Dolar 3 liranın altına düşer mi?

Dolar 3 liranın altına düşer mi?

Anadolu Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekan Vekili Prof. Dr. İlyas Şıklar dolar hakkında değerlendirmelerde bulundu.

Anadolu Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekan Vekili Prof. Dr. İlyas Şıklar, Amerika Birleşik Devletleri’ne yeni başkan Donald Trump’ın seçilmesinin ardından yükselen doların ateşinin düşüp düşmeyeceği, hangi seviyelerde sabitlenebileceği ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Yastık altındaki dolarlarınızı Türk Lirası’na çevirin” çağrısının etkilerini değerlendirdi.

Fakülte içerisinde bulunan TradeCenter Finans Laboratuvarı’nda İHA’ya açıklamalarda bulunan doların durumunda uluslararası yaşanan gelişmelerin önemli olduğuna dikkat çekti. Trump’ın ocak ayında göreve başlamasıyla dolardaki oynaklığın sona ereceğini düşündüğünü aktaran Prof. Dr. Şıklar, “Avrupa Birliği’nin faiz kararı ne olacak? Örneğin, onlar ekonomik durumları nedeniyle düşük faizli sistemin sürdürülmesi gerektiğini iddia ediyorlar. Trump’ın izleyeceği politikanın, tekrar kamu yatırımlarına ağırlık verilen bir politika olarak düşünülüyor. Eğer bu öngörülerimiz gerçekleşirse ben doların uluslararası piyasalarda biraz daha değer kazanacağını düşünüyorum. Ki Amerikan merkez bankası da önümüzdeki yıl içerisinde üç faiz artırımı daha öngörüyor. Bu gelişmeler gerçekleşirse de, ben doların 3 liranın altına ineceğini düşünmüyorum. Ama ocak ayından sonra 3-3.20’lerde dengeye geleceğini düşünüyorum. Belki biraz yukarısı belki biraz aşağısı olur ama 3 liranın altına ineceğini düşünmüyorum” dedi.

“Cumhurbaşkanının çağrısı ve toplumun buna destek vermesi doları ciddi biçimde frenledi”

Prof. Dr. Şıklar, toplumun, kısa sürede yerli paradan yabancı paraya ya da tam tersi yabancı paradan yerli paraya dönüşler gerçekleştirmesinin ekonomik dengeyi oldukça etkileyebildiğini kaydetti.

“Cumhurbaşkanının çağrısı ve toplumun buna destek vermesi doları ciddi biçimde frenledi” diyen Şıklar, “Trump’ın seçimi kazanmasından sonra uluslararası piyasalarda çok ciddi bir belirsizlik ortaya çıktı. Bunun üzerine bir de bizim kendi iç dinamiklerimizde yaşadığımız terör olayları, siyasi belirsizlik, başkanlık tartışmaları gibi gelişmeler dolarda birden bire yukarıya doğru bir oynaklık meydana getirdi. Bu tür ortamlarda yapılması gereken merkez bankasının müdahalesidir. Yani merkez bankasının piyasaya döviz satarak veya döviz alarak müdahale etmesidir. Ancak bu da merkez bankasının döviz rezervlerini etkiler. Toplumda, yastık altında saklanan çok ciddi bir dolar birikimi olduğu biliniyor. Bunları, hem oynaklığı düşürebilmek için hem de bu paraların sisteme girmesi için sisteme kanalize etmek gerekiyordu. Türkiye’de tasarruf oranları düşük diyoruz ama aslında tasarruf oranları düşünüldüğü gibi veya mevcut hesaplara göre hesaplandığı gibi düşük değil. Bunun nedeni de yastık altı durumudur. Bence sayın Cumhurbaşkanının bu konudaki çağrısı ve toplumun da buna destek vermesi doları ciddi biçimde frenledi. Ama üzerine Amerika’daki merkez bankasının faizi yükseltmesi, Türkiye’de merkez bankasının faiz tutması gibi gelişmelerin getirdiği bir baskı var. Ama ben bunun geçici olduğunu düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

“Ocak ayına kadar bu tür dalgalanmalar devam edecektir”

Prof. Dr. Şıklar, dolardaki dalgalanmaların Trump’ın görevi devralacağı güne kadar devam edeceğini de anlatarak, şöyle devam etti:

“Trump, ocak ayında yönetimi devralacak. O tarihe kadar bu tür dalgalanmalar devam edecektir. Ancak o tarihten sonra piyasadaki belirsizlik azalmaya başlayacağı için umarım kendi iç dinamiklerimizde de istikrarı sağlayabileceğimiz için ben dolardaki oynaklığın uzun süre devam edeceğini düşünmüyorum. Ama sayın Cumhurbaşkanının çağrısı mutlaka ki etkili oldu. Dolar 3.60’lardan 3.30-3.35’lere kadar geriledi. Bugün baktığımda ise 3.50’ler civarında bir dolar kuru vardı. Dolayısıyla toplumun bu çağrıya olumlu tepki de vermesi son derece önemli. Bu durum, artık bu konularda toplumsal bir bilinç oluştuğunu gösteriyor. Böyle bir çağrıyla toplumun harekete geçirilebilmesi bence toplumun iç dinamiklerinin artık bu sürece uyum gösterdiğini ve istikrarsızlıktan bıktığının bir göstergesidir. Bu toplum istikrarsızlık istemiyor. Bundan sonraki süreçte de bu dinamiğin devam edeceğini düşünüyorum. Ocak’tan sonra da artık piyasalar yerli yerine oturur diye tahmin ediyoruz. Öyle bir beklentimiz var.”
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile