Dört Eski Bakanla İlgili Kurulan Meclis Soruşturma Komisyonu

CHP'nin dört eski bakanla ilgili kurulan Meclis Soruşturma Komisyonu üyesi İzmir Milletvekilleri Aksünger ve Rıza Türmen, TBMM'de basın toplantısı düzenledi.

Soruşturma komisyonunun unutulmak istenen bir komisyon haline dönüştürüldüğünü ileri süren Aksünger, komisyonunun İstanbul'da tanık ifadelerine başvurduğunu hatırlattı. İş adamı Rıza Sarraf'ın tanıklıktan çekilmesini eleştiren Aksünger, Sarraf hakkında tanıklığına başvurulmadan kısa süre önce takipsizlik kararı verilmesinin soruşturmayı yerle bir ettiğini söyledi.

Aksünger, tanıklıklarına başvurulması işleminin Meclis'te yapılmamasına da tepki gösterdi.
"Orada bu davanın kilit isimlerinin hepsi bir vesile ile bir kere dinlendikten, bazıları da tanıklıktan çekilme hakkını kullandıktan sonra tekrar tanıklığa çağırmanız için yeni şartların oluşması gerekir" diyen Aksünger, Komisyon Başkanı Hakkı Köylü'nün komisyonda dinlenmesini önerdiği kişilere ilişkin listenin oluşturulma yöntemini de eleştirdi.

Listenin, soruşturmaya konu eski bakanlar hakkında aleyhte bir delil üretebilme ihtimali olmayan kişilerden meydana getirildiğine savunan Aksünger, ancak bu listenin komisyon üyelerinin ortak kararıyla hazırlanması yönünde prensip kararı alındığını, bu karara uyulmadığını ileri sürdü.
Aksünger, şu değerlendirmelerde bulundu:
"İş bizim açımızdan şudur; bu kararlar alınırsa CHP olarak biz bu kararları hiçbir zaman legalize etmeyeceğiz. Orada bir karar almak istiyorlarsa, buyurun yine parmak çoğunluğuyla alın kararları ama biz burada ortaklaşa olmayacağız. Bundan sonraki süreçte biz komisyondan çekilmiyoruz, çalışmaları takip edeceğiz. İsteklerimizi dile getireceğiz, not düşeceğiz, şerh düşeceğiz. Geleceğe bu davaları nasıl taşıyacaksak onlarla ilgili gerekli bütün çabaları göstereceğiz."

- "18 klasörde ne olduğunu, değiştirilen, yerlerinden oynatılan savcılar biliyor"

Türmen de CHP olarak 46 kişinin dinlenmesini istediklerini ancak komisyonun dünkü toplantısında dinlenmesine karar verilen kişilerin sayısının ise 10 olduğunu vurguladı. Türmen, "Bu 10 kişi arasında gerçeği bulmamıza yardımcı olacak pek de fazla kişi yoktur. Bizim listemizde başkalarının yanı sıra Cumhuriyet savcısı Celal Kara vardı, Zekeriya Öz vardı, Organize Suçlar Şube Müdürü Nazmi Ardıç vardı" diye konuştu.

Soruşturma dosyalarının Meclis'e 32 klasör olarak geldiğini ancak iade edilmesi ve savcıların değişmesinin ardından bu sayının 14'e düştüğünü ifade eden Türmen, "Geri kalan 18 klasörde ne olduğunu, değiştirilen, yerlerinden oynatılan savcılar biliyor. O savcıları dinlersek, bu 18 klasörün akıbetini de öğrenmiş oluruz" dedi.

Rıza Sarraf hakkında verilen takipsizlik kararının hukuka aykırı olduğunu savunan Türmen, şöyle devam etti:
"Rüşvet suçu dediğiniz, irtibat halinde bir suç. Bir rüşvet veren, bir de alan var. Biz rüşvet alanı soruşturuyoruz ama onu bulabilmek için vereni de soruşturmak zorundasınız. İrtibat halinde suçlar olduğundan zaten takipsizlik kararı verilmeyip bütün bu işin Meclis'teki soruşturma komisyonuna bırakılması gerekirdi. Bu yanlış düzeltilebilir. Komisyon 'bunlar irtibat halinde suçlardır. Biz dört bakanın suçlu olup olmadığını bulabilmek için bunları da dinlemeyiz' demelidir. Ama dememektedir.
Soruşturma komisyonunun parmak çoğunluğu ile karar alması görevini ne kadar layıkıyla yerine getirip getirmediği konusunda kuşkulara, tereddütlere, soru işaretlerine yol açmaktadır. Soruşturma komisyonun görevini tarafsızlık içinde yerine getirmediği konusunda kamuoyunda bir düşünce hakim olursa o zaman komisyonun vereceği karar aslında dört bakan lehine değil, aleyhine olur. Bugün gidiş o gidiştir."

-"Günleri heba etmeseydik bunun gibi 200'e yakın insanı dinlerdik"

Aksünger ve Türmen açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını da yanıtladı.
Bir soru üzerine Rıza Sarraf'ın İstanbul'da tanıklığa çağrılmasının ve tanıklık yapmamasının Meclis'in saygınlığına gölge düşürdüğünü belirten Aksünger, bununla ilgili gerekli hukuki girişimde bulunacaklarını söyledi.

Komisyonun çalışmalarında zaman kaybettiğini de ileri süren Aksünger, "Biz günleri heba etmeseydik bunun gibi 200'e yakın insanı dinlerdik, tüm dosyaları da incelerdik. Ortaya çok objektif bir iş çıkardı. Kamuoyu bu konuda belki vicdanen rahat olabilirdi. Ama kamuoyunun bu konuda vicdanen rahat olmaması gerekir şu anda. Soruşturma Komisyonu suni gündemlerin üzerine yaptığı baskıyla yerin altına indirilmek isteniyor" şeklinde konuştu.


Türmen komisyonun mutlaka Rıza Sarraf'ı çağırması gerektiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Rüşvet veren yokken ortada, rüşvet alanla ilgili soruşturma doğru dürüst götürülemez. Bir takım usulsüzlüklere başvurarak, oy çoğunluğu ile bu işin üzerini kapatırsanız bunun bumerang etkisi vardır. böyle bir şekilde üstü kapatılan soruşturmada dört bakan beraat etmezler, kamuoyu vicdanında mahkum olurlar. O yüzden bu yola gitmek akıllıca bir şey değildir."
Aksünger, "Rıza Sarraf'ı Meclis'in karşısına getirmeye Meclis'in gücü yetmiyor mu?" sorusuna da İstanbul'un gidilmesinin gerekçesinin aslında oradaki dosyaların incelenmesi olduğuna işaret etti. Aksünger, kimlerin dinlenmesinin üzerinde mutabakat yokken böyle bir yaklaşım sergilendiğini, bunu kabul etmediklerini kimsenin ayağına gidilmesinden yana olmadıklarını kaydetti.

Aksünger, "Bir adam diyor ki 'ben ameliyat olacağım, ölebilirim belki'. 'Adam ölebilir, insani bir durum var burada dinleyelim' çok teatral bir durum bence" ifadelerini kullandı.
İstanbul Adliyesi'nde tanık ifadelerine başvuran heyette CHP'li üyenin de olduğunun hatırlatılması üzerine de Aksünger, "Sarraf konusunda Hakkı Köylü'nün 'burada da dinleriz, orada da dinleriz' şeklinde bir yaklaşımı olmuş. Çağrı yapıldıktan sonra gelmeyince kadük oluyor. O sıkıntı yaşandı" değerlendirmesinde bulundu.