DSP'li Türker Genelkurmay Başkanını Sordu

DSP Genel Başkanı Masum Türker, seçim ziyaretleri kapsamında Zonguldak’ta partililer ile buluştu. Seçim otobüsüyle Zonguldak’a gelen Türker’i, DSP Zonguldak İl Başkanlığı önünde partililer karşıladı. Parti binasında basın toplantısı düzenleyen Genel Başkan Masum Türker, Genelkurmay Başkanı Necdet Özel’i sorarak, “Türkiye’de ve dünyada maaşlı çalışan, hiçbir kamu kurumu çalışanı habersiz izne çıkamaz. Genelkurmay Başkanı’nın neden resmini göremiyoruz? Genelkurmay Başkanı’nın ortadan yok olması aslında Türkiye’nin Suriye ile savaşa girmesinin çok konuşulduğu günlerde gerçekleşti. Bu konuda Suriye ile ilişkilerin nasıl olacağına dair Antalya’da NATO Dışişleri Bakanlığı’nda konuşulurken, bütün diplomatik ve devlet geleneklerine aykırı olarak hatta Türkiye’yi de küçük düşürecek şekilde Başbakan Amerika Dışişleri Bakanı’nın ayağına Antalya’ya gitti. Bunların üzerinde düşünmek lazım. 8 Haziran’ın bir diğer versiyonu savaşla seçimin ertelenme olasılığıdır. Bu konuda Genelkurmay Başkanı’nın bir rahatsızlığı varsa en azından bir resminin yayınlanması gerekir ki inanalım. İnşallah Genelkurmay Başkanımız sağlamdır” diye konuştu.

“CHP’NİN AK PARTİ’DEN KURTULMAK İSTEMEDİĞİNİ BİLİYORUZ”

Başta CHP ve DSP olmak üzere ittifak yapma konusunda yapılan görüşmelerin olumsuz sonuçlandığını ifade eden Türker, CHP’nin seçimlerden sonra AK Parti ile koalisyon kuracağını ileri sürerek şöyle dedi:

“Bugüne kadar seçmen parlamentoda seçtiği kadrolarla, özellikle iktidar partisinin uygulamalarıyla neoliberal politikaları yani uluslararası şirketlerin egemen olduğu bir ekonomik modelde, Türkiye’de halkın gitgide yoksullaştığı, bu yoksulluğu da borçlanarak giderdiğini, borçlandığı için de hemen son iki seçimdir istikrar bozulursa, iktidar değişirse faizler artar, faizler artarsa bu sefer borç artar korkusuyla insanlar istediği partiyi değil mevcut durumunu, borçlanmasını hızlandıran partiyi seçiyorlar. Biz DSP olarak özellikle Türkiye’de bir siyasal ittifak oluşturulabilir mi diye sol ittifak oluşturulabilir mi diye CHP’yi ziyaret ettik. Başta CHP-DSP olmak üzere ÖDP’yi nihayetinde İşçi Partisi’ne kadar uzanan bir ittifak yapıp yapamayacağımızı konuştuk. Görüşlerimizi söyledik. Bize ‘böyle bir çalışma yapalım’ dediler. Bu çalışma başlamadan, birkaç gün sonra CHP Genel Başkanı ‘DSP’yi kapatın’ diye açıklama yaptı. Anladık ki onlar bir rakip istemiyorlar ama kimseyle de ittifak edip muhalefet yolunda AK Parti’nin oyunu azaltma yolunda bir oluşum içinde bulunmak istemiyorlar. Projemiz, bizim ittifak yaklaşımımız buydu. Bu kararlılığı açıkça bir şekilde gördükten sonra bu saatten sonra kimse bize ‘Oyları bölüyorsunuz, aman ha, bakın AK Parti’den kurtulamayacağız’ demeyecek. CHP’nin AK Parti’den kurtulmak istemediğini biliyoruz. CHP bu seçimden sonra AK Parti ile koalisyon kurup, bu koalisyon kuruluşun çöpçatanı da bir araya getireni de ortak olacak, Kemal Derviş. Bunu herkesin önünde televizyonlarda konuştular. Biz DSP olarak Türkiye’nin değişim ve dönüşümünde önemli rol oynayacak bu süreçte biz iddialı ve ekonomik sisteme de meydan okuyan bir seçim beyannamesi ile seçime giriyoruz.”

“ŞİFRELİ FUTBOL MAÇLARI SONA ERECEK”

Gazetecilere seçim beyannamesinden de bilgiler aktaran Türker, ilginç bir vaadini de dile getirdi. Şifreli futbol maçlarının yayınlarının sona ereceğini ifade eden Türker, o vaadini de şöyle anlattı:

“Şifreli futbol maçlarının yayınlanmasına son vereceğiz. Bütün futbol maçlarını aynı anda yerel ve ulusal televizyonlar yayınlama hakkına sahip olacaklar. Takımların geliri nereden olacak? Şu anda mevcut olan reklam pastası bir tek televizyon üzerinden inşa ediliyor. Bütün maçları, bütün televizyonlar yayınladığı zaman, alacağı o kuşak için reklamın hesaplanacak kısmı futbol takımlarının havuzuna aktarılacak. Böylelikle çocuklarımızın futbol maçı izlemek için genç yaşta; meyhanede içki içerek maç seyretmesine son vereceğiz.”

“CUMHURBAŞKANI İSTEDİĞİ KOALİSYON OLMAZSA MECLİSİ FESHEDİP SEÇİME GÖTÜRECEK”

DSP’nin birinci hedefinin barajı aşmak olduğunu söyleyen Genel Başkan Masum Türker, açıklamalarını şöyle tamamladı:

“Asıl bizim AK Parti’deki oylarımızı alırsak; sandık başına gitmeyenlerin oylarını alırsak Türkiye’de iktidarın değişimini sağlamış oluruz. Birinci hedefimiz barajı aşmak ama artık bütün partiler için barajı aşarlarsa hiçbir oy boşa gitmiyor. Yüzde 3’ü geçen devlet yardımı alıyor. Ve partiler daha iyi siyaset yapabiliyor. Üçüncü baraj da eğer iyi bir oy alırsa milletvekili çıkaramasa bile medya onu dikkate almak zorundadır. Çünkü bu kadar oyu ve reytingi var. Dikkat edin Türkiye’nin büyük gazeteleri ve televizyonlarında bu 4 parti dışında kimse çıkartılmıyor. Çünkü bu halkın son 2 hafta içinde arayışı engellenmeye çalışılıyor. Eğer böyle olursa iki versiyonu var. Öngörülen AK Parti ve CHP koalisyonu var. Bunu çok açık bir şekilde televizyonda hem Kemal Derviş hem de CHP’nin ileri gelenleri söyledi.

AK Parti içinde, Başbakan ve Cumhurbaşkanı arasında bir çatışma var. O çatışmadan dolayı Cumhurbaşkanı istediği bir koalisyon olmaz ise, meclisi feshedip seçime götürecek. Bunu da yaparken dünyada kaybolan itibarını ’Bak ne kadar demokrat, meclisi feshetti’ diye biraz daha itibar kazanacak.”