Diziler Sayesinde İlginin Arttığı Okçuluğu Yaymaya Çalışıyorlar

Eskişehir'de bir araya gelen okçuluk meraklıları, ürettikleri malzemelerle geleneksel okçuluğu gelecek nesillere aktarmayı hedefliyor Grubun başkanı Buzlu: 'Son dönemde özellikle bazı dizilerden dolayı bu spora ilgi var. Haftada 3 gün antrenman yaparak, öğrenmek isteyenlere anlatıyoruz' 'Türk boylarına uygun kıyafet ve savaş gereçlerinin tamamını kendimiz yapıyoruz. Ok, zırh, kıyafet, kılıç, ok yüzüklerini, her türlü ekipmanı kendimiz üreterek, Türkiye geneline satış bile yapıyoruz'

SİNAN BALCIKOCA - Eskişehir Sultan Okçuluk Grubu (ESOK), son dönemde bazı tarihi dizilerde figür olarak kullanılmasından dolayı toplumda ilginin arttığı geleneksel okçuluğu daha fazla kitleye ulaştırmaya çalışıyor.

Festival, açılış, yarışma ve okullarda gösteriler yaparak geleneksel okçuluğu anlatan grup üyeleri, etkinliklerde kullandıkları tüm ekipmanları aslına uygun olarak kendileri imal ediyor.

ESOK kurucusu ve Başkanı Cüneyt Buzlu, AA muhabirine, çocukluğundan bu yana okçuluk sporuyla yakından ilgilendiğini, küçükken kiraz ağaçlarından ok ve yay yaptığını söyledi.

Okçuluğun Türk tarihinde büyük önemi bulunduğunu belirten Buzlu, okun Türklerde 'hakimiyet sembolü' olduğunu vurguladı.

Buzlu, geçen yıl okçuluk meraklısı 3 arkadaşıyla bir araya gelerek, bu sporu tanıtmak ve gelecek nesillere aktarmak amacıyla ESOK'u oluşturduklarını dile getirerek, 'Üye sayımız 50'ye ulaştı. Son dönemde özellikle bazı dizilerden dolayı bu spora ilgi var. Haftada 3 gün antrenman yaparak, öğrenmek isteyenlere anlatıyoruz' ifadelerini kullandı.

Buzlu, Türklerin okçuluk alanında ileri düzeyde olduğunu ifade etti.

Araştırmalarında, Türkler tarafından yapılan yayların 200 yıl dayandığını öğrendiğini aktaran Buzlu, İngiliz oklarının 300, Türk oklarının ise minimum 600 metre mesafe katettiğini belirtti.

Bunun, Türklerin okçulukta geldiği mesafeyi gösterdiğine dikkati çeken Buzlu, şunları kaydetti:

'Dini yönden de Peygamber Efendimizin ok ve yay ile ilgili yaklaşık 40 Hadis-i Şerif'i vardır. Festival, yarışma ve okullarda gösteriler yaparak ata yadigarı bu mirasa sahip çıkmaya çalışıyoruz. Gençlerimize ve çocuklara öğretmek için elimizden geleni yapıyoruz. Birçok okulda Türk okçuluğu ve Türk tarihi hakkında seminer verdik. Ekibimiz çok maharetli. Türk boylarına uygun kıyafet ve savaş gereçlerinin tamamını kendimiz yapıyoruz. Ok, zırh, kıyafet, kılıç, ok yüzüklerini (zihgir), her türlü ekipmanı kendimiz üreterek, Türkiye geneline satış bile yapıyoruz.'

Grup üyelerinin kıyafetlerini diken Şükriye Bal da okçulukla bir yıl önce tanıştığını anlattı.

Ondan önce hayatında hiç ok atmadığını ifade eden Bal, 'Şimdi bu sporu yaşatmak için çalışıyorum. Ayrıca tarih bölümünde okuyan öğrencilerin verdiği bilgiler doğrultusunda Türk boylarının kullandığı kıyafetleri dikiyorum. Bu sporda hem tarihimizi öğreniyor hem de eğleniyoruz. Herkesi bu spora davet ediyorum' diye konuştu.
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile