Domlar Ötekileştirilmekten Rahatsız

Domlar Ötekileştirilmekten Rahatsız

Diyarbakır ve çevresinde sayıları 15 bini bulan Domlar ve Romanlar, özellikle Güneydoğu ve çevresinde yaşadıkları ayrımcılık nedeniyle zor zamanlar geçiriyor. Tüm olumsuzluklara rağmen bayrak için canlarını feda etmeye hazır olduklarını belirten Domlar, devletten yardım bekliyor.

Tam tarihi bilinmemekle birlikte, Hindistan’dan tüm dünyaya yayılan, Domlar’ın Güneydoğu’da yaklaşık 100 bin nüfusa sahip olduğu tahmin ediliyor. Çoğunluğu hala göçebe olan bir kısmı kente yerleşik hayata geçen Domlar ve Romanlar, temel geçim kaynakları olan sokak müzisyenliğini de uzun bir süredir yapamaz duruma geldi. Yaşadıkları bölgede bazen, üzerlerine atılan iftira nedeniyle zorluk çeken Domlar ve Romanlar, yaşadıkları zor şartların düzeltilmesini bekliyor.

Kültürleri ve yaşadıkları zorluklarla ilgili İHA muhabirine açıklamalarda bulunan Diyarbakır Domlar ve Romanlar Gençlik Spor Kulübü Kültür Derneği Başkanı Mehmet Demir, kendilerinin bu derneği 2007’de kurduklarını kuruluşundan beri de derneğin başkanlığını sürdürdüğünü söyledi.

Diyarbakır Domlar ve Romanlar Gençlik Spor Kulübü Kültür Derneği’nin açılışına İngiltere, Amerika dahil 36 ülkeden araştırmacı ve davetlilerin geldiğini belirten Demir, dernekle birlikte Diyarbakır ve çevresinde yaşayan yaklaşık 15 bin Dom ve Roman’a ulaştıklarını kaydetti.

Eskiden kendi imkanlarıyla, kültürleri ile geçimlerini sağladıklarını aktaran Demir, bu şekilde kendilerine göre çok güzel bir hayat yaşadıklarını dile getirdi.

“Nereye gitsek hep hırsız damgası yiyorduk”

Tarih boyunca hep göçebe yaşadıklarını hatırlatan Demir, konuşmasına şöyle devam etti:

“Biz göçebe yaşıyorduk, kervanımızı bir köyün kırsalına koyduğumuz zaman köylüler alışkındı, bir hırsızlık olayı olduğu zaman, birbirlerinin eşyalarını çalıyorlardı sabah kalktıklarında çingeneler gelmiş kesin onlar yapmıştır diyorlardı. Artık tat kalmamıştı, nereye gidiyorsak hep bize hırsız diyorlardı. Çocuklarımız köye gidiyordu, bütün köy çocukları toplanıp bizimkilere taş atıyorlardı, köpekle üzerlerine saldırıyorlardı. Biz artık dayanamayacağımız noktaya geldik, sonra yavaş yavaş yerleşmeye başladık. Biz de insanız, biz de bu vatanın çocuğuyuz, biz de bu devletin çocuğuyuz, biz de bu bayrağın altında yaşıyoruz, biz de bu milletin içinde yaşıyoruz. Yerleşik hayata geçtiğimizde de sorunlarımız bitmedi. Hep iftiraya uğradık. Adamlar birbirlerini vuruyorlar, öldürüyorlar sonra bizim üzerimize atıyorlar suçu.”

“Yukarıda Allah, aşağıda devletimize sığınıyoruz”

Tarihin her döneminde çok sıkıntılar çektiklerini anlatan Demir, şöyle konuştu:

“Yukarıda Allah aşağıda da devletimizden bir beklentimiz var. Devletimiz bize sahip çıkmazsa, gençlerimize sahip çıkmazsa bunların durumu çok kötüdür. Hepsi perişan halde ve gün geçtikçe berbat olacak her şey. Yok olacağız, bize gözü kesenler de çocuklarımızı zorla ellerimizden alıp götürecekler. Keşke bize eski kültürümüzü verseler biz yeri öperiz. Eskiden biz çoluk çocuğumuzu aç bırakmıyorduk, kimseye muhtaç olmuyorduk. Haftada bir düğüne gitseydik yeterdi artardı bile bizim için. 4 dönemdir dernek başkanıyım, hep mücadele ediyorum ki bize bir yer verilsin. Devlet bize nereyi layık görürse biz oraya gitmeye hazırız. En azından iftiraya maruz kalmayacağız ve ötekileştirilmeyeceğiz. Bizim de artık imkanlarımız olsun, okulumuz olsun bizim de çalışabilecek bir yerimiz olsun.”

“Bayrağımız uğruna can vermeye hazırız”

Domlar ve Romanların bayrak uğruna canlarını vermeye hazır olduğunu vurgulayan demir, sözlerini şöyle tamamladı:

“Bizim çocuklarımız da okuyor, bunlar da Türk evladıdır. Bizim çocuklarımız da Türk bayrağının altında yaşıyor, bunlar da bu vatanın çocuğudur. Ülkemize herhangi bir tehdit olduğunda biz de savaşacağız tıpkı dedelerimizin savaşacağı gibi, biz de bu kanı dökeceğiz, biz de Türk bayrağımıza sahip çıkacağız, kellemiz bayrağımızın uğrundadır, bu ayrımcılığın sebebi nedir. En çok ayrımcılığa maruz kaldığımız yerler Diyarbakır, Güneydoğu’nun çevrelerinde yaşadık. Köylere gidiyoruz kovuyorlar, şehirlere geliyoruz yine kovuyorlar, peki biz nereye gideceğiz? Evet 15 bin nüfus Diyarbakır’da var fakat çevrede 100 binin üzerinde nüfusumuz var. Bunların çoğu göçebe geziyor, ne yapacağız.”

MEKSA Domlara umut olacak

Mesleki Eğitim ve küçük Sanayii Destekleme Vakfı (MEKSA) tarafından hazırlanan Mezopotamya’nın Kalıp Halkı Domlar projesi Avrupa Birliği tarafından kabul edildi. Türkiye’de ilk defa Domlarla ilgili bir proje AB tarafından kabul edilirken, proje sayesinde 150 Dom kadınına mesleki eğitim verileceği öğrenildi. Özellikle el sanatlarına yönelik mesleklerin yer aldığı projede sepet örücülüğü, deri işleme, ipek puşi dokuma ile ilgili atölyeler kurulacak.
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile