DSP Genel Başkanı Masum Türker, 12 Haziran seçimleri öncesinde geldiği Bartın‘da, gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Türker, "Seçime 3 gün kaldı. 3 gün sonra hepimiz sandık başına gideceğiz. Türkiye‘de şu anda seçimin belirsiz olduğu ve bu belirsizliği yenmek için medya aracılığı ile bazı güçlerin harekete geçtiğini görüyoruz. Bir taraftan ‘anket yasak‘ deniyor. Bir anketçi eski yazar sanki anket etmiş gibi yorum yapabiliyor. Televizyonlar üç parti dışında kimseyi çıkarmıyor, kimseyi haberlere
yansıtmıyor. Aslında Anadolu‘yu gezdiğimiz zaman durum çok farklı. Eğer olayı yanız yapılan mitinglere bağlarsak mitinglerde genellikle parti teşkilatlarının organize ettiği kişiler katılıyor. Ama bizim halkla bire bir yaptığımız temaslar da halkla 3 farklı özellik görünüyor. Önemli bir kısmı baskıdan dolayı ürkek, bir kısmı bu düzenin iyi gitmediğini düşünüyor, değişmesinden yana. Diğer kısmı ise ‘ne olacak‘ diye bekleyiş içinde. Her üç grubunda yerleşik olanlar dışında temel beklentileri bir
alternatif partinin, bir alternatif liderin ortaya çıkmasıdır. Şu anda kararsızların sayısı yüzde 30‘larda. Her geçen gün yükseldi azalacağına ve bu kararsızların bir özelliği var, CHP, MHP, AK Parti‘ye oy vermemekte kararlılar. Onun için bu seçimde belirsizliği pazar günü akşamına kadar sürecektir. Değerli arkadaşlar, Türkiye‘de seçime giderken konuya üç perspektiften bakmak gerekir. İç politikada yavaş yavaş gerçekler ortaya çıkmaya başladı. Gerek dış politikada uygulanan yöntemler, gerek söylemleri,
Türkiye‘nin ulusal çıkarlarını gerileten yaklaşım içerisinde olduğunu birkaç gün içerisinde olan gelişmelerden anlıyoruz. Örneğin NATO karargah yerinin değişmesi. Kara Kuvvetleri Karargah yerinin değişmesi, Türkiye‘ye kaydırmak istenmesi. Bu konunun gündemde tartışılmadan söylenti haline getirilmesi, daha sonra açıklanması. Bir taraftan Kıbrıs ile ilgili olarak ilişkilerde kaçınılmaz bir gerçek olarak gerileme olduğu, diğer taraftan da Arap ülkeleri ile Türkiye ilişkisinin tamamen bozulduğu. Daha evvel
yansıtıldığı gibi Türkiye‘nin liderliğinin kabullenir bir durumda olmadığı ortaya çıkmıştır. İkinci temel sorun Türkiye‘de AK Parti, CHP, Türkiye kamuoyunda ciddi baskılar oluşturarak yapılanmanın liderliğini ele geçirmeye çalışıyorlar. Bu yapılanma da özellikle üslubun bozuk olması, Başbakan ile muhalefet liderlerinin birbirlerine küfürce varan sözler sarf etmesi Türkiye adına üzücü bir olaydır. Buna biraz da terör olgusunu katarsak, terör örgütüne kasetler olayını katarsak, artık Türkiye‘de ya silah gücü
ya da belden aşağı veya arkadan dolanarak karşıdan yıpratma politikaları egemen olduğunu görüyoruz. Üçüncü konu ise aslında Türkiye‘nin gerçek gündemi işsizlik alt safhadadır. Aslında fiyatlar artıyor, ama çiftçi ve hayvancılıkla uğraşılıyor ise girdileri ve maliyetini satışları karşılayamıyor. Devletten de yeteri kadar destek alamıyorlar. Bu bağlamda Türkiye‘de özellikle tarım ve hayvancılık sektörünün korunması gerektiği apaçık ortada. Şu anda sütünü satamayan, sütünü döken ya da evinde kurduğu mandırada
yavaş yavaş peynir, yağ, kaymak üretmeye başlayanlar var. Bunun önemli nedenlerinden biri de endüstride süt yerine süt tozu ithal edilerek ihtiyaç gidermeye çalışılmasından kaynaklanıyor. İthalat her geçen gün hızla artıyor" dedi.
Bir diğer konunun hane gelirleri olduğunu kaydeden Türker, "Hane gelirleri son 8 yıldır ihmal edilmiştir. Maaşlara yeterli zam verilmediğinden, emeklilerin maaşlarına yeterli zam almadığı, bunların muhakkak düzeltilmesi gerekiyor. Üniversite sınavlarındaki şaibe ve her geçen gün çıkan olaylar. Türkiye‘de hukukun artık gerekli güvenceyi sağlamayacağı durumda olduğunu gösteriyor. Biz Demokratik Sol Parti olarak işsizliğin en azından giderilmesi, hafifletilmesi açısından her aileden en az bir kişiye devlet
garantisinde iş garantisi sağlamasını hedefliyoruz. Biz er ve erbaşların askere gittiği gün sigortalı olmasını ön görüyoruz. Özellikle üniversite sınavlarının ve Anadolu Lisesi sınavlarının kaldırılmasını, burada yalnız yetenek sınavları, yani hangi okula gidebileceğini belirleme sınavları yapılmasından yanayız. Diğer bir yaklaşım ise liseye giden öğrencileri teşvik etmek için 8 yıllık eğitimden sonra, okumaktan kaçırmanın önüne geçebilmek için, özellikle lise çağında ki öğrencilerin devlet tarafından
sigortalanmasını ön görüyoruz. Bu olgunun Türkiye‘de mezarda emeklilik yaklaşımını ortadan kaldıracak, hem de lise öğrencilerinin, meslek liselerinde ya da diğer liselerde olduğu gibi okulda iken emeklilik hakkını kazanma imkanları sağlanacak. Askere giden er ve erbaşların emekliliğini ön görüyoruz. Türkiye‘de Karadeniz‘i ilgilendirdiği için Samsun‘dan Mersin‘e uzanan bir demiryolu ağının kurulmasını ve şehirleşme olacaksa bu ağ üzerinden yapılmasını istiyoruz. Türkiye‘de şu anda tehlikeli bir kavşaktayız"
diye konuştu.
"Demokratik özerkliği uygun bulmuyoruz" diye devam eden DSP lideri, "Başbakanın daha seçim olmadan hükümetin yapısını değiştirmesi şık değildir. Şimdi Tayyip Bey sanki seçimi kazanacak gibi yarı başkanlık sistemine götürülen bir yapılandırma doğru değildir" ifadelerini kullandı.
DSP Genel Başkanı Masum Türker, BBP Milletvekili Aysel Tuğluk‘un sözlerini de değerlendirdi. Türker, "BBP Milletvekili Aysel Tuğluk, Türkiye‘de çözüm bulunmazsa savaş çıkacağını söylüyor? Türkiye‘de savaş çıkmaz. Çözüm konusunda da Doğu Anadolu‘da olduğu kadar güneydoğu Anadolu‘da şu an topraklarında bulunduğumuz Bartın ilinde bile aynı koşulda geri kalmış yörelerimiz var. Türkiye‘nin geri kalınmışlığını bundan sonra bundan sonra kapatmak, örtbas etmemiz doğru değildir. Seçime 3 gün kala bu şekilde
tansiyon yükselten açıklamalar yapmak doğru değildir. Demokrasimiz açısından Türkiye‘de huzur ve barışın sağlanması açısından sakıncalı buluyorum" diye konuştu.
Dsp Lideri Türker Bartın‘da
Demokrat Sol Parti (DSP) Genel Başkanı Masum Türker, partisinin seçim çalışmaları kapsamında Bartın‘a geldi.