Diyarbakır’da 'Suriye ve Yaşananlar' Konferansı Düzenledi

Diyarbakır’da 'Suriye ve Yaşananlar' Konferansı Düzenledi

Diyarbakır Dicle Üniversitesi (DÜ) Medeniyet Kulübü tarafından Gazeteci Yazar Mustafa Yılmaz’ın konuşmacı olarak katıldığı “Suriye ve Yaşananlar” konulu konferans düzenlendi.

DÜ Kongre Merkezi'nde düzenlenen konferansta Suriye’de var olan açlık ve sefalet ve hiçbir yapının sağlam kalmadığı anlatıldı. 25 bin ile 30 bin arasında sivilin öldürüldüğü çatışma görüntülerinin işlendiği bir sinevizyon gösterimi sunuldu. Konferansa katılan Gazeteci Yazar Mustafa Yılmaz, nerede bir kan akıyorsa, nerede acı ve keder varsa orasının İslam coğrafyası olduğu söyledi.

Yılmaz, Arap baharı olarak belirlenen sürecin İslam coğrafyasında özgürlüğün isyanı, Müslümanların uyanışının yansıması olduğunu, kan ve gözyaşının bu coğrafyanın kaderi olduğunu dile getirdi. İslam ülkelerinde oluşan iç savaşların kime ne kazandırıp, kime ne kaybettirdiğinin iyi bilinmesi gerektiğini söyleyen Yılmaz, “Bu coğrafya kırk tilkinin birlikte dolaştığı ama, kırk tilkinin kuyruğunun birbirine değmediği bir coğrafyadır. 2010 yılında Amerika’nın silah satışı 21 milyar iken bu yıl itibariyle 66 milyar olmuştur. Kazanan kim açıkça görülüyor. Aslında Suriye ne Amerika’nın ne de Rusya’nın umurunda. Esed de umurlarında değil. Onlar için önemli olan orada ölen insan sayısının fazlalığıdır" diye konuştu

İsrail'in varlığını diğer İslam ülkelerinin yokluğuna borçlu olduğunu belirten Yılmaz, dünyanın küresel bir şebeke tarafından yönetildiğini, Amerika’nın barıştan söz ettiğinde bunun ardından savaşın, zulmün geldiğini ifade etti.

Yılmaz, medyanın bir zihin kontrol aracı olduğunu ve birçok haberi örtbas ettiğini ileri sürerek, Sudan’ın ikiye bölündüğünü, Güney Sudan’da Hristiyan bir yönetim kurulduğunu ve Güney Sudan’ın Kuzey Sudan’a saldırmasıyla 2 bin Müslüman’ın öldüğünün medya tarafından ele alınmadığına dikkat çekti. Amerika’nın felsefesinin 'Böl, parçala, yut' olduğunu ve Arap baharını İslam kışına dönüştürmek isteyenlerin olduğunu söyleyen Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:“Bir Müslüman’ın batıdan yardım beklemesi, şeytandan medet umması gibidir. Bütün Müslüman ülkeler silahları birbirimize değil, gerekenlere yöneltmeliyiz. Geçenlerde Gazze’ye gittiğimde cep telefonuma 'İsrail’e Hoş geldiniz' diye bir mesaj geldi. Bu beni bir Müslüman olarak çok üzdü. Eğer bir cihattan söz edeceksek güçlerimizi birbirimize kullanmak yerine birlikte güçlenmeliyiz”.

Konferans öğrencilerin sorularının cevaplandırılması ile sona erdi .
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile