Giresun Üniversitesi Prof. Dr. A. İlhan Özdemir Eğitim ve Araştırma Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doktor Hayriye Bektaş Aksoy, astım hastalarının merak ettiklerini cevapladı.
Astım hastalığına ilgili olarak belirtilerden en sık görünenin nefes alıp verirken ‘hırıltı’ şikayeti olduğunu belirten Aksoy, “Astım akciğer içi hava yollarında daralmaya neden olan ve alevlenmeler ile seyreden kronik bir akciğer hastalığıdır. Hastalık tekrarlayan nefes darlığı, nefes alıp verirken ortaya çıkan hırıltı, hışıltı, ıslık sesi, göğüste baskı hissi ve öksürük gibi belirtilerle kendini gösterir. Hastaya ve hastalığın şiddetine bağlı olmakla birlikte belirtilerin bazen bir bazen de tümü görülebilir” dedi.
“Astım tanısı öykü, fizik muayene ve laboratuvar parametreleri ile konulur” diyen Aksoy, “Hastadan alınan ayrıntılı anamnez (öykü) yanı sıra solunum fizik muayenede elde edilen hava yolu daralma belirteçlerine dair bulgular, solunum fonksiyon testleri ve alerjik deri testleri tanıyı desteklemektedir. Dünyada yaklaşık 300 milyon kadar astımlı hasta olduğu tahmin edilmektedir. Ülkemizde ise yaklaşık her 12-13 erişkinden biri ve 7-8 çocuktan biri astım hastasıdır. Bununla birlikte astım sıklığı yıllar içerisinde giderek artmaktadır” ifadelerini kullandı.
“Astımlı hastalar nasıl yaşamalılar?” sorusuna ise Aksoy, “Astımlı hastalar, çevresel olarak yakınmalarını arttıran faktörlere dikkat etmek koşulu ile günlük yaşamda diledikleri birçok şeyi yapabilirler. Astımlı hastaların günlük aktivitelerini kolayca yapabilmesi, hobileri ile uğraşması, kısaca yaşamın içinde aktif olarak yer almaları hekimlerin en fazla hedeflediği noktalardan biridir” şeklinde cevap verdi.
Astım tedavisinin amacının hastalığın kontrol altına alınması ve sağlanan bu durumun idame ettirilmesi olduğunu kaydeden Dr. Aksoy, “Dünyada olduğu gibi, ülkemizde de bu hastalığın tedavisi ile ilgili gerekli her türlü ilaç ve malzeme bulunmaktadır. Uygun ilaç tedavisiyle astımlılar iş ve okul dâhil günlük yaşamlarına, hastalık nedeni ile herhangi bir kısıtlanma olmadan devam edebilirler. Astım ilaçlarının büyük bir kısmı soluk alma yolu (inhalasyon) ile kullanılan ilaçlardır ve bu yolla daha az yan etki ile direk hava yollarında istenen tedavi edici etkiyi oluştururlar. İnhalasyon yolu ile kullanılan ilaçların her biri özel cihazlar içinde yer almaktadır. Tedaviye başlanırken bu özel cihazların kullanım şekli mutlaka hastalara doğru bir şekilde görsel ve yazılı bir şekilde anlatılmalıdır” şeklinde konuştu.
Astım hastalarının spor yapmaktan korkmaması gerektiğini ifade eden Aksoy, “Astım hastalığı spor yapılmasına engel değildir. Astımlı hastalar öncesinde hekimlerinden gerekli önerileri alarak ve çevresel tetikleyicilere dikkat ederek yürüyüş, hafif koşu, yüzme hatta performans sporlarını yapabilirler. Astımda özellikle çocukluk yaş grubunda fiziksel aktivitenin artırılmasının, mümkünse düzenli sporun hastalığın seyrine olumlu katkıları olduğu gösterilmiştir. Bu sayede günlük kullanılan ilaç dozları, randevusuz hekim başvuruları ve astım nedeniyle hastaneye yatışlar, acile başvuruların azaltılabildiği saptanmıştır” diye konuştu.
Havada ani gelişen nem ve ısı değişiklikleri sonrası astım belirtilerinin başlayabildiğini kaydeden Aksoy, “Genellikle kış aylarında ve yağışlı havalarda yakınmalar artar. Motorlu taşıtlardan, sanayi ve konutlarda kullanılan yakıtlardan kaynaklanan gaz ve tanecikler solunum yollarını tahriş eder. Dış ortamda hava kirliliğinin yoğun olduğu günlerde gereksiz aktivitelerden kaçınılmalı, evin pencereleri kapalı tutulmalı, gerekmiyorsa dışarı çıkılmamalıdır. Astımı olan hastalar kesinlikle tütün/tütün ürünü kullanmamalı ve bu ürünlerin kullanıldığı ortamda bulunmamalıdır” uyarılarında bulundu.
Dr. Hayriye Bektaş Aksoy Açıklaması 'Astım Hastalarının Spor Yapmasında Bir Engel Yok'
Dr. Hayriye Bektaş Aksoy, astım hastalarının spor yapmasında bir engel olmadığını, çocuk yaştaki hastalarda ise sporun fayda gösterdiğini söyledi.