Toplantıda anamuhalefete yüklenen Aksakal, 2 Haziran seçimlerinin üzerinden 1 yıl geçtiğini hatırlatarak şu ifadelere yer verdi: “10 yıl önce başlayan geri gidiş süreci tüm hızıyla sürüyor, stratejik planlar aşama aşama uygulanıyor. Yaratılan ortam, ülkede yaşayanları bir ‘korku toplumu’ haline getirdi. Herkes birbirinden şüphe eder durumda ve devletin kendisini her koşulda takip ettiği duygusuyla psikolojik travma dönemi yaşıyor. Üzerimizdeki bu baskılar sürerken de başkaları hedeflerine her geçen gün biraz daha yaklaşıyorlar.” Her şeyin iyi olduğunu söyleyen, ortamı güllük-gülistanlık gösteren açıklamaların inandırıcı olmadığını belirten Aksakal, insanların içerisine düşürüldüğü ekonomik darboğazın ve devletin pervazsızca borç sarmalına sokulmasının, ileriki aşamalarda vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü tehdit eder boyutlara ulaşması riskinin kendilerini kaygılandırdığını kaydetti.
Aksakal şunları söyledi: “10 yıl önce 1,5 milyar dolar olan cari açık bugün 75 milyar dolar seviyelerine çoktan geldi. 25 bin kişi olan tutuklu-hükümlü sayısı bugün 120 bin seviyelerinde seyrediyor. Ülkenin bir bölgesinde devlet ne vergi ne de elektrik parası alabiliyor. Ama mütedeyyin vatandaşa bedeli ödetilen kaçak elektriği kullananlara yönelik hazırlanan bir af yasası Meclis’in gündemine getirilecek. Ardından hangi suçların da bu yasa kapsamına alınacağını düşünmek bile istemiyoruz.” Ülkede iyiye giden hiçbir şeyin olmadığına değinen Aksakal, “İcra daireleri haciz dosyalarından başını kaldıramıyor. Bankalara borçlu olmayan bir tek fert yok. Toplumun yarısı açlık sınırının altında yaşam mücadelesi veriyor” dedi.
Bu olumsuzluklara rağmen Parlamento’da vatandaşın sesi olması gereken partilerin de Başbakan’ın ortaya attığı gündemin peşine takıldığını belirten Aksakal, muhalefetle ilgili şu açıklamalara yer verdi: “Özellikle bir de ‘anne muhalefet’ var ki, evlere şenlik. ‘Türkiye rahat bir nefes alacak’ sloganıyla yola çıkıp, iktidarla birlikte Türkiye’nin nefesini kesmenin peşinde koşturuyor. Ekonomideki olumsuz gelişmeler, vatandaşın yaşam mücadelesindeki çaresizliği bunları hiç mi hiç ilgilendirmiyor.”
Aksakal, bu partilerin, dış güçlerin istediği gibi eyaletlere bölünmüş bir Türkiye’de, Cumhuriyet’in kurucu iradesinin yok edildiği ve ülkenin güney doğusunda oluşturulacak bir Kürt Devletinin oluşumuna ‘nasıl katkı verebiliriz’ düşüncesi içinde olduğunu bildirdi. Anamuhalefet partisi genel başkanının, adını bile söylemeye cesaret edemediği emperyalist terörün karşısında diz çöktüğünü, bölücü terörün üst düzey yöneticilerinin ve kadrolarının affedilmesi karşılığında genel başkanlığını bile feda etmeye hazır olduğunu kaydeden Aksakal, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nu şöyle seslendi: "Genel Başkanlığını feda etmene gerek yok. Türk halkı senin genel başkanlığından umudunu çoktan kesti. Ne Cumhuriyet’in bekasına ne de halkın geleceğine dair verebileceğin bir şey kalmadı. İlk seçimlerde yeniden DSP geliyor. Atatürk ilkelerinin, Cumhuriyet’in kazanımlarının, demokratik, laik, sosyal hukuk devletinin ve halkın güvencesi Demokratik Sol Parti geliyor.”
Aksakal konuşmasının sonunda, çağdaş ve gelişmiş bir Türkiye’de yaşamak isteyen, birlik, beraberlik ve kardeşlik hisleriyle Çanakkale’nin bağrında yatan şehitlerin duygularını ruhunda hisseden herkesi DSP saflarına davet ederek, “Hikayeden Cumhuriyetçi, hikayeden Halkçı geçinenlerin artık bölücü terörün temsilcilerinin ağzıyla yaptıkları çağrıların dikkatle izlenmesini bekliyoruz” dedi
DSP Genel Başkan Yardımcısı ve Örgüt Kurulu Başkanı Önder Aksakal'dan Açıklama
DSP Genel Başkan Yardımcısı ve Örgüt Kurulu Başkanı Önder Aksakal, CHP'nin, iktidarla birlikte hareket ettiğini öne sürerek, "Özellikle bir de ‘anne muhalefet’ var ki, evlere şenlik” dedi. Aksakal, DSP Çanakkale İl Başkanlığı’nda basın toplantısı düzenledi.