DSP Genel Başkanı Masum Türker, Eğitim-İş Sendikası Genel Başkanı Veli Demir ve beraberindeki heyeti DSP Genel Merkezi‘nde kabul etti. Türker, Türkiye‘nin dönüşüm sürecini yaşadığını belirterek, küresel düzenin dayattığı bir yapının olduğunu ve iç dinamiklerin yeni bir düzene sürüklendiğini savundu. Örgütlü toplumun önemine değinen Türker, sendikaların hem emeğin hakkını koruma, hem emek sahiplerinin kararlarının dengelemek açısından önemli bir rolü olduğunu söyledi. Demokratik Sol Parti‘nin özel ve kamu
sektöründeki işçilerin örgütlenmesi, sendikal hakların verilmesi konusunda verilmiş olan mücadeleye dayanarak kurulduğunu kaydeden Türker, "Onun için bizim partimizin temel harcı, emek ve özelde işçiyle köylü işbirliğine dayanarak kurulmuş. Türkiye‘de kamu çalışanlarının sendikal haklarının bugünkü halde bile oluşmasını, tanınmasını sağlayan hem yasal düzenleme hem de yasa olmadan evvel uygulamayı rahmetli Bülent Ecevit döneminde başbakan yardımcısıyken örgütlenmeye müsaade edildi. Başbakanlığı döneminde
biz kamu çalışanları ile ilgili sendika kanununu çıkardık" şeklinde konuştu.
Türker, şu andaki iktidar partisinin muhalif olduğu gerekçesiyle bu kanunun Meclis‘ten geçmediğini belirterek, kamu çalışanlarının illerde daha güçlü olması için toplu sözleşme ve toplu grev hakkını elde etmesi gerektiğini söyledi. Türker, 12 Eylül tarihinde yapılan referandumla Anayasa‘nın ilgili kanunda sendikal haklar genişletiyormuş gibi olsa da sendika kurma hakkının kaldırıldığını söyledi. Türker, endişelerinin bunun eyleme dönüşmesi halinde çok büyük bir kaosa sebep olabileceğini belirtti.
Eğitimin önemine de değinen Türker, eğitimin toplumsal ilişkileri düzenlemesi rolünün önemsenmesi ve ulusal bir çizgide eğitim sürecinin sürdürülmesinin önemine dikkat çekti. Türker, "Gelişmiş ülke olan Almanya‘da eğitimi daha ulusal yapabilmek için anaokuluna çocuğunu gönderen ailelere teşvikler verilmekte. Amaç çocuğun kendi ailesi içinde ulusal bir çizgide toplumsal kurallarını belirleyebilmesi" dedi.
Eğitim-İş Sendikası Genel Başkanı Veli Demir ise, ulusal eğitimin bilimsel, Atatürkçü, laik, demokratik şekilde yürümesini istediklerini söyleyerek, eğitimde ulusal değerlerin dışına çıkıldığını ifade etti. Eğitim sisteminin ulusal değerlerle küresel değerlerin harmanlanmasıyla oluşturulduğunu belirten Demir, müfredatta, eğitim sisteminde kayma olduğunu savundu. Demir, "Bugün insan hakları denilerek andımız tartışılıyorsa, hatta bu ülkenin, bırakın bu ülkeyi Ortadoğu, Doğu‘daki mazlum ülkelere ışık tutan
19. yüzyılın sonunda 20. yüzyılın başında emperyallere meydan okuyarak, bağımsızlığımızı kuran Mustafa Kemal‘e dil uzatacak kadar ileri giderek, geçen hafta Mustafa Kemal‘i ırkçı gösterecek açıklamalarda bulundular. Burada bunları da kınamak istiyorum. İşte bunun sebebi, ulusal eğitim sistemimizde sapmaların sonucudur diye düşünüyorum. Yine, elbette ki 1920‘li yıllarda zor koşullarda çok güzel bizi anlatan ulusal marşımızı ırkçı söylemler var gibi tartışmaya açmanın da ulusal eğitim sistemimizden sapmaların
sonucu olarak görüyorum" diye konuştu.
Siyasi partilerden sendikaların taleplerini duyurmak için yardım isteyen Demir, "Eğitim-İş ve Konfederasyonu birleşik Kamu-İş, 15 Ağustos 2011 Pazartesi günü Kurtuluş Parkı‘ndan Başbakanlığa bir yürüyüş düzenleyecek. Toplu sözleşme taleplerimizi o gün kamuoyuyla paylaşacağız" dedi.
Ekonomik krizin Türkiye‘de ihracat ve sıcak para girişinde etkili olabileceğini ifade eden Türker, "Bu etkilenmeden korunmanın yolu, yurtiçindeki harcamaların krediyle değil, elde edilen gelirle sağlanmasıdır. Kamuda çalışanlara yüksek ücret verip, satın alma güçlerini yükseltmekten geçer. Çünkü kamu çalışanlarına verdiğiniz zaman dolaylı olarak emeklilere de bir harcama imkanı vermiş oluyorsunuz. Şu anda kamuoyunda başta iktidar partisi olmak üzere ‘harcamalarınızı kısın‘ propagandası yapması, krizin
Türkiye‘de derinleşerek etkisini göstermesine neden olabilir. Oysa kamu çalışanlarına ve emeklilere verilecek enflasyonu da aşan zamlar harcamayı kolaylaştıracak, dış satımdan meydana gelecek boşluğu kapatır, içerde de üretimin artmasına neden olabilir" dedi.
Dsp Genel Başkanı Türker‘den Hükümete Öneri
Demokratik Sol Parti (DSP) Genel Başkanı Masum Türker, ekonomik krizin Türkiye‘de ihracat ve sıcak para girişinde etkili olabileceğini söyleyerek, "Bu etkilenmeden korunmanın yolu, yurt içindeki harcamaların krediyle değil, elde edilen gelirle sağlanmasıdır.