Düğmeli Evleri Yılda 50 Bin Kişi Ziyaret Ediyor

Antalya'nın Akseki ilçesinde inşası sırasında iskele olarak kullanılması için dışarıda bırakılan ahşap kısımlarının düğmeye benzetilmesi nedeniyle 'düğmeli ev' olarak adlandırılan yapılar, her geçen yıl daha fazla turisti bölgeye çekiyor Akseki Kaymakamı Beşikci: 'Daha önce 10 yılda gelen 50 bin turisti, düğmeli evlerin restore edilmeye başlanmasıyla her yıl ağırlamaya başladık' Belediye Başkanı Uysal: '250300 senelik el değmemiş köylerimiz var. Bunları insanlığın önüne sergilediğimiz zaman Akseki, alternatif turizmde hak ettiği yeri alacaktır'

LEVENT KİŞİ / ABDULLAH ÇATLI - Antalya'nın Akseki ilçesindeki tarihi düğmeli evleri görmek için her yıl 50 bine yakın turist bölgeye geliyor.

Antalya'ya yaklaşık 150 kilometre uzaklıktaki Akseki'deki 300 yıllık geçmişi olan tarihi düğmeli evler, ayakta kalma mücadelesi veriyor. İnşası sırasında iskele olarak kullanılması için dışarıda bırakılan ahşap kısımlarının düğmeye benzetilmesi nedeniyle yöredeki evlere 'düğmeli ev' adı veriliyor. Özellikle fotoğraf meraklılarının sıkça ziyaret ettiği düğmeli evler, her geçen yıl daha fazla turisti bölgeye çekiyor.

Zamana yenik düşen evlerin restore edilerek yeniden ayağa kaldırılmasıyla ilçeye gelen turist sayısında büyük artış yaşandı.

Akseki Kaymakamı Murat Beşikci, AA muhabirine yaptığı açıklamada, vatandaşların ve yabancı turistlerin birer sanat eseri olan düğmeli evleri keşfetmelerini dört gözle beklediklerini söyledi. Düğmeli evleri anlayabilmek için ilçenin coğrafi yapısını iyi bilmek gerektiğine işaret eden Beşikci, 'Toros Dağları bölgede yaşayan insanlar için son derece zorlu koşullar ortaya koyuyor. Bölgenin dağlık ve kayalık yapısı buradaki yaşamı zorlu kılıyor. Ancak yine Toroslar, bu zorluklarla baş edebilecekleri değerleri de insanlara armağan ediyor. Bunun en güzel örneklerinden birisi düğmeli evler.' dedi.

Düğmeli evlerin genellikle en az 2 kat inşa edildiğine dikkati çeken Beşikci, duvarlarında 60-70 santimetre genişliğinde taşlar kullanıldığını aktardı.

Binanın taşıyıcı ana iskeletinin ahşap olduğunu belirten Beşikci, şöyle devam etti:

'Düğmeli evlerin inşaatında ahşap ve taş dışında başka bir malzeme kullanılmıyor. Ulaşım imkanlarının kısıtlı olması nedeniyle yöre halkı en hızlı ulaşabileceği ve kullanışlı olan malzemeyi tercih etmiş. Aksekili kıvrak zekasını kullanarak bu evleri ortaya çıkartmış. İki metre boyundaki ahşap malzemenin enine ve boyuna birbirine yerleştirilmesiyle inşaata başlanıyor. Ardından boşluklar bölgede bolca bulunan taşlarla yığma şeklinde dolduruluyor. Ahşap iskeletinde kullanılan malzeme olarak bölgede çokça bulunan sedir ve ardıç ağacı tercih ediliyor. Bu ağaçlardan yapılan ahşaplar uzun süre ayakta kalabiliyor.'

- Görüntüsü nedeniyle yöre halkı 'düğme' olarak adlandırıldı

Taşla örülen duvarların ön kısmında 20-30 santimetrelik ağaç malzemenin dışarıya sarkık bir şekilde bırakıldığını anlatan Beşikci, bu kısımların yöre halkı tarafından 'düğme' olarak adlandırıldığını, evlere de 'düğmeli ev' denildiğini dile getirdi.

