Disk ve Kesk Yöneticilerinin Yargılandığı 1 Mayıs Davası

İstanbul 28. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki ilk duruşmaya sanıklar Beko, Çerkezoğlu, Özgen, TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı ve eski Türk Tabipler Birliği Merkez Konseyi Başkanı Ahmet Özdemir Aktan katıldı.

Çok sayıda yabancı sendika ve meslek örgütü temsilcisinin de izleyici olarak katıldığı duruşmada sanıkları 50'ye yakın avukat temsil etti.
Duruşmada savunma yapan Kani Beko, 1 Mayıs'ta İstanbul Valiliği'nin metro, metrobüs ve vapur seferlerini iptal edip Taksim'e açılan bütün bulvar, cadde ve sokakları trafiğe kapattığını belirterek, "Taksim 1 Mayıs alanını 'yayalaştırma projesi' gerekçesiyle işçi sınıfına kapatan AKP ve İstanbul Valiliği, yurttaşların seyahat özgürlüğü hakları da dahil olmak üzere, demokratik haklarını kullanmasını yasaklayarak, İstanbul'da adeta bir 'sıkıyönetim uyguladı" diye konuştu.

Demokratik ve sosyal hukuk devletinde hiç kimsenin, işçi sınıfı ve halkın yasalardan doğan haklarını kullanmasını engelleyemeyeceğini aktaran Beko, şöyle devam etti:
"Bunu İstanbul Valiliği'ne, İçişleri Bakanlığı'na, Başbakan'a bildirmemize rağmen yasakçı tutumlarında diretmeye devam etmişlerdir. 1 Mayıs resmi tatil günü ilan edilmiştir. Sokak ve caddelerde geliş gidişi olumsuz etkileme olasılığı azalmıştır. AİHM'in verdiği karar kesinleştiği halde siyasi yetkili ve bürokratlar kararın uygulanması için gerekli önlemlerin alınmasını sağlamamış, tam tersine yine Taksim'i 1 Mayıs kutlamalarına kapatmışlar, çağrıcıları da suçlu ilan etmeye devam etmişlerdir."
Savunma yapan sanıklardan Lami Özgen de 1 Mayıs 2014'te 39 bin polis ve çok sayıda TOMA'nın Taksim'de konumlandırıldığını ifade ederek, "Sıkıyönetim vardı. Polis devletine döndüğümüze başka bir kanıt var mıdır? 1 Mayıs'ta Taksim'i yasaklamak, 1 Mayıs 1977'deki katliamı onaylamak demektir. 27 emekçinin kanının yerde kalması demektir. Eğer emekçiler değil de sermaye kesimi Taksim'de bir gösteri düzenleseydi ayaklarına kırmızı halılar serilirdi. 1 Mayıs dava konusu yapılamaz. Bundan dolayı bu dava hükümsüzdür" diye konuştu.

- "1 Mayıs 2015'i de Taksim'de kutlayacağız"
Mehmet Soğancı da aşırı polis uygulamasının tüm dünyanın gözü önünde yaşandığını söyleyerek, "Bu canımızı acıtmaktadır. 1 Mayıs 2015 günü için de karar alacağız ve Taksim'de kutlayacağız. Bu bizim görevimiz" ifadesini kullandı.
Sanıklardan Ahmet Özdemir Aktan ise burada yargılananların kendileri değil 1 Mayıs hakkını halkın elinden alanlar olması gerektiğini öne sürerek, "1 Mayıs'ta sağlık hakkının bir insan hakkı olduğunu söyleyecektik ancak engellendi" beyanında bulundu.
Arzu Çerkezoğlu da Türkiye'de işçilerin 1 Mayıs'ı şehirlerin en merkezi meydanlarında, tarihsel ve politik anlamı ile İstanbul'da Taksim Meydanı'nda kutlama talebini, çağrısını suç saymanın, insanlara su içmeyi, nefes almayı yasaklamak, tarihini, kimliğini ve sınıfını reddetmeyi istemek kadar akıl dışı olduğunu savundu.
Çerkezoğlu, "1 Mayıs'ta Taksim'e çağrı yapmak değil, Taksim'e çıkılmaması için şiddet uygulamak, bu bayramın kutlanmasını engellemek suçtur" diye konuştu.

Sanık avukatlarının savunma ve taleplerinin ardından davaya ilişkin ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı 24 Mart'a erteledi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, Beko, Çerkezoğlu, Aktan, Özgen ve Soğancı'nın "halkı kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşüne kışkırttıkları" iddiasıyla 1,5 ila 4 yıl arasında değişen oranlarda hapis cezasına çarptırılması isteniyor.
- Açıklama
Duruşma öncesi Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı önünde toplanan DİSK, KESK, TMMOB ve TTB üyeleri, basın açıklaması yaptı.
CHP İstanbul Milletvekili Kadir Gökmen Öğüt, HDP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel, ÖDP Eş Genel Başkanı Alper Taş ile birçok siyasi parti üyesi adına açıklamayı okuyan Kani Beko, 1 Mayıs alanının yasaklanmasının suç olduğunu ve bununla ilgili ulusal, uluslararası mahkeme kararları bulunduğunu söyledi.

Beko, "Her yıl daha fazla katılımla, daha büyük coşkuyla gerçekleşen Taksim 1 Mayıs'ı iktidarı rahatsız etmiş ve 2012'deki devasa kutlamanın ardından 2013'te saldırılar başlamıştır. Hükümet, tüm mahkeme kararlarına ve üç yıl boyunca hiçbir olumsuz durum yaşanmamasına rağmen 1 Mayıs'ta Taksim'i yasaklayarak suç işlemiştir" şeklinde konuştu.