Dr. Özörnek Açıklaması 'Tüp Bebek Tedavisindeki Başarısızlıklar Artık Tarihe Karıştı'

Dr. Özörnek Açıklaması 'Tüp Bebek Tedavisindeki Başarısızlıklar Artık Tarihe Karıştı'

Dr. Hakan Özörnek, tüp bebek alanında kullanılan gelişmiş genetik tarama testleri sayesinde artık en sağlıklı embriyo seçilerek hem sağlıklı bebek şansı artırıldığını, hem de düşük riski ortadan kaldırıldığını söyledi.

Normal yollarla bebek sahibi olamayan çiftlerin en önemli alternatifi olan tüp bebek tedavisindeki başarısızlıklar artık tarihe karıştığını söyleyen Eurofertil Tüp Bebek Merkezinden Dr. Hakan Özörnek, günümüzde tüp bebek yöntemi ile bebek sahibi olmanın önünde kromozom sayısı anormalliklerine bağlı düşükler en büyük neden olarak görüldüğünü, gelişen tıp teknolojileri sayesinde artık bu düşüklerin önüne geçildiğini söyledi.



Yeni teknolojilerin günümüzde daha fazla kadına anne olma şansı tanıdığının altını çizen Özörnek, "Özel bir gebelik öncesi genetik tarama yöntemi olan Q-PCR yöntemi ile artık kromozomal açıdan sağlıklı ve normal olan embriyolar anne adayına transfer ediliyor. Bu sayede gebelik oranını artarken, düşük riski ise azaltılıyor" dedi.



"Her şey sağlıklı embriyoya bağlı"

Dr. Hakan Özörnek, sağlıklı bir bebeğe giden yolun sağlıklı bir embriyodan geçtiğini ifade ederek, "Kromozomal açıdan normal olan embriyoların transfer edilmesi gebelik oranlarının artmasını ve düşük riskinin azalmasını sağlar. Elde edilen embriyolardan normal olanların seçilmesi işlemine preimplantasyon genetik tarama denir. Özellikle belirli bir yaşın üzerindeki anne adaylarında, tekrarlayan tüp bebek başarısızlıkları ve tekrarlayan düşük yaşayan çiftlerde sağlıklı embriyoların seçilmesi işlemi büyük önem taşımaktadır. Böylece kromozom sayısı normal olan embriyo transferi ile gebeliğin ilerleyen dönemlerinde oluşabilecek sonlandırma işleminin de önüne geçilmesi hedeflenir" şeklinde konuştu.

"Genetik tarama yöntemi çok önemli"

Sağlıklı embriyo seçiminde yapılan genetik tarama testlerinin büyük önem taşıdığını ifade eden Dr. Hakan Özörnek şöyle devam etti: "Bu konuda ilk yıllarda embriyo gelişiminin 3’üncü gününde yapılan FISH testleri kullanıldı. Ancak FISH testinin kromozomların hepsini ölçmek yerine 5-7 adetini belirleyebilmesi eksik sonuçlar veriyordu. Ayrıca, 3’üncü günde yapılan biyopsinin de embriyoya zarar vererek hastanın gebelik şansını düşürdüğü bilimsel olarak kanıtlandı. Diğer yöntemler ise ya pahalı, ya da hastaya ekstra külfetler getiren yöntemlerdi. Eurofertil, günümüzde sadece ABD’de ve İtalya’da kullanılan bu yeni yöntemi Türkiye’de uygulamaya başlamıştır. Bu yöntem 4 saat gibi kısa bir sürede yüzde 99,5 başarı oranında sonuç vermektedir. Aynı zamanda taze transfer imkanı da sağlamaktadır".

"4 saatte tüm embriyolar inceleniyor"

Dr. Hakan Özörnek, ilerleyen tıp teknolojileri sayesinde genetik tarama sonuçlarının kesinliğinin de arttığını kaydetti.

Türkiye’nin bu yöntemi kullanan üç ülkeden biri olmasının da büyük mutluluk verdiğini ifade eden Özörnek, sözlerini şöyle tamamladı: "Türkiye’de sadece kliniğimiz tarafından uygulanan bu yöntem ile embriyodan 5’inci gün biyopsi ile alınan hücrelerden tüm kromozomların (23 çift, 46 adet) sayısal olarak incelemesi 4 saat içerisinde sonuca ulaşmaktadır. Bu sayede embriyoya zarar vermeden ve hastanın tedavisine ek bir fiziksel rahatsızlık vermeden genetik bozukluğu olan, ileri dönemde düşükle sonuçlanacak embriyolar anne rahmine yerleştirilmeden tespit edilerek, tüp bebek başarısı artırılmaktadır. qPCR’ın benzer testlere göre daha ekonomik olması daha geniş bir hasta grubunun kullanmasının söz konusu olması ideal bir tarama testi olduğunu ortaya koyuyor".
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile