Diyanet İşleri Başkanı Erbaş Açıklaması 'Yeryüzünü Kuşatan En Büyük Afetlerden Birisi İsraf'

Diyanet İşleri Başkanı Erbaş Açıklaması 'Yeryüzünü Kuşatan En Büyük Afetlerden Birisi İsraf'

Ordu’da, “İsraf” konulu hutbe veren Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, bugün yeryüzünü kuşatan en büyük afetlerden birisinin israf olduğuna dikkat çekerek, “Bir yanda açlığın, yoksulluğun ve sefaletin pençesinde kıvranan milyonlarca insan varken, saçıp savurmak, ihtiyaç olmadan harcamak, eskimeden atmak hayati bir hatadır” dedi.

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Ordu Orta Cami’de cuma namazı öncesinde vaaz etti, ardından İsraf konulu hutbe irad ederek cuma namazı kıldırdı. Erbaş hutbesinde, “Diyanet İşleri Başkanlığı olarak bu yıl Ramazan ayında ülkemizin her ilinde ve ilçesinde israfla nasıl mücadele edilir konusunu merkeze aldık ve bununla ilgili irşat çalışmaları yapıyoruz. Zira milletimizin ve insanlığın en büyük yanlışlarından birisidir israf. Bir gün Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) çok sevdiği akrabası Sa’d b. Ebi Vakkas’ın yanına uğramıştı. Sa’d o sırada abdest alıyordu. Suyu fazla kullanmış olmalı ki Efendimiz; ‘Bu ne israf böyle?’ dedi.

Sa’d, ‘Abdestte de israf olur mu ya Resulallah?’ diye sorunca Sevgili Peygamberimiz (s.a.s): ‘Evet, akan bir nehirden abdest alsan bile israf olur, eğer fazla kullanırsan, gereksiz kullanırsan’ şeklinde cevap verdi. Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) Allah’ın bizlere bahşettiği nimetlerin kıymetini biliyor ve ashabına her fırsatta bunu hatırlatıyordu. O, bollukta da darlıkta da sahip olduğumuz nimetleri ölçülü kullanmayı öğretiyor ve israftan sakındırıyordu. Zira israf, yeme içmeden giyim kuşama, vakitten sağlığa varıncaya kadar her türlü nimet ve imkânı ölçüsüzce kullanmaktır, dengeyi ve itidali kaybetmektir. İnsanın kendisine, çevresine ve kâinata yazık etmesidir. İsraf, varoluş bilincimizden ve yaratılış gayemizden uzaklaşmaktır. İsraf, aynı zamanda bütün nimetlerin sahibi olan Yüce Allah’ın Rezzâk ismine saygısızlıktır. Bugün yeryüzünü kuşatan en büyük afetlerden birisi israftır. Bir yanda açlığın, yoksulluğun ve sefaletin pençesinde kıvranan milyonlarca insan varken, saçıp savurmak, ihtiyaç olmadan harcamak, eskimeden atmak hayati bir hatadır. Mazlum insanlar ekmek ve su gibi en temel ihtiyaçlarından bile mahrum bir şekilde hayat mücadelesi verirken, artan bir tek lokmayı bile çöpe atmak insafa ve vicdana sığmaz. İsraf, sadece mal ve eşya ile sınırlı değildir. İnsan için en büyük israf, ne için yaratıldığını ve varlığını hangi uğurda kullanması gerektiğini unutarak ömrünü heba etmektir. Kendisine verilen akıl nimetini iman ve hikmetle buluşturamamaktır. Bedenini, gücünü, iradesini iyilik ve hakikat yolunda kullanmayıp beyhude meşgalelerle heba etmektir. Sahip olduğu bilgi ve tecrübeyi, bilim ve teknolojiyi insanlığın faydasına değil ifsadına, kötülüğün kullanmaktır” ifadelerine yer verdi.

“Daha fazla kazanıp daha çok tüketmeye teşvik eden bir zihniyet yaygınlaşıyor”

“Bugün insanı daha fazla kazanıp daha çok tüketmeye teşvik eden, ne kadar harcarsa o kadar değerli olacağını iddia eden bir zihniyet yaygınlaşıyor” diyen Erbaş şunları söyledi:

“Özenti ve gösterişe dayalı hayatlar, lüks ve israfa yönelik harcamalar öne çıkıyor maalesef. Böylece ömrünü üretim yerine tüketime adayan insanlık, aslında manevi değerlerini ve yaşama amacını tüketiyor. Hâlbuki hayat kitabımız Kur’an-ı Kerim, insanın yeryüzüne imar ve ıslah için geldiğini, dünya ve ahiret hayatı adına orta yolu, iktisadı ve dengeyi asla kaybetmemesi gerektiğini vurgular. Yüce Rabb’imiz müminleri anlatırken şöyle buyurmaktadır: ‘Onlar, harcama yaptıklarında ne israf ederler, ne de cimri davranırlar. Bu ikisi arasında bir yol tutarlar.’ Peygamberimiz (s.a.s) de ‘İsrafa kaçmadan ve kibre kapılmadan yiyiniz, içiniz, giyininiz ve sadaka veriniz’ öğüdüyle tüketim ahlakına sahip olmamız gerektiğini dile getirmektedir. Geliniz Yüce Rabb’imizin bizlere lütfettiği bütün nimetlerin değerini bilelim. Hiçbir nimeti ölçüsüzce israf etmeyelim. Vaktimizi boşa geçirmeyelim. Yememizde, içmemizde, giyim kuşamımızda ve harcamalarımızda ihtiyaç fazlasından kaçınalım. Doğal kaynaklarımızı, tabiat varlıklarımızı koruyalım. Allah’ın verdiği her nimetin bir gün hesabının sorulacağını unutmayalım. Nimetler karşısında şımarıp lükse dalmadan ve duyarsızca israfa girmeden infak ahlakını kuşanalım. Rabb’imizin hayata ve kâinata koyduğu dengeyi gözetelim. Bu denge ihlal edildiğinde hayatın bereketinin kaçtığını, toplumun huzurunu kaybettiğini, insanın kendisine ve gelecek nesillere zarar verdiğini de aklımızdan çıkarmayalım. Nimetlerin sınırlı, nefsin istek ve arzularının ise sınırsız olduğunu aklımızdan çıkarmayalım.”

“Bin aydan daha hayırlı olan bu geceyi bir fırsat olarak değerlendirelim”

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş sözlerini şöyle tamamladı:

“Önümüzdeki Pazarı Pazartesiye bağlayan gece, Yüce Kitabımız Kur’an’ın nazil olmaya başladığı mübarek Kadir Gecesi’ni idrak edeceğiz inşallah. Bin aydan daha hayırlı olan bu geceyi bir fırsat olarak değerlendirelim. Günahlarımıza tövbe ederek hayatımızı gözden geçirelim, muhasebemizi yeniden yapalım. Bu vesileyle Kadir Gecenizi şimdiden tebrik ediyor ülkemiz, milletimiz ve bütün İslam âlemi için hayırlara vesile olmasını Cenab-ı Hak’tan niyaz ediyorum. Bütün milletimizin birlik ve beraberlik içerisinde, muhabbet ve yardımlaşma içerisinde Kadir Gecesi’ni idrak edip Ramazan Bayramı’na ulaşmasını Cenab-ı Hak’tan niyaz ediyorum.”
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile