Ana muhalefetteki Muhafazakar Parti'nin de seçim programını bugün ilan edecek olması sebebiyle, bir çok gazetede iki partiye ilişkin karşılaştırmalar göze çarpıyor.
Bunların başında Guardian geliyor.
Guardian, "İki ayrı İngiltere vizyonu" manşetinin altında iki ayrı yazarın partilerin seçim programlarına ilişkin değerlendirmelerine yer vermiş. İşçi Partisi'nin programını değerlendiren Patrick Wintour, Başbakan Gordon Brown'un "geleceğin, ya yenilikçi ya da muhafazakar olacağı, ancak ikisinin bir arada var olamayacağı" yolundaki görüşünü öne çıkarıyor.
Muhafazakar Parti'yi izleyen Nicholeas Watt ise "parti lideri David Cameron bugün halka, ülkenin hem ulusal hem de yerel düzeyde yönetiminde doğrudan söz sahibi olma vaadini ilan edecek" diyor.
‘Sovyet şıklığı ile sade ilahi kitabı’
Guardian, manşetin hemen altında ise iki partiye ait seçim programlarının kapaklarına yer veriyor.
İşçi Partisi'nin program kapağında bir aile yükselen bir güneşe bakıyor, güneşin içinde "herkese âdil bir gelecek" yazıyor. Muhafazakar Parti kapağında koyu mavi üzerine beyaz harflerle "İngiltere hükümetine katılma davetiyesi" yazılmış. Jonathan Glancey, "İki Kapağın öyküsü : Sovyet şıklığı ile sade ilahi kitabı" başlığı altında şu yorumda bulunuyor:
“Muhafazakarlar da, İşçi Partisi de, belli ki bir misyon üstlenmişler. Ama hazırladıkları seçim programlarının kapakları, İngiltere'nin büyük ölçüde agnostik seçmenini ferahlatmaya yönelik dini belgeleri andırıyor.”
Stillettolu Sosyalist
Daily Telegraph, İşçi Partisi'nin seçim programını tanıtmak için seçtiği 21 yaşındaki destekçisinin bundan iki yıl önce internet güncesinde, Başbakan Brown'un istifasını isteyen ifadeler kullandığını yazıyor. Gazeteye göre Ellie Gellard, sosyal paylaşım ağı Twitter'da İşçi Partisi lehine yazılarıyla bilindiği için bu göreve seçildi. Ancak çok geçmeden, muhafazakarların ortaya çıkardığı Stillettolu Sosyalist adlı bloğu nedeniyle, üniversite öğrencisi genç, İşçi Partisi için bir utanç kaynağına dönüştü. Gellard, blogda, İşçi Partisi'nin ara seçim yenilgisi üzerine, 'yeter artık!' diyerek Brown'u istifaya çağırıyor. Gellard, dün Daily Telegraph'a yaptığı açıklamada, "Brown, o tarihten bu yana büyük bir liderlik sergiledi. Ve şüphesiz bu ülkenin resesyondan çıkışına önderlik edecek en iyi isimdir" diye konuştu.
Polonya’da yönetimin geleceği
Polonya, Cumartesi günü uçak kazasında ölen Cumhurbaşkanı Lech Kaczynski ve beraberindeki 95 kişi için bir haftalık yasa devam ederken, gazetelerde Polonya'nın geleceğine ilişkin yorumlar göze çarpıyor. Times, ikiz kardeşi Jaroslaw'ın Lech Kaczynski'nin yerine geçmesi olasılığını irdeliyor.
"Nasıl devam edileceğini soran sadece Jaroslaw Kacinski değil." diyen Times şöyle devam ediyor:
"Kaza ülkede iktidardaki sınıfın büyük bölümünün silinmesine yol açtı ve Polonya modern bir devletin, liderleri olmadan işlerliğini sürdürmeye devam etmesi gibi bir sorunla boğuşuyor.
"Eğer Jaroslaw Kacinski yaşadığı travmayı atlatırsa, görevi net olacak: muhalefetteki Hukuk ve Adalet Partisi'ni reformdan geçirmek. Son kamuoyu yoklamaları, kardeşi açısından iyi çıkmamıştı ama yaşanan olaylar Yaroslav'a sempati oylarını kazandırabilir. Leh Kacinski, yaşarken halkı kutuplaştıran bir isim olarak görülüyordu. Polonya halkı şimdi yaşanan trajedi etrafında birleşmiş görünüyor ama Cumhurbaşkanı ve eşi toprağa verilir verilmez, siyaset geri dönecektir."
