Doğa Koleji'nde Demokrasi Buluşması

Demokrasi kültürünün genç kuşaklar tarafından benimsenmesi amacıyla düzenlenen 2

Demokrasi kültürünün genç kuşaklar tarafından benimsenmesi amacıyla düzenlenen 2. Doğa Koleji Demokrasi ve İnsan Hakları Forumu'nda insan hakları ve demokrasi kültürünün eğitimle yerleşeceği vurgulandı.
2. Uluslararası Doğa Koleji Demokrasi ve İnsan Hakları Eğitimi Forumu, Doğa Koleji'nin Acarkent Kampüsü'nde yapıldı. Demokrasi kültürünün toplumda gelişmesini sağlamak amacıyla Doğa Koleji Düşünce Kulübü öncülüğünde yapılan Forum'da insan hakları ve demokrasi eğitimine dair öncelikler, bu alandaki engeller ve aşılması gereken bakış açıları ele alındı.
Panele katılan Türkiye-AB Karma Parlemento Komisyonu eski Eşbaşkanı Joost Lagendijk insan hakları ve demokrasi anlayışının AB ülkelerini birleştiren neredeyse tek unsur olduğunu belirtirken Türkiye'nin AB'ye katılımıyla kimliğini kaybedeceğini düşünenlerin yanıldığını, AB'de her ülkenin kendi tarihi ve kültürüyle var olduğunu ifade etti. Uzlaşma kültürünün, farklı düşünce ve kimliklerle, politikalarla uzlaşmanın demokrasinin temelini oluşturduğunu belirten Lagendjik, bunun kendiliğinde işleyen bir süreç
olmadığını AB'nin de bu nedenle bazen karar almakta zorlandığını söyledi. Öğrencilere farklı ülkelerin tarihlerinin, kültürlerinin öğrenmesi gerektiğini söyleyen Lagendijk, Türkiye'nin AB'ye üye olacağına inandığını belirtti. 1915 olaylarına dair gelen bir soruyu yanıtlayan Lagendjik, konunun parlamentolarda oylanarak çözülemeyeceğini, bu konuda ortak tarih komisyonu önerisinin değerlendirilmesi gerektiğini söyledi. İnsan hakları ihlallerinin Rusya, Çin gibi ülkelerin dışında Batı'da da devam ettiğini
vurgulayan Lagendjik, insan hakları ve demokrasi mücadelesinin bitmeyen bir mücadele süreci olduğunu söyledi. Batı'nın Irak'ta yaptıklarının yanı sıra Saddam ve Baas dönemini de unutmamak gerektiğini belirten Lagendjik, Danimarka'daki karikatür krizinin ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini belirtti.
Bilgi Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Niyazi Öktem ise panelde yaptığı konuşmada Abraham Lincoln'ün "Demokrasi halkın, halk için halk tarafından yönetilmesidir ama halka rağmen değil" sözünü hatırlatarak Türkiye'de yaşanan sorunun "halka rağmen" bir devlet anlayışı olduğunu, bu nedenle kuvvetler arasında gerçek bir dengenin kurulması gerektiğini ifade etti. Devletin kutsal olmadığını, bireyin kutsal olduğunu belirten Öktem, AB sürecinin Türkiye'nin demokratikleşmesine katkıda bulunduğunu söyledi.
Öteki'ni anlamanın yolunun eğitimde sosyal bilimlere daha çok yer vermek olduğunu belirten Öktem, Türkiye'nin değişim dönemi geçirdiğini ve demokrasi sorunlarının çözme yolunda ilerlediğini kaydetti.
Ekonomi yazarı Yiğit Bulut panelde yaptığı konuşmada Türkiye'nin bir süpergüç olma yolunda ilerlediğini, dünyadaki konjonktürel durum nedeniyle Türkiye'nin etkisinin artmakta olduğunu belirterek her alanda büyüyen ülkenin demokrasi kalitesini arttırması gerektiğini aksi durumun zaaflara yol açacağını belirtti. Süreç tamamlandığında güçlü ve emperyal Türkiye'nin ortaya çıkacağını söyleyen Bulut, demokrasi kültürünün geliştirilmesi gerektiğini ifade etti.
Panel Maltepe Üniversitesi İnsan Hakları Merkezi Başkanı Prof. Dr. Betül Çotuksöken, Bilkent Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Klaus Jürgens, Marmara Üniversitesi öğretim üyesi Sefa Sekin ve öğrenci temsilcisi Aybike Kızılkaya'nın konuşmalarıyla tamamlandı.
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile