Dr. Kemik Açıklaması
İçel İl Halk Sağlığı Müdürü Dr. Aytekin Kemik, tüm insanlığın sorunu olan obezitenin önümüzdeki 50 yılın en büyük problemlerinden biri olacağını belirterek, “İnsanlığın gidişatını kurtaracak şey, annelerimizin mutfağına ve aile sofralarımıza geri dönmemizdir” dedi.
Dünyada özellikle gelişmiş ülkelerin ciddi bütçeler ayırarak önüne geçmeye çalıştığı obezite, insanlığı tehdit etmeye devam ediyor. Son yıllarda Türkiye’de de artış gösteren obeziteye karşı sağlık politikası oluşturulmaya çalışılıyor. Obezite konusunda halkın bilinçlendirilmesi adına yapılan çalışmalara İçel’de bir yenisi daha eklendi. İçel İl Halk Sağlığı Müdürü Dr. Kemik, bizzat hazırladığı broşürle sağlıklı bir yaşam için yapılması gerekenleri öneriler halinde sıraladı. Çok basit, akılda kalacak, herkesin anlayabileceği şekilde bilgiler içeren ve 5 bin adet bastırılan broşürler, bütün kamu yemekhanelerine, okul kantinlerine ve aile sağlığı merkezlerine asıldı.
Obezite ile mücadele kapsamında yaptıkları çalışmalarla ilgili İHA muhabirine bilgi veren Dr. Kemik, yanlış beslenme ve hareketsizliğe bağlı pek çok sıkıntının çok ciddi bir komple sağlık problemi olarak insanlığın karşısına çıkacağı uyarısında bulundu. Önümüzdeki 50 yıllık sürede insanlığı tehdit eden en büyük problemlerden birinin obezite olacağını ifade eden Kemik, “50 yıl sonra kalp damar hastalıkları, ciddi tansiyon problemi, ciddi endokrin sistem hastalıkları, diyabet, eklem hastalıkları, hareketsizliğe bağlı pek çok sıkıntıyı beraberinde getirecek çok ciddi bir komple sağlık problemi olarak karşımıza çıkacak. Bununla baş etmemiz, insanımızı bilinçlendirmemiz lazım. Bunun iki yolu var; ya yediğinizi azaltacaksınız, aldığınız kaloriyi düşüreceksiniz ya aldığınız kaloriyi yakacaksınız” diye konuştu.
Halk Sağlığı Müdürlüğü olarak vatandaşa yaşam standardını değiştirecek çalışmalar yapma çabası içinde olduklarını dile getiren Kemik, “Bizim Akdeniz olarak kötü bir mutfağımız var. Hamur işleri ve hayvansal gıda ağırlıklı özellikle kebap, et ağırlıklı besleniyoruz. Özellikle mutfakla ilgili insanımıza anlatmamız gerekenler var. Bu çerçevede, tamamıyla kendi çalışmam olan ve birkaç hafta çalışarak oluşturduğum bir broşür var. Bu broşürle özellikle annelere önerilerde bulunduk” ifadelerini kullandı.
“GÜNE MUTLAKA GÜÇLÜ BİR KAHVALTIYLA BAŞLAYIN”
Mutfakta kesinlikle hijyene dikkat edilmesi gerektiğinin altını çizen Kemik, sağlıklı bir yaşam için ailenin güne mutlaka kahvaltıyla başlamasının da çok önemli olduğunu söyledi.
Kahvaltı ne kadar güçlü olursa annenin de ailenin sağlığına o kadar katkı sağlamış olacağına vurgu yapan Kemik, “Ayrıca yediğimizin miktarına ve sıklığına dikkat etmemiz gerekiyor. Sofradan doymadan kalkmamız lazım. Bir başka çok önemli nokta, annelerimizin özellikle aile sofralarına geri dönmesi gerekiyor. İnsanlığın gidişatını kurtaracak şey bu. Hazır gıdalardan, fastfoodlardan uzak durup mutlaka aile sofralarına geri dönmemiz gerekiyor. Mutlaka bütün fırınlarda tam buğday ekmeği çıkmalı ve bunu tüketmeliyiz. Mevsiminde bol sebze ve meyve tüketmeli, mümkünse direk üreticiden almalıyız. Hormonlu gıdalardan uzak durmak gerekiyor. Sofralarımızda zeytinyağını mutlaka çok kullanmamız gerekiyor” şeklinde konuştu.
“TATLI YERKEN İKİNCİ KEZ DÜŞÜNÜN”
Şekerli ve tatlı yiyecekleri yerken herkesin ikinci kez düşünmesi gerektiğinin de altını çizen Kemik, küçük bir dilim baklava yiyen insanın, o kaloriyi yakmak için 800-900 adım atması gerektiğini belirterek, şunları söyledi: “Eğer bir porsiyonda 4 dilim baklava varsa 3.5-4 kilometre yol yürümek lazım. İnsanımızın bunu bilmesi, şekerli her şeyi yerken ikinci kez düşünmesi gerekiyor. Yine hanımlar yemeklerdeki yağ ve salçayı mutlaka azaltmalı. İşlenmiş besinlerden uzak duralım, bol bol da su içelim. Bir de alkol ve sigaradan uzak durmak gerekiyor.”
“YÜRÜYÜN, ZIPLAYIN, KOŞUN, YÜZÜN, DANS EDİN”
Herkesin her fırsatta, her şartta, her gün yürümesini de isteyen Dr. Kemik, yürümenin hiçbir özel donanım gerektirmediğini kaydederek, şöyle devam etti: “Yürüyün, zıplayın, koşun, yüzün, dans edin. Yani hareket edin. Çünkü toplum son derece stabil bir hayata doğru gidiyor. Aileler, özellikle çocuklarını bilgisayarın başından kaldırsınlar, yürütsünler, yüzdürsünler, koştursunlar, dans ettirsinler. Çocuklarımızın bütün hayatları hamburger, kola, hazır besinler ve bilgisayarda masa başında hiç hareket etmeden oturuyorlar. Eskiden sokak oyunlarımız vardı. Kesinlikle hiçbir şekilde parka gitmeyen, oyun oynamayı bilmeyen çocuklar. Yani insanlarımız bu kadar kötü pozisyonda. Bunu herkesin birbirine anlatması gerekiyor. Çünkü bu sadece doktorların ya da müdürlerin anlatmasıyla olacak bir şey değil. Bütün insanların bilinçlenmesi lazım. Türkiye’de nüfusumuzun üçte ikisi obez ve morbit obez sınıfına giriyor. Obezite çok kötü geliyor. 2014’teki en büyük hedefimiz obeziteyle baş etmek. Tüm toplum olarak oturacağız bütün alışkanlıklarımızı değiştireceğiz. Bu iş ciddi gayret istiyor. Hep beraber yapmamız lazım. Annelerimizin mutfağına geri dönmemiz, katkı maddeli gıdalardan uzak durmamız, doğal ürünleri tüketmemiz lazım.”