Sağlık Bakanlığı, ABD Yale Üniversitesi, Türkiye Organ Nakli Kuruluşları Koordinasyon Derneği ve Atatürk Üniversitesi tarafından "Doğu Anadolu Organ Nakli Günleri Sempozyumu" düzenlendi.
Yakutiye Araştırma Hastanesi konferans salonunda 10'u yurt dışından 300'ün üzerinde bilim adamının katılımıyla gerçekleşen sempozyumda konuşan Eldegez, Sağlık Bakanlığı'nın desteğiyle yoğun bakım yatak sayısının artırıldığını, bunun karşılığında da beyin ölümünün bin 800'lere ulaştığını ve geçen yıl 450 donör için onay aldıklarını söyledi.
Eldegez, organ nakli konusunda Türkiye'de farkındalık oluşturulması gerektiğini bildirerek, şöyle konuştu:
"Geçen yılın sonuçlarına rakamsal olarak baktığımız zaman, Türkiye toplam organ nakli sayısında Avrupa'da hemen hemen birinci sıralara gelmiş durumda. Kadavra olayında biraz daha gerideyiz. Sağlık Bakanlığı'nın büyük desteğiyle Türkiye'de kadavradan organ nakli sayısını artırmaya yönelik çalışmalar yapıyoruz. Şayet kadavra sayısı artarsa canlıdan yapılan organ nakli sayısı biraz daha azalacaktır."
Nakil konusunda son yıllarda önemli mesafe alındığını vurgulayan Eldegez, Avrupa ile Türkiye arasında nakil konusunda büyük fark olmadığını ancak Türkiye'de kadavradan organ bağışının az olduğunu dile getirdi.
-"Türkiye, bilim dünyasında layık olduğu yeri alacaktır"
ABD'nin Yale Üniversitesi Tıp Fakültesi Transplantasyon Bölümü Başkanı Prof. Dr. Şükrü Emre de Türkiye'nin sağlık alanında özellikle organ nakli anlamında büyük yol katettiğine değindi.
Yaşanan gelişmelerin yanında eksikliklerin de olduğuna dikkati çeken Emre, "Kalite anlamında eksiklerimiz var. Ameliyat öncesi ve sonrası dataların, bilgilerin toplanması konusunda eksikliklerimiz var. Yapılanlar çok çok iyi. Bunlar beni çok mutlu ediyor ama daha da ileriye gitmemiz lazım. Buna bir de bilimsel araştırmalar katmamız gerekiyor. Bilimsel araştırmaların kalitesini arttırmamız lazım" diye konuştu.
Türkiye'de organ naklinin daha çok canlı vericiden yapıldığına işaret eden Emre, şunları kaydetti:
"Dünyada yüzde 80 kadavradan, yüzde 20 canlıdan organ nakli yapılıyor. Bizde yüzde 80 canlı, yüzde 20 kadavradır. Bu oranın değişmesi gerekiyor. Kadavradan nakillerin artması gerekiyor. Halkımızın organ nakline sıcak bakması, sevdikleri öldüğü zaman organlarını bağışlaması çok önemli. Bunun için de konuyu kesin olarak medya tarafından her zaman gündemde tutmak gerekiyor. Başarıları anlatmanız önemli."
Emre, objektif olarak eksikliklerin tartışılıp daha da geliştirilmesi gerektiğini belirterek, bu sayede Türkiye'nin bilim dünyasında layık olduğu yeri alacağını söyledi.
Sağlık Bakanlığı Organ Nakli Şube Müdürü Mehmet Ali Yılmaz ise tüm dünyada oldu gibi Türkiye'de de organ naklinin, ülkenin gelişmişlik düzeyinin göstergesi olduğunun altını çizerek, organ naklinin bağışından nakline, hasta tespitine kadar ciddi bir süreç olduğunu bildirdi.
Türkiye'nin nakildeki başarılarını Avrupa'da gururla anlattıklarını ifade eden Yılmaz, "Bakanlık olarak Erzurum bölgesinde ve Doğu bölgelerimizde yeni nakil merkezleri açarak buradaki halkımızı yerlerinde tedavi edip, organ naklinin gelişmesi için yoğun bir çaba harcadık" dedi.
Atatürk Üniversitesi Organ Nakli Merkezi Müdürü Prof. Dr. Bülent Aydınlı da kongreye Türkiye'deki üniversitelerin yanı sıra Amerika, Avustralya, Almanya, Azerbaycan başta olmak üzere farklı ülkelerden katılım olduğunu kaydetti.
Merkez olarak geçen yıl 50 karaciğer, 50 böbrek nakli yaptıklarını ve Türkiye'de kamu hastaneleri arasında karaciğer naklinde üçüncü, böbrek naklinde beşinci sırada yer aldıklarını anlatan Aydınlı, yurt dışından da hastaların nakil için merkezlerine geldiğini ifade etti.
Sempozyum, bilim adamlarının yapacağı sunumların ardından yarın son bulacak.
'Doğu Anadolu Organ Nakli Günleri Sempozyumu'
Türkiye Organ Nakli Kuruluşları Koordinasyon Derneği Başkanı Prof. Dr. Uluğ Eldegez, organ nakli sayısında Türkiye'nin rakamsal olarak Avrupa'da birinci sıralara geldiğini belirtti.