Yeni Zelanda’nın Christchurch kentinde iki ayrı camiye cuma namazı esnasında düzenlenen silahlı saldırının hedefinin halk güvenliğini sabote etmek olduğunu söyleyen Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yener Özen, "Irkçı saldırılar toplumda derin güvensizlik duygusunun oluşmasını doğurur" dedi.
Travma Psikolojisi üzerine yaptığı çalışmalar neticesinde Travmatik Ben adlı kitabı hazırlayan Doç. Dr. Yener Özen Yeni Zelanda’da ki eylem üzerine açıklamada bulundu. Özen, Terör Nedir? sorusuna yönelik olarak verdiği cevapta "Kökünü Latince “terrere” sözcüğünden alan terör kelimesi; “korkutmak, dehşete düşürmek, korkup kaçırmak, caydırmak”) gibi anlamlar içermekte olup, Türkçedeki karşılığı “korkutma, yıldırma ve tedhiş” dir. Terör sözcüğü ilk kez Fransız ihtilal’inde kullanılmıştır. Üzerinde hem fikir olunamayan tanımı, nedenlerinin çeşitliliği ile terör olgusu; insan eliyle insanın yıkımına neden olan, halkta farklı tepkiler oluşturabilen, toplumun her kesimini topluca yaşanan bir felaketin parçası haline dönüştüren, toplumu derinden sarsan, korku ve dehşete yol açan, normal yaşam düzenini kesintiye uğratan olaylar olarak görülmektedir." dedi.
Teröristlerin eylemlerinde neyi hedeflediklerini açıklayan Doç. Dr. Yener Özen, "Temel amaç; isteklerinin gerçekleştirilmemesi durumunda neler yapabileceğine dair kronik bir tehdit, korku ve kişisel güvensizlik ortamı oluşturmaktır. Her eylem sadece o eylemden dolayı fiziksel ya da psikolojik olarak zarar gören kurban üzerinde değil; başka insanlar üzerinde de etkili olur ve ikincil travmatizasyon olur. Böylelikle de herkese kimin güçlü olduğu öğretilmiş ve ders verilmiş olur.
Psikolojik açıdan bakıldığında bir terörist eylemin hedef seçimi bağlamında iki şekilde gerçekleşebileceği söylenebilir: Belirli bir hedefi, amacı, yönü olan eylemler yani hedefin neden, nasıl seçildiği açık ve net olan eylemler ya da rastgele yani temel amacın aslında bir şeylere, bir yerlere ya da insanlara zarar verme amacını taşıyan eylemler. İlki politik bir güç elde etmeye yönelikken, ikincisi toplumsal bir yıkım yaratmaya, nefret kusmaya ve genel bir çatışma hali yaratmaya yöneliktir. Bilinçaltı utanç, nefret, suçluluk, yetersizlik, çaresizlik, bağlanamamışlık, terk ya da reddedilmişlik gibi duyguların bilinçüstüne bir ideolojik formülasyonla yansımasının sonucu olan eylemledir." diye konuştu.
Terör eylemi sonrası insanların neler yaşadığını anlatan Doç. Dr. Yener Özen "Terör durumlarında insanlar kendiliğinden bir şekilde, rahatlığın ve korunmanın ilk kaynaklarını ararlar. Yaralanmış askerler ve tecavüz edilmiş kadınlar, annelerine ya da Tanrı’ya seslenirler. Bu çığlıklara yanıt alınmadığında temel güven duygusu parçalanır. Travmatize insan kendisini tamamıyla terk edilmiş, tamamıyla yalnız, hayatı destekleyen insani ve ilahi koruma ve bakım sistemlerinin dışına itilmiş hisseder. Ondan sonra yabancılaşma ve kopma duygusu, en yakın aile bağlarından en soyut toplum ve din ortaklıklarına kadar her ilişkiye yayılır. Güven kaybolduğunda, travmatize insan kendini hayattan çok ölüme ait hisseder.İntihar eylemi için hazırlanmış bir canlı bomba ortalığı kan gölüne çevirirken, kendisini de yok ederek, hayatı öfke ve umutsuzluğun hedefi haline getirmekte, kendisinden esirgenenlerin adeta intikamını almaktadır. Bunun yanı sıra seçilmişlik duygusu onu, öteki dünyada daha iyi bir hayatın beklediğine ve bir dava uğrunda canını vermekle ruhunun ölümsüzleşeceğine inandırmıştır."dedi.
Bireysel saldırının örgütlü terör saldırılarından daha fazla psikolojik yıkıma ve travmaya yol açacağını belirten Özen "Yeni Zelanda gibi tamamen göçmenlerden oluşan bir ülkede din, mezhep ya da ırk tabanlı saldırılar toplumda derin güvensizlik doğurur. Hiçbir grup diğerine saygı, sevgi ve anlayış gösteremez hale gelir. Sürekli tedirginlik ve komşusunun dahi yarın kendine saldıracağı düşüncesi hâkim olur. Aslında böyle sözde bireysel saldırılar örgütlü terör saldırılarından daha fazla psikolojik yıkıma ve travmaya yol açar. Örgütlü yapılanmalarda örgüt yakalanıp dağıtılınca ya da bir nedenle faaliyetleri durdurulunca acılar diner ve travma kabuk bağlar. Ancak böyle bireysel gibi gözüken terör saldırıları kin, nefret ve başkalaştırma durumu genele yayılır ve daha yıkıcı etkisi olur. Zaten Yeni Zelanda da bunun hedeflendiği çok açık. Tamamen halk güvenliğini saboteye yönelik bir eylem." ifadelerine yer verdi.
Dr. Özen Açıklaması 'Bireysel Saldırı Terör Saldırılarından Daha Fazla Psikolojik Yıkıma Ve Travmaya Yol Açar'
Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yener Özen, Yeni Zelanda’da iki camiye düzenlenen terör saldırısının toplumda sürekli tedirginlik düşüncesine yol açacağını belirterek bireysel saldırının örgütlü terör saldırılarından daha fazla psikolojik yıkıma ve travmaya yol açacağını söyledi.