Diyanet TV Açılışı

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Binali Yıldırım, “1994 10 Aralık’tan beri TRT’nin tahsis ettiği kanaldan yayınını sürdürüyor. ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ yazıyor Meclisin duvarında, ama televizyonu kayıtlı, şartlı TRT’nin yönetiminde devam ediyor” dedi.



TBMM Başkanı Binali Yıldırım, Diyanet TV açılışına katıldı.

Türkiye Diyanet Vakfı Konferans Salonu’nda düzenlenen açılışa Yıldırım’ın yanı sıra Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Huriye Martı, Büyük Birlik Partisi Başkanı Mustafa Destici ve diğer yetkililer katıldı.



Yıldırım, Mehmet Akif Ersoy’un 82. yıl dönümü ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Ankara’ya gelişinin 99. yıl dönümü olduğunu hatırlattı. Yıldırım, vatandaşlara çağrı yaparak, “Olayların içerisinden çıkamadığınız zaman, bunalım hissettiğiniz zaman, canınız sıkıldığı zaman hemen kumandayı alın, Diyanet Televizyonu’nu bulun. Huzur bulacaksınız, kafanızı meşgul eden ıvır zıvır işlerden kurtulacaksınız. Gerçek manevi alemle baş başa kalacaksınız” ifadelerini kullandı.

Diyanet televizyonunun bağımsız kanal olarak yayınını devam ettireceğini söyleyen Yıldırım, “2012 yılından beri TRT’nin tahsis ettiği kanaldan yapılan yayınlar bugünden itibaren kendi frekansında bu yayınları sürdürüyor. Bütün bu frekansların olması çok geniş bir coğrafyaya Türkiye’nin sesinin, televizyonlarının ulaşması esasında 2003 yılından 2013 yılına kadar uzaya gönderdiğimiz 3 uydu ile mümkün hale geldi. Bu yayın kalitesinin bu hale gelmesinde çok önemli. Sayın Cumhurbaşkanımızın vizyoner bakışı zaman kaybetmeden aldığımız kararların önemli etkisi var. Türkiye Büyük Millet Meclisinin de TBMM TV kanalı var. Biz sizin kadar hızlı değiliz, 24 yıldır Meclisin yasama, denetim faaliyetlerini gösteriyor, yayınlıyor. 1994 10 Aralık’tan beri TRT’nin tahsis ettiği kanaldan yayınını sürdürüyor. ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ yazıyor meclisin duvarında, ama televizyonu kayıtlı, şartlı TRT’nin yönetiminde devam ediyor. Bizim sizin gibi bir vakfımız da yok. Bir ağa babamız da yok” dedi.



Diyanet İşleri Başkanlığının önemini 15 Temmuz’da bir kez daha gördüklerini kaydeden Yıldırım, “O gece verilen selalarla, ezanlar dinmedi, ay yıldızlı bayrağımız inmedi. Milletimiz meydanları doldurdu, alçakları yaptıklarına pişman etti. Bu işi yapanlar, FETÖ’cü kutsallarımızı maalesef kötüye kullandı, değerlerimizi aşındırdılar. Müslümanların birbirine şüpheyle bakmasına sebep oldular. Bunların yaptığı alçak darbe girişimi bertaraf edildi ama dini, milli değerlerimizi, hassasiyetimizi kullanarak verdikleri tahribat belki de yıllar sürecek” şeklinde konuştu.



Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, haberleşme araçlarının ve tekniklerinin oldukça geliştiği, iletişimin tarihte hiç olmadığı kadar hızlı ve kolay hale geldiği bir dünyada yaşadıklarını kaydederek, “Böyle bir ortamda, insana ait en temel olgu ve gerçeklik olarak din, ülkemizde, İslâm dünyasında ve küresel ölçekte medyanın ana konularından biri haline gelmektedir. Dolayısıyla din ve medya ilişkisi hem yaşanan hayat hem de iletişim alanı açısından göz ardı edilemez bir durum arz etmektedir. Zira teknolojinin, radyo, televizyon ve internet yayıncılığının sınır tanımaz gücü, dünyayı, ‘küresel bir köy’ hâline getirmiştir. Bu itibarla, yayın faaliyetleri aynı zamanda bütün yeryüzü ve insanlık ile muhatap olmak demektir. Bu durumun barındırdığı imkânlar zorluklar ve riskler bir bütünlük içinde ve iyi değerlendirilmelidir” diye konuştu.



Erbaş, Müslümanların özellikle medya üzerinden küresel ölçekte bir ötekileştirmeye ve istismara maruz kaldığını aktararak, “İslamofobi üzerinden bir endüstriye dönüşen bu durum, İslam’ın yanlış anlaşılmasına, yanlış algılanmasına ve İslam’ın hakikatlerine muhtaç insanların yanılmalarına neden olmaktadır. İslam’ı temsil etmesi mümkün olmayan çeşitli batıl, sapkın yapı ve akımlar, medya ve dijital platformlar üzerinden zararlı faaliyetler ve yanlış propagandalarla İslam’a, Müslümanlara ve insanlığın aydınlık geleceğine zarar vermeye devam etmektedir. DEAŞ, FETÖ, PKK, Boko Haram, Şebab gibi terör örgütleri bunun açık örnekleridir. Oysa söz konusu örgütlerin ve benzer yapıların faaliyetlerinin, hakikat, huzur ve güven dini olan İslam ile hiçbir ilgisi olamaz. Şunu ifade etmeliyim ki, medya ve dijital araçlar üzerinden hakikati ve dini konuşmak çok daha büyük bir dikkat ve hassasiyet gerektirmektedir. Zira medya büyük oranda semboller üzerinden ve imaj merkezli bir yaklaşımı öne çıkarmaktadır” ifadelerini kullandı.

Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Huriye Martı, iletişim teknolojilerinin ulaştığı zirve bugün risklerin bir kenara bırakıldığında aslında iyiliğe giden yolda insanlığa yeni imkanlar sunulduğunu belirterek, bireysel olduğu gibi kurumsal anlamda da hizmet ağını genişletmek, hizmet kalitesini yükseltmek, daha geniş kitlelere ulaşmak isteyen herkesin radyo, televizyon ve interneti kullanmak zorunda olduğunun altını çizdi.

Program sonunda Erbaş, Yıldırım’a hediye takdim etti.
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile