Dü'de Öğrencilere Kendilik Algısı ve Kişiler Arası Öfke Davranışları Araştırması Yapıldı

DÜ Sosyal Araştırmalar Merkezi tarafından 650 öğrenciye yapılan anket uygulamasında öğrencilerin kendilik algısı, kişiler arası öfke ve öfkeyle ilişkili davranışları tespit edildi. Anket sonuçlarını açıklayan DÜ Sosyal Araştırmalar Merkezi yöneticisi Yrd. Doç. Dr. Tahsin Kula, DÜ’de okumakta olan 650 öğrenciyle anket yaptıklarını, bazı soruların eksik olmasından ötürü çalışma 495 öğrenciyi kapsadığını ifade etti.

Araştırmada elde edilen bulguları aktaran Kula, “Araştırmanın bulgularına göre, kendilik algısının cinsiyete dağılımı bölümünde, kendilerini yüksek düzeyde olumlu algılayan erkek öğrencilerin yüzde 35.9, orta düzeyde olumlu algılayanların yüzde 33.9 ve düşük düzeyde olumlu algılayanlar ise yüzde 30.3 olduğu ortaya çıkmıştır. Öfkeyle ilişkili davranışların cinsiyete göre dağılımı bölümünde ise, erkek öğrencilerin öfkeyle ilişkili davranışların yüzde 45,6’sının yüksek düzeyde olduğu, buna karşın kız öğrencilerin ise ancak yüzde 27,9’unun yüksek düzeyde yaşadıkları görülmektedir. Buna göre erkek öğrencilerin öfkeyle ilişkili davranışları kızlara göre daha yoğun yaşadıkları görülmektedir” dedi.

Araştırmanın sonuç bölümünü de aktaran DÜ Sosyal Araştırmalar Merkezi yöneticisi Yrd. Doç. Dr. Tahsin Kula, kız öğrencilerde öz güven eksikliğinin olduğunu söylemenin mümkün olduğunu dile getirdi. Kula, “Eğitim ve öğretim müfredatı hazırlanırken bu noktada dikkate alınarak, kızların öz güvenlerini geliştirici bir yaklaşımlara ders müfredatı içerisinde yer verilirse bunun faydalı olabileceği düşünülmektedir. Yoksulluğun öfke duygusunu körükleyen bir etken olduğu söylenebilinir. Özellikle bu durumda gençlerde kontrolsüz öfke yaşamasına sebep olabileceği dikkate alınırsa, bunların zararlı grupların tuzaklarına daha rahat düşebileceği göz ardı edilmemelidir. Öfke patlamalarının önemli nedenlerinden birinin ekonomik yetersizlikler olduğu, bu nedenle özellikle yoksul ailelerden gelen öğrencilerin zararlı grupların tuzaklarına düşmesini önlemek amacıyla, onlara burs ya da öğrenim kredisi adı altında ekstra destekler sağlanması yararlı olabilir” ifadelerini kullandı.