Türkiye genelinde 12 Eylül 'den bu yana PKK ve PJAK 'lı tutuklu ve hükümlüler tarafından 58 cezaevinde devam eden süresiz açlık grevinde bugün 42. güne girildi. Abdullah Öcalan 'a yönelik tecritin kaldırılması, anadilde eğitim ve savunma talepleriyle açlık grevine başlayan mahkumların sayısı her geçen gün artıyor. F tipi cezaevlerine karşı 2000 yılında 43 cezaevinde başlatılan açlık grevlerinde Yaşar Kemal, Orhan Pamuk, Zülfü Livaneli, Mehmet Bekâroğlu, Can Dündar ve Oral Çalışlar 'dan oluşan heyet, arabuluculuk görevi üstlenmişti. Bayrampaşa Cezaevi 'nde açlık grevinde bulunan mahkumlarla 9 Aralık 'ta yapılan görüşmenin ardından Yaşar Kemal, “Görüşmeler umut verici” demişti. Süreç, 19 Aralık 'ta 20 cezaevine eş zamanlı gerçekleştirilen operasyonlarda 32 kişinin hayatını kaybetmesiyle son bulmuştu. O dönem çözüm için bir araya gelen isimler, Milliyet 'e konuştu:
Kritik eşiğe yaklaşıyoruz
- Oral Çalışlar: 1996 'da açlık grevlerinin 60. gününde ölümler başlamıştı. Bir grup aydın araya girmiştik ve bir protokol imzalanmıştı. O dönem taleplerinin takipçisi olacağımıza dair mahkumlara söz vermiştik. 2000 'de tekrar çağırıldık. Çok uğraştık ama başarısız olduk. 'Mahkumlar kendilerini yaktılar ' denildi. Medya bugünkü açlık grevlerinin ışığında kendisini gözden geçirmeli. O dönemki gazetem Cumhuriyet ile başım belaya giriyordu neredeyse. O zaman PKK katılmamıştı. Kritik eşiğe yaklaşıyoruz. Yeniden ölüm orucunu sonlandıracak inisiyatiflere ihtiyaç olacağı bir gerçek. Ben böyle bir girişime kendimi hazır hissetmiyorum çünkü güvenemiyorum. Çözüm üretmek devletin önceliği ama aydınların da duyarlılığı artırmak görevi.”
- Zülfü Livaneli: 1996 ve 2000 'de arabulucu olarak görev aldık. O zaman siyasi iklim tamamen farklıydı. 1996 'da operasyon olmadan çözülebilmişti. Ancak 2000 'de siyasi irade ve güvenlik güçleri 'Hayata Dönüş ' dedikleri vahşi operasyonu yapmaya kararlılardı. 1996 'da basın bizi önemli bir görev yapıyorlar diye, 2000 'de ise teröristlere yardım ediyorlar diye tanıttı. Operasyon kararının alındığı belliydi. Bugün, şimdiden harekete geçmek lazım. İnsanlar ölmeye, gözlerini kaybetmeye başladıktan sonra çok zor oluyor her şey. Ama ölüm olmadan kimse ilgilenmiyor. Geri dönülmez kayıplar başlamadan tekrar bazı arkadaşların bu görevi yapması gerekir diye düşünüyorum.
'Talepler kabul edilebilir '
- Mehmet Bekaroğlu: 2000 'de insanların ölmemesi için duyarlılık vardı. Bugün mahkûmların talepleri, Öcalan 'a tecritin kaldırılması ile anadilde savunma ve eğitim. Bunlar halledilebilir talepler. Burada irade beyanı yeter. İyi niyetle bakılırsa bu iş çözülür gibi geliyor. Bayramdan hemen sonra ölümler gelebilir. O zaman işler zora girer.
İHD rapor hazırladı
Açlık grevlerinde kritik eşik aşıldıktan sonra geri dönüşü olmayan hasarlar oluşabiliyor. İHD 'nin açlık grevinde bulunan mahkumlar hakkında hazırladığı rapordan satırlar:
- Nurcan Can: Algılama problemleri oluşmaya başlamış.
- Hanım Çelik: Halsizlik ve algıda problem yaşıyor.
- Çimen Türk: Uyku problemi var, kalp ritimleri düzensiz.
- Canan Güler: Baş ağrıları başladı, idrar yollarında problem oluşmuş.
Risk taşıyana müdahale ederiz
Adalet Bakanlığı kaynakları, eylemlerin gerçekleştirildiği tüm cezaevlerinde gerekli sağlık önemlerinin alındığını, şekerli ve tuzlu su ile B1 vitamini verilen eylemcilerden henüz kritik aşamaya gelen mahkumun bulunmadığını, kritik aşamaya gelenlere ise “uluslararası sözleşmelere aykırılık” iddialarına rağmen müdahale edileceğini bildirdi. Kaynaklar, yasaların bu tür durumlara karşı bakanlığı özellikle yetkilendirdiğine işaret etti. Buna karşılık, mahkûmların ailelerinin kurduğu TUHAD FED adlı derneğin başkanı Zübeyde Teker, avukatların verdiği bilgilere göre, mahkumlarda görme bozuklukları, mide ve bağırsak kanaması, hafızada zedelenme, hareketsizlik, kas ağrıları gibi belirtilerin görüldüğünü iddia etti.
Mahkum yakınları ise eylemcilere ilk 10 gün B1 vitamini, şekerli ve tuzlu su verilmediğini, bunun da eylemcileri ölüm orucuna zorlamak anlamına geldiğini kaydetti.
Aydınlar bildiri yayınladı
Akademisyen, gazeteci ve sanatçılardan oluşan bir grup aydın bir bildiri yayınlayarak hükümeti göreve çağırdı. Bildiride, “Bugünleri daha önce yaşadık. Bir kez daha böyle bir utancı yaşamak istemiyoruz.
Hükümet yetkililerinin duyarsızlığı devam ettikçe bini aşkın genç adım adım ölüme yaklaşıyor. Bu kabusa sessiz kalamayız. Bayram sonrasında açlık grevi 7. haftayı doldurduğunda geri dönülmez aşamaya ulaşılacak. Hükümeti çözüme ilişkin iyi niyet göstermeye, somut adımlar atmaya çağırıyoruz” denildi. Metne imza atan isimlerden bazıları: Ali Nesin, Ahmet Telli, Aydın Engin, Ayşe Gül Altınay, Ayşe Hür, Bekir Ağırdır, Ertuğrul Mavioğlu, Ferhat Kentel, Ferhat Tunç, Garo Paylan, Gençay Gürsoy, Hülya Gülbahar, İpek Çalışlar, Karin Karakaşlı, Mehmet Bekaroğlu, Mesut Yeğen, Mithat Sancar, Murat Paker, Nadire Mater, Nazan Üstündağ, Necmiye Alpay, Nil Mutluer, Orhan Alkaya, Oya Baydar, Ömer Madra, Rober Koptaş, Suavi, Ufuk Uras, Vedat Türkali
Dönülmez yola girmeden çözelim
Açlık grevine başlayan mahkûmlar 42. güne girdi. 2000 yılındaki açlık grevinde arabuluculuk yapan heyettekiler, dönüşü olmayan yola girmeden çözümün bulunması gerektiği görüşünde