Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, 'Bir hayat kurtarma ameliyatı olarak bilinen sezaryen, maalesef tercih edilebilir bir doğum şeklini almıştır. Oysa asıl olan müdahalesiz normal doğumdur. Sezaryen, zorunlu sebeplerle ve doğru zamanda yapıldığında elbette hayat kurtarıcıdır fakat ne yazık ki ülkemizde bu sınırlar fazlasıyla aşılmıştır.' dedi.
Emine Erdoğan, Meyra Palace Otel'de, Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığına (TÜSEB) bağlı Türkiye Anne, Çocuk ve Ergen Sağlığı Enstitüsünce düzenlenen 'Doğum Şekli Tercihinin Multidisipliner İrdelenmesi Çalıştayı'ndaki konuşmasında, her şeyin sentetik hale geldiği bir zamanda, gittikçe doğallıktan uzaklaşılan bir konuda toplumu aydınlatma gayretinde olunduğunu söyledi.
İnsanın doğumunun tüm yönleriyle ele alınması gerektiğini, ruh ve beden sağlığı yerinde insanlardan oluşan bir toplumun, her şeyin başı olduğunu belirten Emine Erdoğan, bunun için yapılması gerekenin, hayat yolculuğuna ilk adımını atan bir evladın dünyaya gelişine layıkıyla hazırlanmak olduğunu ifade etti.
Emine Erdoğan, doğumun dünyanın en büyük mucizesi olduğunu, her kadının bu mucizeyi yaşamak istediğini vurguladı.
Bilimsel gelişmelerin, bu mucizenin bilinmeyen yönlerini de öğrettiğini kaydeden Emine Erdoğan, doğum sürecinde anne ve çocuk arasında çok özel bir bağın tesis edildiğinin bilindiğini söyledi. Son yıllarda bu sürecin, çeşitli müdahalelerin konusu haline geldiğine işaret eden Emine Erdoğan, 'Bir hayat kurtarma ameliyatı olarak bilinen sezaryen, maalesef tercih edilebilir bir doğum şeklini almıştır. Oysa asıl olan müdahalesiz normal doğumdur. Sezaryen, zorunlu sebeplerle ve doğru zamanda yapıldığında elbette hayat kurtarıcıdır fakat ne yazık ki ülkemizde bu sınırlar fazlasıyla aşılmıştır.' diye konuştu.
Emine Erdoğan, Türkiye'de sezaryen ile doğum oranının yüzde 53 olarak ifade edildiğini dile getirerek, her ne kadar bireysel ve sosyal durumlara bağlı olsa da Dünya Sağlık Örgütünün yüzde 15 rakamını, 'Makul sezaryen oranı' şeklinde açıkladığını hatırlattı.
Türkiye'de her iki çocuktan birinin sezaryen ile dünyaya geldiğini belirten Emine Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:
'Oysa şartlar elveriyorsa normal doğum, bebek için en iyi sağlık güvencesidir. Sayısız faydaları da vardır, mesela anne sütünün gelmesini sağlayan hormonal yapıyı tetikler. Uzmanlar, normal doğum ve anne sütünün, hayat boyu sağlık rotamızı belirlediğini söylüyorlar. O halde, neden çocuklarımızı hayata yenilgiyle başlatıyoruz? Kadınlarımızı normal doğum mucizesini yaşamaktan, çocuklarımızı da yaşam boyu sağlıklarını etkileyecek faydalardan mahrum ediyoruz?
Ne yazık ki sezaryen, pratik, çabuk ve ağrısız bir doğum şekli olarak tanıtılmaktadır. Elbette bu, kadınlarımıza görünüşte daha konforlu, planlanabilir bir imkan gibi gelebilir fakat zaruret olmadıkça bu tercihler bize daha büyük bedeller ödetmektedir. Bu konuda çok yönlü bir bilinç devrimine ihtiyacımız var.'
- 'Bu yanlış gidişata 'dur' dememiz gerekiyor'
Emine Erdoğan, ülke olarak nüfusun arttığına, eğitim düzeyinin yükseldiğine, yaşam süresinin uzadığına işaret ederek, buna karşılık gelişmiş ülkelerde eğitim seviyesi arttıkça, normal doğum tercih edilirken, Türkiye'de durumun tamamen tersine gittiğini vurguladı.
Türkiye'de yüzde 53 olan sezaryen oranının, Fransa'da yüzde 20, Hollanda'da ise yüzde 15'ler civarında bulunduğunu belirten Emine Erdoğan, 'Ülkemizde normal doğum oranlarını bu seviyelere çekebilmek için bu ülkelerdeki doğum öğretilerini, hekim yaklaşımını, hasta bilincini araştırmalıyız. Sağlıklı nesiller için bu yanlış gidişata 'dur' dememiz gerekiyor.' dedi.
