Dsp Genel Başkanı Türker'e, Eğitim-iş Sendikası'ndan Nezaket Ziyareti

Dsp Genel Başkanı Türker'e, Eğitim-iş Sendikası'ndan Nezaket Ziyareti

DSP Genel Başkanı Masum Türker, dershanelerin kapatılmasına yönelik düzenlemeyi eleştirerek, "Eğitimi düzenlemek dershaneleri kapatmakla mümkün olmuyor.

Dershane yoksa özel ders var" dedi.

Eğitim-İş Sendikası Genel Başkanı Veli Demir ve beraberindeki heyet, DSP Genel Başkanlığı'na yeniden seçilen Masum Türker'e nezaket ziyaretinde bulundu. DSP Genel Sekreteri Hasan Erçelebi'nin de hazır bulunduğu kabulde konuşan Türker, "Eğitimle ilgili sorunlar devam ederse 5-6 yıl sonra üniversite ve liselere girişlerde sorunlar başlayacak" dedi.

Eğitimin sistem olarak çok hızlı değiştirilmemesi gereken bir alan olduğunu belirten Türker, eğitimi bir toplumun geleceği olduğunu vurguladı.

Dershanelerin kapatılmasına yönelik değerlendirme yapan Türker, "Eğitimi düzenlemek dersaneleri kapatmakla mümkün olmuyor. Dershane yoksa özel ders var. Bu konudaki sorun sınav sistemlerini dersane gerektirmeyecek hale getirmektir. Geçmişte sınav sistemleri teste dayalı olmadığı için doğrudan doğruya soru çözmeye yönelik olduğu için üniversite girişlerinde pek dersane aranmıyordu. Ancak 1970'li yıllardan sonra bu adeta bir sektör haline getirildi.

Sınav yapısının değiştirilmesiyle mesele çözülebilir" şeklinde konuştu.

"İKTİDAR MALİYE BAKANLIĞI ELİYLE YANDAŞ OLARAK KURDUĞU DERNEK VE KURUMLARA 445 MİLYON LİRA ÖDEDİ"
Dün akşam Meclis Genel Kurulu'nda kabul edilen Torba Yasa Kanun Tasarısı'nı hatırlatan Türker, düzenlemenin Türkiye Mimarlar ve Mühendisler Odası'yla ilgili örgütlenmeyi sona erdireceğini ve gelir kaybına uğratacağını belirtti.

Türker, düzenlemeyle ayrıca Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na denetlenmesi mümkün olmayacak şekilde yetkiler tanındığını söyledi.

Sendikaları ve kamu nitelikli kurumları ortadan kaldırmaya yönelik, Cumhurbaşkanlığı bünyesinde bin sayfalık rapor hazırlandığına dikkat çeken Türker, şunları söyledi: "Düzenlemede gerekçe olarak, 'Devletin getirdiği bir yasal düzenlemeyle insanlar zorunlu olarak vergi ödemesin, bu bir vergidir' diyorlar. Ama geçen seneye ait açıklanan bütçe verilerine göre maliye bakanlığı eliyle iktidarın kendine yandaş olarak kurdurduğu derneklere ve kurumlara ödenen para 445 milyon lira. Yani bu para oraya yararı olduğu için, oraya mensup olan avukatın, mali müşavirin, doktorun ödediği aidat değil doğrudan doğruya bütçeden, bugün sahnede gördüğümüz, faaliyette bulunan ve adına sivil toplum örgütü denildiği iktidar yandaşı olan derneklere, vakıflara ödenen paradır. Asıl hesap verilmesi gereken o. Ama ne yazık ki Türkiye'de demokrasi ve özgürlüğün bir arada yaşanmadığı bir süreçteyiz. Güvenlik ve özgürlük bugün bütün dünyada tartışılan bir konu. Aslında güvensizlik ve endişeyle tartışılan bir konu. Güvenlik güçlerinin şiddet uygulaması insanların güvensizliğini yaratıyor, bu da ciddi bir endişeye yol açıyor. Türkiye'de umarım bu konuda gerekli tedbirler alınır, hükümet duyarlı olur, ortaya çıkan protestoları iyi tahli eder ve gerek eğitim düzeninde gerek sağlıkta gerekse diğer alanlarda halkı ciddi bir biçimde sıkıntıya sokan uygulamalardan vazgeçer."
2012 yılında uygulamaya konulan 4+4+4 eğitim sistemine yönelik eleştirilerde bulunan Eğitim-İş Sendikası Genel Başkanı Veli Demir ise, "2013 yılında çocuklarımızı heba ettik. Okula kayıt yaşının yeni bir genelge yayınlanarak 60 aydan 72 aya çekilmesi gerekiyor. Yasaya gerek yok, gayet basit şekilde bu konu çözülebilir. Milli Eğitim Bakanı'na çağrıda bulunuyoruz" diye konuştu.

Eğitim-İş Sendikası olarak dersanelerin kaldırılmasından yana olduklarını belirten Demir, "Ancak böyle bir sınav sisteminde 'Ben dershaneyi kaldırıyorum' demek olmaz. Eğitim, o zaman daha sağlıksız koşullarda, denetlenemeyen yeraltına iner. Çocukları yarış atı olarak gören bu eğitim sisteminden vazgeçmemiz lazım" dedi.

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile