Türkiye’de son beş yıldır, kentler çok ciddi terör saldırıları ile karşılaşmaya başladı.
Bu saldırıların konumu, etki alanı ve verdiği zarar da giderek artıyor. Özellikle son altı ayda Başkent Ankara’da sırasıyla Gar’da, Devlet Mahallesi’nde ve Güvenpark’ta gerçekleşen saldırılar toplumda ciddi bir güvenlik bunalımının ortaya çıkmasına sebep oldu. Toplumun tüm kesimleri arasında bu güvenlik zafiyetlerinin nasıl giderileceği ve terör olaylarına nasıl engel olunacağı tartışmaları sürerken Atılım Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Savaş Zafer Şahin, ‘’Karşı karşıya kalınan durumun önemli bir kısmı güvenlik zafiyetleri ve istihbarat süreçleri ile yakından ilişkili olsa da, gözden kaçan en az istihbarat kadar önemli bir kısmı da kent merkezlerimizde ve kamusal alanlarımızdaki tasarım, düzenleme ve alınan güvenlik önlemleri ile çok yakından ilgili olduğunu görmek gerekiyor’’ dedi.
‘’KENTLERDE KAMUSAL ALANLARIN GÜVENLİĞİNİN ARTTIRILMASI ÖNEM KAZANIYOR’’
Tüm dünyada artan terör önlemleri ve yaygınlaşan düşük yoğunluklu savaş ortamları sebebiyle kentlerin nasıl daha güvenli hale getirileceğinin önemli bir tartışma konusu olduğunu ifade eden Şahin, ‘’Bu anlamda ‘dayanıklı kent’, ya da ‘savunan kent’ kavramları kullanılıyor. Bu kavramlarla kentlerin içinde yaşayan insanları iç ve dış tehditlerden koruyan, önemli savunma ve koruma işlevlerini yerine getirmeleri ifade ediliyor. Çünkü ortaya çıkan yeni tehditler kentlerde sadece kolluk kuvvetleri tarafından değil, kent yönetimleri tarafından da alınması gereken bütüncül önlemleri gündeme getiriyor. Özellikle kentlerde kamusal alanların yeniden düzenlenmesi yoluyla güvenliğin arttırılması için çaba harcanması önem kazanıyor’’ diye konuştu.
‘’ÖNLEYİCİ KENT’’ YAKLAŞIMININ GETİRDİĞİ 5 AYRI UYGULAMA STRATEJİSİ
Bu açıdan bakıldığında dünyada kentlerin teröre karşı güvenli hale getirilmesinde uygulanan ‘önleyici kent’ yaklaşımlarının getirdiği 5 ayrı uygulama stratejisi olduğunu dile getiren Şahin, bu uygulamaları şu şekilde sıraladı: ‘’İlk olarak, kentteki kamusal mekanların ve toplanma alanlarının terör saldırılarının doğrudan hedef alınamayacağı şekilde görsel gizleme altına alınması ‘örtülmüş mekan’ uygulaması olarak adlandırılıyor. İkinci uygulama ise ‘kaygan mekan’. Bu uygulama stratejisi içeri kentteki kamusal mekânların dolaylı bir şekilde erişilebilecek biçimde tasarlanmasını kapsıyor. Üçüncü uygulama, kentteki kamusal alanlarda patlama ve terör olaylarına karşı önleyici elemanlar yerleştirilmesi, denetim noktaları oluşturulması şeklinde yapılacak bir düzenlemeyi ele alan ‘pütürlü mekan’ uygulaması. ‘Dikenli mekan’ olarak adlandırılan dördüncü uygulama ise kentteki kamusal alanlarda terör davranışlarını zorlaştıracak şekilde kent mobilyalarının yeniden ele alınmasını içeriyor. Son ve beşinci uygulama ise ‘gergin mekan’. Bu uygulamada ise kentteki kamusal alanların etkin gözetim araçlarıyla sürekli izlenmesi ele alınıyor.
‘’TÜRKİYE’DE, KENTLERDE ALINAN ÖNLEMLER DAHA ÇOK ‘GERGİN MEKAN’ STRATEJİSİNE UYGUN’’
Türkiye’de kentlerde alınan güvenlik önlemlerinin daha çok ‘gergin mekân’ stratejisine uygun göründüğünü söyleyen Doç. Dr. Savaş Zafer Şahin, ‘’Kentlerde kamusal mekânlarda kolluk güçlerinin ve güvenlik kameralarının sayısı arttırılmakta. Ancak, yapılan araştırmalar, gözetime dayalı olarak alınan önlemlerin kentlerde teröre karşı korkuyu azaltmamakta, bilakis arttırmakta olduğunu göstermektedir. Esas olarak kentlerin teröre karşı daha güvenli ve dayanıklı hale getirilmesi için kentsel tasarım ve planlama ile yapısal önlemler alınması gerekmektedir’’ ifadelerinde bulundu.
KENT MERKEZLERİNDEKİ DÜZENLEMELERDE YAPILAN YANLIŞLAR NELER?
Başkent başta olmak üzere, Türkiye’de, kentlerde son yirmi yılda yoğunlaşan iki düzenleme biçiminin bu önlemlerin tam tersi bir durum oluşturduğuna dikkat çeken Şahin, ‘’Öncelikle kent merkezi ve kent merkezinde bulunan kamusal alanlar otomobil odaklı bir ulaşım anlayışıyla transit trafiğe açılmıştır. Öyle ki, kent merkezinde bulunan tüm kamu kurumları, alışveriş merkezleri ve kamusal alanlar, bombalı araçların kolaylıkla erişebileceği bir hale gelmiştir. İkinci olarak, da kent merkezlerinde bulunan kamusal alanların azaltılması ve var olanların da tasarımlarında güvenlik unsurunun hiç dikkate alınmaması, olası terör eylemlerinin etkisini arttırmaktadır. Yan yana, hiçbir tasarım ve güvenlik önlemi alınmamış toplu taşıma durakları, kapasitesi üzerinde kullanılan bekleme alanları, terör olaylarında zarar gören insan sayısının ne yazık ki artmasına sebep olmaktadır’’ diyerek sözlerini sürdürdü.
NE TÜR ÖNLEMLER ALINABİLİR?
Türkiye’de akılcı biçimde üzerinde düşünülmesi gereken en önemli konular ve yapılması gerekenleri de sıralayan Şahin, bu şekilde terör olaylarının daha fazla kayba sebep olmasının önüne geçilmesi için daha etkin önlemler alınmış olabileceğini altını çizdi. Şahin, üzerinde düşünülmesi gereken konuları ve alınabilecek önlemleri ise şöyle anlattı: ‘’Devletin üst düzeyinde güvenlik için oluşturulan kriz masalarında kentlerin durumu da mutlaka ele alınmalıdır. Kent yönetimleri, bu konuda bilinçlenmeli, üniversitelerle ve sivil toplum örgütleriyle işbirliğine giderek kentlerin güvenli tasarımı konusunda birer eylem planı oluşturmalıdır. Kent merkezindeki yoğun kullanımlar ve aşırı yoğun toplu taşıma aktarım istasyonları dağıtılmalı, daha yaygın bir ağa dönüştürülmelidir. Kent merkezleri aşırı yoğun transit trafiğe kapatılmalı, yaygın yayalaştırma çalışmaları yapılarak yaya bölgelerinin sayısı ve kapsamı genişletilmelidir. Kent merkezlerinde terör olaylarının olası etkilerini azaltacak kentsel tasarım uygulamaları yapılmalıdır. Kentsel kamusal alanlara terör olayları öncesi ve sonrasında acil durum ekiplerinin erişimini kolaylaştıracak, yurttaşların tahliyesini sorunsuz sağlayacak koridorlar oluşturulmalıdır.’’
Doç. Dr. Şahin Açıklaması ''Teröre Karşı Önleyici Kentler Oluşturulmalı'
Patlamanın ardından başlayan ‘güvenlik zafiyeti ve istihbarat süreçleri’ tartışmalarını ele alan Atılım Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Savaş Zafer Şahin, ‘’İstihbarat kadar önemli bir diğer nokta da, kent merkezlerimizde ve kamusal alanlarımızdaki tasarım, düzenleme ve alınan güvenlik önlemleri’’ dedi.