Dr. Ögretim Üyesi Meltem Kaçikoç Açiklamasi 'Egirdir Gölü Için Önlem Alinmazsa Ikiye Ayrilacak'

Isparta’nin Egirdir ilçesinde günün degisik zamanlarinda mavi, yesil tonlara büründügü için ‘yedi renkli göl’ olarak adlandirilan Egirdir Gölü, mevsimsel yagislarin azligi nedeniyle kuraklik tehlikesi ile karsi karsiya kaldi. Süleyman Demirel Üniversitesi Mühendislik ve Doga Bilimleri Fakültesi, gölün kuraklik karsisinda beklenen olumsuz senaryodan etkilenmemesi için Tarim ve Orman Bakanligi Su Yönetimi Genel Müdürlügü ile birlikte alti havzada nehir havzasi yönetim planlarinin hazirlanmasi projesi çerçevesinde modelleme çalismasi gerçeklestirdi. Proje hakkinda konusan Süleyman Demirel Üniversitesi Mühendislik ve Doga Bilimleri Fakültesi Dr. Ögretim Üyesi Meltem Kaçikoç, Türkiye’de suyu yöneten otoritelerin su kaynaklarinin korunmasi adina sürekli projeler gerçeklestirdigini söyledi.

Modelleme projesi gerçeklestiren kurumlarin basinda Tarim Orman Bakanligi Su yönetimi Genel Müdürlügü oldugunu belirten Dr. Ögretim Üyesi Kaçikoç, “Söz konusu projede zaten alti yilda bir revize edilen nehir havzasi yönetim planlarinin hazirlanmasi projesi çerçevesinde gerçeklestirilen bir proje. Halihazirda ülkemizde alti nehir havzasinda Avrupa Birligi konsorsiyumlu bir proje gerçeklestirildi ve burada nehir havzasi yönetim planlari hazirlaniyor. Bu havzalardan bir tanesi de Antalya havzasi içerisinde yer alan Egirdir Gölü. Gölde gelinen noktada ikim degisikliginin muhtemel etkileri, kuraklik, kar yagisinin azalmasi gibi etkilerin yaninda Egirdir Gölü’nün tarim alanlarinda kullanimi ile birlestigi durumda göl seviyesinde, son yillarda bütün ülkede oldugu gibi kritik ve hizli bir düsüs gözlemlendi” dedi.

Egirdir Gölü’ndeki kritik su seviyelerinden bahseden Dr. Kaçikoç, “Özel hükümler çerçevesinde belirlenmis olan 914,74 olarak belirlenmis bir su kotu var. Devlet Su isleri tarafindan belirlenen minimum su seviyesi olan 914,62 olan su kotu var. Artik bu seviyeler çok görülebilen seviyeler. Geçtigimiz yillarda bunlar görünmüyordu ancak bu hizli düsüsler esnasinda bunlar artik ölçülebiliyor. Kritik nokta dedigimiz 913 metre diye bir seviyemiz var. Bu proje çerçevesinde belirledigimiz bir seviye degil. Batimetris incelendiginde gölün bogaz kismindaki bir su kotu ve bu seviyeye ulastigi zaman Hoyran bölümü ve Egirdir Gölü arasinda yer alan bogaz tamamen kuruyacak ve göl ikiye ayrilacak. Bu da istenmeyen bir durum çünkü bu duruma geldikten sonra artik gölün yok olmasi çok daha hizli olacak ve eski haline döndügümde de artik ne tarim alanlarinda kullanmak amaciyla ne ekolojik hayat için artik gölün eski performansini saglamasi mümkün olmayacaktir” seklinde konustu.



"Egirdir Gölü için önlem alinmazsa 2028 yilinda ikiye ayrilacak"

Yapilan modelleme çalismalari hakkinda bilgi veren Kaçikoç, proje çerçevesinde alinan tedbirlerin uygulanmasi halinde gölün optimum seviyelerine ulasabilecegini tespit ettiklerini söyledi.

Egirdir Gölü için önlem alinmazsa mevcut durumun devaminda gölün ikiye ayrilacagini vurgulayan Kaçikoç, “Göl 2038 yilinda 913 su kotuna ulasilacak ve göl ikiye ayrilacak. Mevcut duruma muhtemel siddetli kulakliklar da seyrederse bunlarin takibinde ise 2028 yilinda 913 su kotuna ulasacagi ve ikiye ayrilacagi modelleme çalismalari sonucunda tespit edilmis durumda” seklinde konustu.



"Egirdir Gölü için sayisiz bilimsel çalisma yapildi, gölün sorunlari bilinmekte"

Göl için alinabilecek önlemlerden bahseden Kaçikoç “Ilk olarak acil bir sekilde 2024 yilinda yüzde 50 kisintili sulamaya geçilecek ve kisa bir süre süre sonra bu kisintili sulama birakilip damla sulama sistemine, sonrasinda Atabey sulamasinda Isparta Atik Su Aritma tesisi çikis sularinin kullanilmasi ve halihazirda göle derivasyon saglayan Yilanli derivasyonuna, Bagilli regülatöründen ilave su transferi saglanmasi yönünde gelistirilen kümülatif senaryo sonucunda gölün artik eski güzel günlerine tekrar dönebilme umudunu görebildik çalismalarimiz sonucunda” dedi.

Egirdir Gölü özelinde sayisiz bilimsel çalisma yapildigini söyleyen Kaçikoç, “Gölün sorunlari bilinmekte, artik sorunlari tartismak yerine modelleme çalismalari ile sonuçlari sinanmis, hayata geçirilebilir, eylem planlarina ihtiyaç vardi ve biz de bu proje çerçevesinde bu çalismayi gerçeklestirdik. Bu çalismada bölgenin iklim degisikligine karsi dirençliliginin arttirilmasi, gölün etkin kullaniminin garanti altina alinmasi yönündeki çalismalarimizda aktif bir sekilde çevre mühendisligi bölümü olarak devam etmekte” açiklamalarinda bulundu.

Kaçikoç, konusmasinin devaminda iklim degisikliklerinin devam edebilecegini ve iklim degisikligine karsi direnmek yerine uyum saglamasi gerektigini söyleyerek suyun millî servet oldugu bilinciyle artik yeniliklere açik olunmasi gerektigini bildirdi.