Emine Erdoğan, kadınlara güven ve cesaret verecek bir hasta-doktor ilişkisini tesis etmek, ebelik sistemini bilimsel çerçevede yeniden değerlendirmek gerektiğine de dikkati çekti. Devletin bu alanda önemli adımlar attığını, 2004 ve sonrasında Sağlıkta Dönüşüm Programı çerçevesinde sağlık sektöründe büyük reformlar gerçekleştirildiğini anlatan Emine Erdoğan, Sağlık Bakanlığının özellikle doğum konusunda 2008'den itibaren ciddi takipler yaptığını kaydetti.
Hastane doğumlarını artırmak, sezaryen oranlarını düşürmek ve anne sağlığını korumak amacıyla kamu, üniversite ve özel sağlık kuruluşlarının sezaryen oranlarının takip edildiğini bildiren Emine Erdoğan, hastanelerde misafir addedilen çok sayıda Suriyeli kadının da doğumlarının gerçekleştiğini dile getirdi.
- 'Kamu, üniversite ve özel hastanelerin iş birliği çok önemli'
Emine Erdoğan, yeni doğan bir yavrunun ilk ihtiyacının, annesinin sıcaklığı ve kokusu olduğunu vurgulayarak, emzirme döneminin bu süreci çok daha beslediğini ve geliştirdiğini ifade etti.
Anne sütünün zenginliğini başka hiçbir besinin veremeyeceğini dile getiren Emine Erdoğan, 'Sanayi toplumunun şartlarına yenik düşmeyecek, insani modeller geliştirmemiz gerekir. Biliyorsunuz devletimiz, çalışan kadınlarımız için çok önemli düzenlemeler yaptı. Doğum ve süt izni, esnek çalışma saatleri, kreş imkanları, evlat sahibi olan kadınlarımızın hayatını büyük ölçüde kolaylaştırdı.' diye konuştu.
Emine Erdoğan, doğal yaşam tercihleri konusunda toplumsal algıları dönüştürecek bir seferberlik yaparak öze dönülmesi gerektiğini belirterek, bu seferberliğin doğum şeklinden başlatılması çağrısında bulundu.
Salonda bulunan doktorlara da seslenen Emine Erdoğan, 'Toplumun sizlerin rehberliğine ihtiyacı var. Bilim insanları olarak kadınlarımıza, sezaryenin bir talep konusu değil, zorunluluk gereği olabileceğini lütfen anlatın. Suda doğum, nefes egzersizleri, akupunktur gibi doğumu kolaylaştıran uygulamalarla onları doğal yöntemler konusunda cesaretlendirin.' diye konuştu.
Bu noktada kamu, üniversite ve özel hastanelerin iş birliğinin çok önemli olduğuna işaret eden Emine Erdoğan, kadınların müdahalesiz doğum konusundaki korkularını gidermenin sağlık profesyonellerinin çabasıyla mümkün olabileceğini söyledi.
Emine Erdoğan, yıllık doğum sayısı 4 bin 500 üzeri olan hastanelerden, sezaryen oranı en düşük 9 devlet hastanesinin doğumhane klinik şefi ebelerine ve gebe okulu sorumlularına üstün hizmet plaketi verdi.
Bilinçli yaklaşım ve gayretleri nedeniyle bu personeli tebrik eden Emine Erdoğan, bunun diğer sağlık kuruluşlarına da örnek olmasını diledi.
Çalıştayda, Başbakan Binali Yıldırım'ın eşi Semiha Yıldırım, Sağlık Bakanı Recep Akdağ, TÜSEB'e bağlı Türkiye Anne, Çocuk ve Ergen Sağlığı Enstitüsü Başkanı Esma Sarıkaya, eski Başbakan ve AK Parti Konya Milletvekili Ahmet Davutoğlu'nun eşi Sare Davutoğlu'nun yanı sıra sağlık sektöründen temsilciler de hazır bulundu.
'Doğum Şekli Tercihinin Multidisipliner İrdelenmesi Çalıştayı'
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan: 'Bir hayat kurtarma ameliyatı olarak bilinen sezaryen, maalesef tercih edilebilir bir doğum şeklini almıştır. Oysa asıl olan müdahalesiz normal doğumdur. Sezaryen, zorunlu sebeplerle ve doğru zamanda yapıldığında elbette hayat kurtarıcıdır fakat ne yazık ki ülkemizde bu sınırlar fazlasıyla aşılmıştır' 'Bilim insanları olarak kadınlarımıza, sezaryenin bir talep konusu değil, zorunluluk gereği olabileceğini lütfen anlatın. Suda doğum, nefes egzersizleri, akupunktur gibi doğumu kolaylaştıran uygulamalarla onları doğal yöntemler konusunda cesaretlendirin'