Beşikci, düğme olarak adlandırılan kısımların inşa işlemi sırasında iskele görevi yaptığını vurguladı.

Akseki'de yaklaşık 500 düğmeli ev bulunduğunu aktaran Beşikci, şunları söyledi:

'Düğmeli evler, tecilli ve koruma altında. Bu evlerin yer aldığı birçok mahalle sit alanı ilan edilmiş. Düğmeli evlerin restorasyonu çalışmalarına son dönemde hız verildi. Kamuya ait düğmeli evlerden bir kısmı her sene Antalya Valiliği Yatırım İzleme Koordinasyon Başkanlığından temin edilen ödeneklerle restore edilerek yerli ve yabancı turistlerin beğenisine sunuluyor. Özel mülkiyet olan düğmeli evler ise Kültür ve Turizm Bakanlığının teşvik ve hibe kredileriyle vatandaşların talepleri doğrultusunda restore edilerek turizme kazandırılıyor. Daha önce 10 yılda gelen 50 bin turisti, düğmeli evlerin restore edilmesine başlanmasıyla her yıl ağırlamaya başladık.'

Beşikci, düğmeli evlerin tamamının turizme kazandırılmasıyla Akseki'nin bir Beypazarı veya Safranbolu olacağına inandıklarını bildirdi.

- '250-300 senelik el değmemiş köylerimiz var'

Akseki Belediye Başkanı Mustafa İsmet Uysal da koruma altına alınan tescilli binaların yer aldığı alanlar için koruma amaçlı imar planı yapıldığını bildirdi.

İlçenin özgün mimarisinin yanı sıra, Toroslar'daki el değmemiş doğası ve iklimiyle alternatif turizm için önemli bir merkez olduğunu vurgulayan Uysal, 'Artık Antalya'da turizmi yalnızca deniz ve güneşle yapmak yetmiyor. Özgün mimarimizle sokaklarımızla taş döşemeli meydanlarımızla 'Biz de varız' diyoruz. İyi bir ekibimiz var, eskiye dair ne varsa zayiat vermeden bizden sonraki nesillere aktarmak istiyoruz. Tek idealimiz bu.' dedi.

Bölgedeki tarihi yapıların envanterini çıkardıklarını anlatan Uysal, şöyle konuştu:

'Şimdi düğmeli evlerin restorasyonlarını sağlamaya çalışıyoruz. Belediye olarak elimizden geldiği kadar Valiliğimizin de verdiği destekle Akseki'deki eski büyük konakları restore edip gün yüzüne çıkarmak istiyoruz. Bu iğne ile kuyu kazmak gibi bir şey ama görüyoruz ki sadece başlamak bile bu işi başarmanın ana unsuru. Bu konuda çok yol katettik. Çabalarımızın semeresini alacağız. 250-300 senelik el değmemiş köylerimiz var. Bunları insanlığın önüne sergilediğimiz zaman Akseki alternatif turizmde hak ettiği yeri alacaktır.'

Düğmeli evlerin yoğun olarak bulunduğu Sarıhacılar Mahallesi'nde işletmecilik yapan Mustafa Kavasoğlu ise ilk kez 2010'da geldiği Sarıhacılar Mahallesi'nin kimsenin yaşamadığı, doğal dokusu bozulmamış bir yer olduğunu dile getirdi.

Mahallede bir etnografya müzesi oluşturduğunu ifade eden Kavasoğlu, şunları kaydetti:

'Müze konusunda 30 yıla yakın bir hazırlığım vardı ve geçen yıl açılışını yaptık. Otel ve restoran oluşturduk. Kültürel turizme katkı olması için bu yatırımları yapıyoruz. Turistlere deniz, güneş ve kum dışında bir alternatif sunmamız gerekiyor. Bu mahalle bence kültür turizminin en iyi şekilde ön plana çıkartılarak uygulanabileceği bir mekan. Bugün birkaç turist grubunu ağırladık, ilgi gittikçe çoğalıyor. Sanıyorum birkaç yıl sonra burası insanların sel gibi aktığı bir yer olacak.'

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile