Dini Azınlıklar Ve Sivil Toplum Kuruluşları Temsilcileriyle İftar

Görmez, dini azınlıklar ve sivil toplum kuruluşları temsilcilerine Sepetçiler Kasrı'nda verilen iftarda, iftarların kardeşlik ve iyilik sofraları olduğunu söyledi.

Hangi dinden olursa olsun herkesin, "Dünyamız nereye gidiyor?" diye sorması gerektiğini anlatan Görmez, bir zamanlar "selam" bölgesi olan yakın bölgenin, son yıllarda üzücü olaylarla anıldığını aktardı.

Görmez, Allah'ın nimetlerle donatarak insanlara bahşettiği dünyanın acılar içinde kıvrandığını belirterek, "Ne oldu bize? Neden adaleti ve merhameti birbirimizden esirgiyoruz? Birlikte yaşama ahlakı, hukuku neden zayıflıyor? Bu soruları vicdanımıza, kendimize her zaman sormamız lazım" diye konuştu.

Tüm ilahi dinlerin, peygamberlerin, kitapların bu sorulara cevap verirken bir yere vurgu yaptığını dile getiren Görmez, "Hepsi, 'bütün bunların sebebini kendinizde arayın, dışarıda aramayın. Kalbinize yüklediğiniz ağır yüklerde, kin, nefrette arayın' der. Biz de tüm bunların nedenini başkasında değil, kendimizde aramalıyız" değerlendirmesinde bulundu.

Görmez, Kuran'ın insanın kalbiyle ilgili çok önemli ifadeler içerdiğini ve bunlardan birinde, "kalbin taşlaşması"ndan söz ettiğini kaydetti.

Türkiye'nin de içinde bulunduğu bölgenin ve tüm İslam dünyasının acılar içinde kıvrandığını söyleyen Görmez, değişik terör örgütlerinin insanlık dışı vahşetler sergilediğini dile getirdi.

Görmez, bunların sadece bu bölgenin eseri olmadığını aktararak, "Yakın coğrafyamız ve Ortadoğu'da yaşananlar, yüzyıllık sürede bütün insanlığın yaptıklarının sonucudur. Bunların sorumlusu tüm insanlıktır ancak tüm bu yaşananların en büyük mağduru İslam'dır. İslam'ın ve Müslümanların varlığı, dünyada bir güvenlik sorununa dönüşüyor. İslam'ın kendisi, İslam'ın adalet ve merhamet anlayışı, bir güvenlik sorunu ile karşı karşıyadır. Son yıllarda İslam coğrafyasında yeni ortaya çıkan dini anlayışlar, İslam'ın ana yolunu tehdit etmeye başlamıştır" şeklinde konuştu.