'Diyarbakır'da 3. bir yol açabiliriz'

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun Diyarbakır’a inişinde açıkçası pek parlak bir tablo yoktu.
Çok daha kala balık karşılamalar görmüş Diyarbakır Havalimanı’nda
taş çatlasa 300
kişi vardı.
Kılıçdaroğlu bunun üzerinde durmadı. Doğru taksi durağına yöneldi. Daha önce, Grup Başkanvekili iken Batman İl Kongresi’ne katılmak için geldiğinde tanıştığı taksici Reşat (Reşo) Yılmaz’dan bir çay içti. Reşo o zaman “Başkan ol bu durak sana oy verecek” demişti. Onu hatırlattı. Reşo da ondan ‘Çağdaş Türkiye ve yeni anayasa’ diledi.
Reşo diplomasisi
Belli ki birileri Reşo üzerinden diplomasi yapıyordu.
Bu diplomasi kendisini şehir merkezine giderken de gösterdi. Doğrusu, belki de yeni CHP rüzgârıyla Diyarbakırlılardan el sallayanlar, alkışlayanlar da çıkıyordu. Ama BDP taraftarı olduğu her halinden, bakışından belli olanlar tepki vermiyordu; belli ki tepki verilmemesi telkini söz konusuydu.
CHP İl Başkanlığı önünde de yine 300 kadar kişi vardı. Orada iyi tepki alan bir konuşma yaptı. “Kusurumuz oldu, artık daha çok gelip gideceğiz, Diyarbakır en çok geldiğimiz illerden olacak” sözü, dinleyen kitlenin yüzünü güldürdü.
Daha sonra ziyaret ettiği Ticaret Borsası Başkanı Fahrettin Akyıl, “Gelin” dedi; “Daha çok gelin, gelmeniz lazım.” Kılıçdaroğlu o duraktan önce Diyarbakır’ın sosyal merkezlerinden Sanat Sokak’ta geçirdiği bir saatten fazla sürede zaten o ‘müjdeyi’ vermişti. Diyarbakır’a en kısa sürede gelecek, iki gün kalacak ve kitle örgütlerinden sendikalara, Bağlar’daki gecekondulara dek herkesle görüşeceğini söylemişti.
Orada gençlerle tavla oynadı (kazandı), Tekel işçilerinden taşeronlaşma dosyası aldı, KCK davaları sorularını yanıtladı, Diyarbakır sokağıyla ilk teması kurdu. Doğrusu sokak teması parti örgütünün çabasından daha etkili oldu.
Diyarbakır’dan Şanlıurfa’ya giderken yolda izlenimini sorduk ve en son 2008’de otobüsten indirmeyen yumurta saldırılı temas ile karşılastırmasını istedik.
Kayıp Diyarbakır
“2008’de kayıp bir Diyarbakır vardı” dedi; “Şimdi çalışırsak kazanabileceğimiz bir Diyarbakır var. Bunun için en büyük iş CHP örgütüne düşüyor.”
Kılıçdaroğlu, Diyarbakır’dan ‘beklediğinden fazlasını’ bulduğunu şu sözlerle anlattı:
“Bir üçüncü yol yakaladığımızı, yakalayacağımızı tahmin ediyorum. AKP ve BDP arasında CHP Diyarbakır’da üçüncü yolu açabilir. AKP gibi inançları, BDP gibi etnik kimliği siyasete alet etmeyeceğiz. İs, aş, özgürlük kavgamıza devam edeceğiz.”
Peki ya Kürt meselesi? Ya dün akşam Şanlıurfa’da yapılan bölge il başkanları toplantısında dile getirilen “Kürt sorununa çözüm taleplerine duyarsız kalmayalım” istekleri?
Kılıçdaroğlu, “Kürt kökenli yurttaşlarımızın belli taleplerini göz ardı etmiş değiliz” dedi; “Herkesin kimliğine, kültürüne saygılıyız. Ama etnik siyaseti 19’uncu yüzyıl politikası sayıyoruz. Etnik kimliği çok öne çıkaran politika birleştirmez, ayırır.”
Kılıçdaroğlu, Diyarbakır’dan Başbakan Tayyip Erdoğan’a “Ben de buradayım” dedi.

Kaya ve Güney faktörü
Kılıçdaroğlu’nun Sosyalist Enternasyonal toplantısı için gittiği Paris’te Ahmet Kaya ve Yılmaz Güney’in mezarlarını ziyaret etmesi Diyarbakır sokağında kesinlikle yankılanmış.
Sonrasında söyledikleri de olumlu algılanmış.
Yılmaz Güney etkisi daha farklı. Güney’in kardeşi Yaşar Pütün, Adana’dan gelip Kılıçdaroğlu’nun otobüsüne bindi. ‘Yeni CHP’ye katılacağını’ söyledi. Siverek’te, -ki Yılmaz Güney’in memleketidir- inanılması zor bir kalabalığın önüne birlikte çıktılar.
Baykal’ın çıkışı
Dün sabah Kılıçdaroğlu, Ankara’dan Diyarbakır uçağına binerken, selefi Deniz Baykal da Trabzon’a uçuyordu. Kemal Bey’in Şanlıurfa’daki düğün daveti gibi, Deniz Bey de Trabzon’da bir düğün davetine gidiyordu.
Birkaç saat sonra Deniz Bey’in sözleri ajanslara düştü. Kemal Bey’in Diyarbakır durağından, Ahmet Kaya-Yılmaz Güney mezar ziyaretine, ‘Yeni CHP’ deyimine dek son manevrasını tasvip etmez imalarla doluydu.
Baykal’ın sözleri yeni CHP otobüsünde iki şekilde yorumlandı. Kimi CHP’nin Kuzey ve Güneydoğu Anadolu’da bayrak göstermesinden söz etti. Kimi kurultay ihtimalinden.