Dr. Güçlü, 'Meme Kanseri, Tedavisi Olan Bir Hastaliktir'

Dr. Güçlü, 'Meme Kanseri, Tedavisi Olan Bir Hastaliktir'

70 yas araligindaki tüm kadinlarin sikayeti olmasa da düzenli olarak yilda bir kez mamografi tetkikini tarama amaçli yaptirmasini önerdi.

Düzce Üniversitesi Hastanesi’nde bulunan Dijital Tomosentez ve kontrastli mamografi ile meme dokusu üç boyutlu taranarak dogru teshis ve tedavi imkani saglaniyor.

Düzce Üniversitesi Radyoloji Anabilim Dali’ndan Dr. Ögretim Üyesi Derya Güçlü, kadinlarda en sik görülen meme kanserinin teshisinde büyük kolaylik saglayan dijital Mamografi hakkinda bilgi verdi. Dijital mamografinin meme kanserinin taramasinda ve erken teshisinde kullanilan, düsük doz X isini kullanilarak meme incelemesini saglayan özel bir görüntüleme yöntemi oldugunu ifade eden Dr. Güçlü, “Dijital Mamografi, bir çesit memenin röntgen filmidir. Klasik mamografiden farki, normal analog sistemlerde detektör olarak kullanilan mamografi filminin yerine dijital detektörlerin kullanilmasi ve bu sayede elde edilen görüntülerin dijital ortama aktarilip islenerek, mamografi degerlendirmek için gelistirilmis yüksek çözünürlüklü özel monitörlerde, radyolog tarafindan degerlendirilme olanagi saglamasidir” dedi.



Düsük dozda daha hizli çekim imkani

Dijital mamografinin klasik mamografiye göre avantajlarini siralayan Güçlü, “Daha düsük isin dozu kullanilmasi ve böylelikle hastanin daha az isin alarak incelemesinin yapilmasi, çekim ve inceleme sürecinin daha kisa olmasi ve elde edilen dijital imajlarin elektronik arsiv sistemlerinde saklanmasi ve ileride karsilastirma için bulup çikarilmasinin çok daha kolay olmasidir” dedi.

40-70 yas araligindaki tüm kadinlarin sikayeti olmasa da düzenli olarak yilda bir kez mamografi tetkikini tarama amaçli yaptirmasini önerdigini ifade eden Derya Güçlü, klinik muayene ile gerek görüldügünde daha genç yaslarda da tarama yapilabildigine dikkat çekti.

Üç boyutlu tarama çevrede sadece Düzce Üniversitesi Hastanesi’nde

Dijital mamografinin Düzce ve çevre illerde bulundugunu dile getiren Güçlü, ancak memenin 3 boyutlu olarak taranmasi imkanini veren tomosentez ve kontrastli mamografinin (CESM) son yillarda gelistirilen teknolojiler oldugunu animsatarak bu çevrede yalnizca Düzce Üniversitesi Hastanesi’nde bulundugunu sözlerine ekledi.

Detayli degerlendirme saglayarak gereksiz biyopsi oranini azaltmakta

Dijital Tomosentez teknolojisi ile meme dokusunun farkli açilardan mili metrelik kesitler seklinde 3 boyutlu olarak görüntülerinin elde edilebildigini kaydeden Güçlü, dijital ortamda elde edilen görüntülerin yüksek çözünürlüklü özel monitörlerle daha ayrintili olarak degerlendirildigini vurguladi. Radyoloji Uzmani Dr. Güçlü, açiklamasina su sekilde devam etti: “Tomosentez, özellikle yogun meme dokusuna sahip kisilerde dokularin birbiri üzerine binmesi sonucu ortaya çikan yaniltici görüntüleri ya da bu karmasa içinde dokular arasina saklanmis küçük anormallikleri ve lezyonlari tespit etmeye olanak saglamaktadir. Ayrica arada kalinan vakalarda detayli degerlendirme saglayarak gereksiz biyopsi orani azaltmaktadir” dedi.



“Kanserler görülebilir hale gelmektedir”

Kontrastli mamografi (CESM) tetkiki hakkinda da bilgilendirme yapan Dr. Güçlü, bu tetkikin damardan iyotlu kontrast madde enjeksiyonunu takiben gerçeklestirilen yüksek teknolojili mamografi yöntemi oldugunu ifade etti.

Güçlü, bu yöntemin damar yolu ile verilen iyotlu kontrast madde ile meme kanserinin boyanmasinin ortaya konmasina dayandigini ifade ederek “Mamografilerde yogun meme dokusu nedeni ile görülemeyen kanserler görülebilir hale gelmektedir. Tarama sonuçlarinin kesin olmadigi durumlarda bulgulari netlestirmede, yogun meme dokusu olan yüksek risk grubundaki hastalarda daha detayli bir tarama yapmada, bilinen meme kanseri olan hastalarda ameliyat öncesi degerlendirmede, meme MR endikasyonu olan ancak MR’in kontrendike oldugu durumlarda ve MR’a giremeyen klostrofobik hastalarda MR yerine kullanilma imkani sunmaktadir” diye konustu.



“Alinan doz çok düsük olup, kanitlanmis herhangi bir zarari yoktur”

Birçok kadinin mamografi çekiminde alacagi radyasyondan endise duyduguna dikkat çeken Ögretim Üyesi Güçlü, “Normal yasantimizda 3-6 ay arasinda dogadan aldigimiz radyasyon ya da uzun bir uçak yolculugunda günesten alinan radyasyon ile mamografi çekiminden alinan radyasyon ayni miktara karsilik gelmektedir. Alinan doz çok düsük olup kanitlanmis herhangi bir zarari yoktur. Dijital mamografi teknolojisi ile bu dozu daha da düsürecek teknikler kullanilmaktadir. Meme kanserinin sikligi ve erken taninin önemi düsünüldügünde radyasyonun riski önemsiz kalmaktadir” ifadelerini kullandi.

Dijital Mamografi ile bütün meme kanserlerinin saptanamadigini da dile getiren Güçlü, “Mamografi, memenin veya kanserin yapisina bagli nedenlerle meme kanserlerinin bir kismini en uygun sartlarda yapilsa bile gözden kaçirabilmektedir. Özellikle meme dokusu yogun olanlarda küçük kitleleri görmek zordur. Meme dokusunun yogun oldugu kisiler ek olarak yapilacak ultrasonografi incelemesi, son birkaç yildir kullanima giren 3 boyutlu mamografi (tomosentez) yöntemi ve gerekirse MR ile desteklenebilir” dedi.



“Meme Kanseri, tedavisi olan bir hastaliktir”

Meme kanserinin, Türkiye’de ve dünyada en sik görülen ve en sik öldüren kadin kanseri olduguna isaret eden Dr. Güçlü, bu nedenle tarama yapilmasinin önemine vurgu yapti. Meme kanseri taramasi ile kanseri küçükken ve hastanin veya muayene eden doktorun eline gelecek boyuta ulasmadan yakalamayi amaçlandiklarini vurgulayan Ögretim Üyesi, bu sayede meme kanserine bagli ölümlerde azalma saglandigini belirtti.

“Meme kanseri korkulacak degil, tedavisi olan bir hastaliktir” diyen Dr. Güçlü, “Önemli olan erken saptamaktir. Erken teshis için düzenli olarak hem elle hem de tarama yoluyla yapilan kontrollerinizi ihmal etmeyin çünkü erken teshis, hayat kurtarir!” ifadelerini kullandi.
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile