Ağrı’nın Taşlıçay ilçesine bağlı Çöğürlü köyünde ikamet eden Alaaddin ve Çiğdem Çetin çiftinin 6 çocuğundan biri olan 5 yaşındaki Ozan, 30 bin kişide bir görülen ve tedavisi olmayan Dandy Walker Sendromu ile doğdu. 5 yaşına kadar yürüyemeyen ve sürekli hastalıklarla mücadele eden Ozan, maddi imkansızlıklar içerisinde yaşayan ailesi tarafından komşulardan borç para alınarak sürekli tedavi için hastanelere götürüldü.
Eşi İzmir’de inşaatlarda çalıştığı için nisan ayında oğlunu tek başına Erzurum Atatürk Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesine götürdüğünü söyleyen anne Çetin, hastanede 4 ay sonrasına verilen MR çekimi nedeniyle çaresiz kaldığını ve oğlu ile birlikte köyüne geri döndüğünü belirtti.
MR’ın çekileceği gün geldiğinde yol parası bulamayan anne Erzurum’a gidemediğini belirtti.
Bu süre içerisinde durumu gittikçe kötüye giden Ozan’ın saçlarının tamamen döküldüğünü söyleyen anne, tanıdıklardan borç para alarak Erzurum’a gitti.
Hastanede doktorların hastalığın tedavisinin olmadığını ve ameliyata alınması halinde çocuğun hayatını kaybedeceğini söylediğini iddia eden anne Çetin, oğlunu alıp köyüne dönerek köy imamının aracılığıyla İstanbul’da ikamet eden aynı zamanda hekim olan Remzi Kök ile iletişime geçtiğini kaydetti.
Gönderilen ilaçları her gün oğluna veren anne Çetin, oğlunun iyileştiğini iddia ederek kısa zamanda iyi mesafe katettiklerini ifade etti.
Oğlunda ciddi düzelmelerin olduğuna dikkat çeken anne Çiğdem Çetin, bu tedavinin her ay 2 bin lira karşılığında gönderilen ilaçlarla devam ettiğini belirtti.
Artık hekimden ilaç alacak paralarının kalmadığına değinen anne, yardım istedi.
Oğlunun şuanda durumunun çok iyi olduğunu ve 5 yıl boyunca yürüyemeyen ve yatağa mahkum olan Ozan’ın arkadaşları ile futbol bile oynadığını belirten anne Çetin, tedavinin aksaması halinde çocuğunu kaybetme riski ile karşı karşıya kalacağını dile getirdi.
"Ozan’ı sürekli doktorlara götürüyorduk"
2 odalı bir evde yaşadıklarını ve devletten 3 ayda bir maaş aldıklarını dile getiren anne Çiğdem Çetin bu paranın çocuğun ilaçlarına yetmediğini belirtti.
Ozan’ın geçmişte fiziki olarak çok geride kaldığını ve yürüyemediğini hatırlatan Anne Çetin, "Ozan’ı sürekli doktorlara götürüyorduk. Oğlum halen bazı şeyleri biliyor, bazı şeyleri bilmiyor. Biri oğlumu döverse kimin onu dövdüğünü bilmiyor. Daha sonra paramız olmadığı için komşularımızdan borç para alarak oğlumu Ağrı’da özel bir hastaneye tedavi için götürdüm. Ben durumu doktora anlattım. Doktor bana hastalığın çocuğun kafasından kaynaklandığını söyledi, ben de daha sonra oğlunu Erzurum Atatürk Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesine götürdüm. MR filmi için 4 ay sonrasına bize tarih verdiler. Daha sonra biz de köyümüze döndük, eşim İzmir’de inşaatta çalıştığı için yanımızda değildi. Çocuğumuzu maddi imkansızlıklar nedeniyle tedaviye zamanında götüremedik. Oğlumun saçları döküldükten sonra Erzurum’da beyin cerrahi doktoruna götürdüm. Oradan cildiye doktoruna gönderildik, bize ilaç verdiler biz ilacı sürdük, ama oğlum iyileşmedi. Bizim evimiz eczane gibi, bir sürü paramız gitti. Aldığımız ilaçlara hiçbir işe yaramadı" dedi.
"Ameliyat etmeleri halinde çocuğumuzun kurtarılamayacağını söylediler"
Oğlumun kafasındaki hastalığı sürekli ayaklarına attığını bu yüzden acı içerisinde kıvranarak ağladığını ifade eden Anne Çetin, "Erzurum Atatürk Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesinde bize ’oğlunun kurtuluşu yoktur’ dediler. Hastanede doktorlar bize bu hastalığın tedavisinin olmadığını ve ameliyat etmeleri halinde çocuğumuzun kurtarılamayacağını söylediler. Biz çaresizdik, çocuğumuz dışarıya çıkamıyordu. Sürekli kusuyordu, kafasındaki hastalık nedeniyle ağrısı ayaklarına atıyordu, ağlıyordu. Oğlum korkudan hep bağırıyordu, her zaman korkup kaçıyordu. Bir insanı gördüğünde ‘anne bir şeyler beni yiyor’ diyerek kendisini benim kucağıma atıyordu, oğlum çok hastaydı" şeklinde konuştu.
"Oğlum yavaş yavaş duvarlara tutunarak ayağa kalkıyordu ve daha sonra yürüdü"
Köyün imamından İstanbul’da bulunan hekim Remzi Kök’ün numarasını aldıklarını dile getiren Anne Çetin, "Hekimle iletişime geçerek oğlumun durumunu anlattım. O da oğlumun ilacının kendisinde olduğunu söyleyerek bize ilaç gönderdi. Oğlum ilk başlarda tepki vermedi. Hekim bize dediği eğer oğlunun kanı pozitif ise çabuk iyileşir, ama negatif ise geç iyileşir. Ben de oğlumu aldım Taşlıçay Devlet Hastanesine götürdüm kan grubu negatif çıktı. Biz tekrar ilaç aldık, oğlumun elleri ve ayakları köpürdü. Küçük çocuklar gibi dizleri üstünde yürüdü, yavaş yavaş duvarlara tutunarak ayağa kalkıyordu ve daha sonra yürüdü. Allah oğluma şifa gönderdi. Çok mutluyum, çok sevinçliyim, Allah’a her gün binlerce kez şükrediyorum. Oğlum gözümün önünde erimedi. Çok şükür evlat acısı tatmadım. 6 çocuğum var, maddi durumumuz iyi değil, kocamın devamlı bir işi olmadığı için inşaatlarda çalışıyor, her ay ilaçlara bin 500 lira para veriyoruz. Ben çocuğumun ilaçlarını alamıyorum, tedavisini yapamıyorum. Ben istiyorum ki bize bir yardım eli uzansın. 6 çocuğum var, yardım istiyoruz" diye konuştu.
Dandy Walker Sendromu
Dandy Walker Sendromu, bebek henüz anne karnındayken oluşmaya başlar. Kafatası içinde beyincik, beyin sapı ve dördüncü karıncığın yer aldığı boşluğun doğumsal kusurudur. Beyinciğin vermis denen orta kısmı ya hiç gelişmemiştir ya da çok az bir kısmı gelişmiştir. Beyinde oluşan bir anormalliktir ve zamanla zeka geriliğine yol açabilir, kafa basıncının artmasına ve kafatasının büyümesine neden olur. Erken çocukluk döneminde, hastalığı yaşayan çocuklarda kafa içi basıncın artması sonucu, epilepsi nöbetine benzer nöbetler, huzursuzluk ve kusma görülür. Ayrıca denge bozukluğu ve göz hareketlerinde titremeler de olabilir. Çocuk büyümeye başladıkça, kas kasılmaları oluşmaya başlar. Dandy Walker Sendromu yaşayan çocukların yaklaşık yüzde 50’sinde zeka geriliği görülür. Çocukların hemen hepsinde kas ve sinir sistemi ile alakalı problemler görülür. Dandy Walker sendromunun henüz tam olarak tedavisi bulunamamıştır. Ancak düzenli takiple bazı başarılar elde edilebilir.
Doktorların 'İyileşemez' Dediği Ozan Artık Futbol Oynuyor
Ağrı’da Dandy Walker Sendromu ile doğan ve doktorların ameliyata alınması halinde kurtarılamayacağını söylediği 5 yaşındaki Ozan Çetin’in, İstanbul’da bir hekimin gönderdiği ilaçlar sayesinde hayata tutunduğu iddia edildi. Hafıza kaybı yaşayan ve tedavisi devam eden çocuğun annesi Çiğdem Çetin, "Oğlum gözümün önünde erimedi. Çok şükür evlat acısı tatmadım" dedi.