Dünya Bankası'nın ''cinsiyet Eşitliği'' Raporuistanbul

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin ve Dünya Bankası Türkiye Direktörü Ulrich Zachau'nun katılımıyla Hilton Oteli'nde düzenlenen toplantıda açıklanan raporda, cinsiyet eşitliğinin kendi içinde zaten önemli bir konu ve akıllı ekonomi bakımından da önemli bir husus olduğu vurgulanarak, kadınlar ve kızlar için daha iyi fırsatlar ve koşullar yaratan ülkelerin üretkenliklerini artırabildiği, çocukları için sonuçları iyileştirebildiği, kurumlarını daha temsilci hale getirebildikleri ve herkes için kalkınma beklentilerini ilerletebildiği ifade edildi.

Birçok alanda eşitsizliklerin hala mevcut olduğu, en kötü eşitsizliğin, gelişmekte olan ülkelerin erkek ölüm oranına göre kızların ve kadınların ölüm oranında görüldüğü belirtilen raporda, küresel olarak yüksek doğum sonrası kadın ölüm oranı ve doğumda ''kaybolan'' kızların düşük ve orta gelirli ülkelerde her yıl tahmini olarak 3,9 milyonu bulduğu, bunların yaklaşık 5'te 2'sinin erkek çocukların tercih edilmesi sebebiyle hiç doğmadığını, 6'da 1'inin erken çocuklukta öldüğü ve 3'te 1'inden fazlasının doğurganlık çağlarında öldüğü ifade edilen raporda, bu kayıpların HIV/AIDS'in oldukça etkili olduğu ülkeler olmak üzere Sahra Altı Afrikası'nda artış gösterdiği kaydedildi.

Raporda, ülkelerin erkekler ve kadınlar arasındaki eşitsizlikleri gidererek nasıl kazanımlar elde edebileceklerinin örnekleri şöyle sunuldu:''Kadın çiftçiler için eşit erişim sağlamak veya onlara eşit davranılmasını sağlamak mısır verimini Malavi'de yüzde 11 ile 16 arasında, Gana'da ise yüzde 17 artıracaktır. Burkina Faso'da kadınların mülkiyet haklarında yapılacak iyileştirmeler, toplam hane halkı tarım üretimini ilave hiçbir kaynağa ihtiyaç duyulmaksızın yaklaşık yüzde 6 artıracaktır. Gıda ve Tarım Örgütü, kadın çiftçiler için kaynaklara eşit erişimin gelişmekte olan ülkelerde tarımsal üretimi yüzde 2,5 ile 4 arasında artıracağını tahmin etmektedir.''-''Son 25 yılda eşitsizliklerin azaltılması bakımından önemli ilerlemeler kaydedildi''-Raporda, dünyanın son 25 yıl içerisinde eğitim, sağlık ve işgücü piyasası alanlarında cinsiyet eşitsizliklerinin azaltılması bakımından önemli ilerlemeler kaydettiği belirtilerek, ilköğretimde kızlar ve erkekler arasındaki eşitsizliklerin neredeyse tüm ülkelerde ve ortaöğretimde bu eşitsizliklerin hızla giderildiği, özellikle Latin Amerika, Karayipler ve Doğu Asya bölgelerinde olmak üzere birçok ülkede artık dezavantajlı durumda olanların erkek çocuklar ve gençler olduğu bildirildi.

Gelişmekte olan ülkeler arasında, 45 ülkede ortaöğretim okullarında kız öğrencilerin sayısının erkek öğrencilerin sayısını geçtiği, 60 ülkede üniversitelerde genç kızların sayısının erkeklerin sayısından daha fazla olduğu belirtilen raporda, benzer bir ilerlemenin ortalama yaşam süresinde de görüldüğü, düşük gelirli ülkelerdeki kadınların artık sadece erkeklerden daha uzun yaşamadığı, aynı zamanda 1960 yılına göre 20 yıl daha uzun yaşadığı dile getirildi.

Dünyanın çoğu ülkesinde işgücüne katılım oranındaki farkların kapandığı ve son 30 yıl içerisinde yarım milyardan fazla kadının işgücüne katıldığı ifade edilen raporda, şu görüşlere yer verildi:''Hala kapanmamış olan farklar arasında dezavantajlı kızların okullaşma oranlarının daha düşük olması, işgücü piyasasında, tarımda veya girişimcilikte ekonomik fırsatlara ve gelirlere kadınların erişiminin eşit olmaması ve hem hane halkları hem de toplum toplum içerisinde kadınlar ile erkeklerin söz hakları arasındaki büyük farklar yer almaktadır.''Raporun 4 alanda eylem çağrısında bulunduğu ifade edilirken, bu eylemler ''kızların ve kadınların yüksek ölüm rakamları ve eğitimde cinsiyet eşitsizlikleri gibi insan sermayesi sorunlarının ele alınması'', ''kadınlar ile erkekler arasındaki kazanç ve üretkenlik farklarının giderilmesi'', ''hane halkları ve toplum içerisinde kadınlara daha fazla söz hakkı tanınması'' ve ''cinsiyet eşitsizliğinin nesiller arasında devam etmesinin sınırlanması'' şeklinde sıralandı.