Dr. Ziya Tay Açıklaması

Akşam yemeğiyle oruç tutanların gün içinde çok zorlandığını belirten Tay, bu nedenle tansiyon ve şeker düşmesi gibi rahatsızlıklarla karşı karşıya kalınabildiğini anlattı.

Ramazan ayının gelmesiyle birlikte beslenme alışkanlığının birden değiştiğini ifade eden Manisa Halk Sağlığı Müdürü Dr. Ziya Tay, yeterli ve dengeli beslenmenin sürdürülebilmesi için öğünlerin sahur ve iftarda iki ana öğün, iftardan sonra 1-1,5 saat arayla iki ara öğün şeklinde düzenlenmesi gerektiğini söyledi.

Sıcağın yoğun olduğu ve orucun uzun sürdüğü bu dönemde sahur öğününü atlamanın sağlık yönünden olumsuz etkileri olabileceğine dikkat çeken Dr. Tay sahura kalkılmamasının yaklaşık 16-17 saat olan açlık süresini 20 saatin üzerine çıkardığını, bunun da tansiyon ve kan şekerinin düşmesine neden olabileceğini belirterek, “Üşenmeyin, sahura mutlaka kalkın” dedi.

İFTARDA HIZLI YEMEK YEMEYİN
İftar sofralarının çeşitliliği ve bolluğunun Ramazan’ın yemek kültürü açısından en belirgin özelliği olduğu kaydeden Dr. Tay, iftarda kan şekeri çok düşük düzeye indiği için dengesiz ve yeterinden fazla besin tüketilmesine neden olduğunu söyledi.

İftarda yapılan en önemli hatanın çok hızlı bir şekilde ve yüksek miktarda besin tüketilmesi olduğunu belirten Dr. Tay, "Beyin, doyma emrini yemekten 15-20 dakika sonra vermektedir. Dolayısıyla çok hızlı yemek yemek, kısa sürede yüksek miktarda besin tüketilmesine neden olmakta, bu da kilo alımına zemin hazırlamaktadır'' dedi.

SAHURDA AĞIR YEMEKLERDEN KAÇININ
Sahur öğününün ağır yemeklerden oluşmamasının önemi üzerinde de duran Dr. Tay, gece metabolizma hızı yavaşladığı için vücudun yağlanma hızı ve kilo alma riskinin arttığına dikkat çekti. Dr. Tay, sahurda süt, yoğurt, peynir, yumurta gibi besinlerden oluşan hafif bir kahvaltı ya da çorba, sebze ve zeytinyağlı yemeklerden oluşan bir öğün tercih edilmesinin sağlıklı olacağını söyledi.

Gün içerisinde aşırı acıkma problemi olanların açlıklarını geciktirmek için kuru fasulye, nohut, mercimek, bulgur pilavı gibi yemekleri tüketme yolunu tercih edebileceğini ifade den Dr. Tay, aşırı yağlı, tuzlu ve ağır yemekler ile unlu gıdalardan uzak durulması gerektiğini hatırlattı.

SIVI TÜKETİMİNE DİKKAT EDİN
Sıcak Ramazan günlerinde vücudun kaybettiği sıvı ve mineralin karşılanmasının önemine de işaret eden Dr. Tay, yeterince sıvı alınmazsa vücutta su ve mineral kaybına bağlı bayılma hissi, bulantı, baş dönmesi gibi sağlık problemleri yaşanabileceğini ifade etti.

Ramazan'da sağlığı bozmadan ve kilo almadan oruç tutmanın ipuçlarını da veren Dr. Tay, önerilerini şöyle sıraladı:
"Tek seferde büyük porsiyonlar yerine, iftardan sonra belirli aralıklarla, her seferde küçük porsiyonlarla beslenilmelidir. Susama hissi duyulmasa bile iftar ve sahur arasında sık sık su içilmeli. Günde ortalama en az 2- 2,5 litre su tüketilmeli. Kafein içeren içecekler yerine süt, meyve suyu, ıhlamur ve kuşburnu gibi bitki çayları tercih edilmeli. İftar yemeğinden sonra televizyon karşısına geçilmemeli, koltukta dinlenmek yerine hareket edilmelidir. Yemekten sonra kısa mesafeli yürüyüş yapmak sindirime yardımcı olması açısından yararlı olacaktır. Ramazan ayında yemeklerin pişirme yöntemleri de çok önemlidir. Özellikle haşlama ve fırında yapılan yemekler tercih edilmeli; kavrulmuş, tütsülenmiş ve kızartılmış besinlerden uzak durulmalıdır. Beslenme düzenindeki değişikliklere bağlı oluşabilecek kabızlıkları önlemek için, yemeklerde lif oranı yüksek gıdalar (kuru baklagil, kepekli tahıllar, sebzeler) ile ara öğünlerde meyve ve kuru yemişler (ceviz, fındık, badem gibi) tercih edilmelidir."