimi'ni izlediniz mi? 'Deli' lakaplı laz polis, bir kadının katillerinin izini sürerken, bir gün kendisi de av olur. Ölüm anı kameradadır ve son nefesinde verdiği küçük bir işaretle geride kalanların bakış açını değiştirir. Bu sayfadaki fotoğraf kareleri de bakış açımızı değiştirecek türden. Hrant Dink'in katledilişinin üç saat kırkbeş dakika öncesi, 17 dakika öncesi ve cinayetin hemen sonrasında Agos gazetesine 20 metre uzaklıktaki Saray Kumaşçılık ve Akbank ATM kameraları tarafından kaydedilmiş.
Görüntüler, Ogün Samast'ın cinayet sırasında kesinlikle yalnız olmadığını, en az dört kişiden yardım gördüğünü kanıtlıyor. Samast'a yardım edenlerden birinin Osman Hayal olduğunu, Hrant Dink'in avukatlarından Fethiye Çetin, son duruşmada açıkladı. Katili azmettirdiği iddiasıyla cezaevinde yatan Yasin Hayal'in abisi Osman Hayal, 2008 yılında yakalanmış ve daha sonra serbest bırakılmıştı. Diğerlerinin ise kimliğini bilen yok. Olay yerindeki birbirleriyle ilişkilerindeki netlik nedeniyle büyük bir kuşkuya neden bu kişilerle ilgili şu ana kadar herhangi bir soruşturma yürütülmüş değil. Oysa Hrant Dink cinayetini araştıran emniyet ve savcılığın bu kamera görüntülerini elde ettikten sonra izlemiş ve benzer sonuçlara çok önceden varmış olması gerekirdi. Üstelik iki kameraya yansımış olan beş kişilik cinayet ortaklığı ortaya çıkması da yetmez. Diğer güvenlik kameralarındaki görüntüler izlense, bırakın perde arkası güçleri, sadece olay yerinde kimbilir daha kaç katil vardı o gün?
19 Ocak 2007'de çekilmiş ve mahkeme dosyasına konulan kamera görüntülerini sahne sahne İMC Televizyonu izleyicileri hem haber olarak hem de Mercek Altı adlı programda sahne sahne izlediler. Bir kez daha bakalım o görüntülere ve soralım, 'katil yalnızdı' cümlesi ne kadar gerçek?
Dink cinayetini gördüm, 5 kişiydiler
Dink cinayeti sırasında çevredeki güvenlik kameralarına kaydolan görüntüler, Ogün Samast'ın cinayet sırasında kesinlikle yalnız olmadığın kanıtlıyor