İran’a yaptırım anlaşmazlığı
Washington'daki Nükleer Güvenlik Zirvesi bugün sona yaklaşırken Financial Times, bu zirveye davet edilmeyen İran'a yönelik yaptırımlar konusunun Obama yönetimini önümüzdeki günlerde daha çok meşgul edeceğini aktarıyor.
Zira gazeteye göre, Beyaz Saray ile Amerikan Kongresi, yaptırımların niteliği konusunda çatışma içinde. Kongre üyeleri, bu konudaki tasarının hafifletilmesi girişimlerine sert şekilde karşı çıkıyor.
Verilen aranın sona ermesiyle görevleri başına dönen Kongre üyeleri önümüzdeki günlerde yasa tasarısına nihai şeklini verecek. Obama yönetimi, tasarının Dünya Ticaret Örgütü kurallarına ters düştüğü ve Başkan Obama'nın Birleşmiş Milletler içinde yaptırıma destek koalisyonu kurma çabalarına zarar vereceğini söylüyor.
Yasa tasarısı, İran'ın enerji sektörüne yatırım yapan, ABD merkezli olmayan şirketlere karşı yaptırım yasalarını sıkılaştırıyor. Bu mevcut yasalar dahi henüz uygulanmamışken, yeni yasa tasarısı, Beyaz Saray'ın muafiyet verme yetkisini azaltırken İran'a rafine petrol sağlayan şirketlere yönelik yaptırımları genişletiyor.
İran, rafine petrolünün üçte birini ithal ettiğinden, yasanın savunucuları ithalata yönelik yaptırımları Tahran'a karşı sihirli çözüm olarak görüyor, ancak yönetim bu görüşe itiraz ediyor. Senato ile Temsilciler Meclisi'nin ay sonuna kadar nihai anlaşmaya varmaları bekleniyor.
Kandahar operasyonu tehlikede mi?
Times gazetesinin Afganistan'daki muhabiri Jerome Starkey, NATO'nun Kandahar'da bir otobüse ateş açması sonucu en az dört kişinin ölmesine dikkat çekerek ülkenin güneyinde planlanan dev operasyonun bu olay nedeniyle tehlikeye girdiğini aktarıyor.
"Kandahar'ın hemen dışında yaşanan olay, büyük tepki çekti. Operasyonun yoğunlaşacağı Kandahar'ın büyükleri, Nato'ya zaten çok az olan inançlarının buharlaştığı yorumunu yaptı. "Operasyon daha başlamadı bile ama her gün sivilleri öldürüyorlar" diyen Hacı Veli Can ekliyor:
"Onların da artık bir otobüste sivillerin olduğunu bilmeleri gerek değil mi? Bir otobüs onları bu kadar korkutuyorsa, Kandahar'da dev bir operasyonu nasıl yürütecekler peki?"
Times'ın aktardığına göre bu yılın Ocak ve Şubat aylarında 163 sivil hayatını kaybetti, geçen yıl aynı zamanlarda bu rakam 201'di.
Fotosentez yapan virüs
Son olarak Independent gazetesine göz atalım: Amerikalı bilim adamları, laboratuvar ortamında zararsız bir virüsün fotosentez yapması çalışmalarında önemli bir ilerleme sağladı! Uzmanlar, en basit anlamıyla bitkilerin güneş ışınlarını toplayan kloroplastlar yoluyla karbondioksiti alıp yerine oksijen üretmesi anlamına gelen fotosentezle, sınırsız yeşil enerji üretmeyi umuyor.
Bilim adamları önce normalde bakterileri etkileyen ancak zararsız bir virüs olan M13'ü genetik olarak değiştirdi; virüs, doğal yollardan ağa benzer bir yapı oluşturdu, ardından bu ağın bağlandığı katalizör ve pigmentler, güneş ışınlarından oksijen ve su moleküllerini ayrıştırmayı başardı.
Bu yöntem daha geniş ölçeğe yayıldığı takdirde ise elektrik enerji üretiminden otomobil ve diğer araçlara karbonsuz yakıt sağlanmasına dek bir çok temiz enerji projesinde kullanılabilir.
Dünya basınından başlıklar 13 Nisan 2010
İngiltere'de iktidardaki İşçi Partisi'nin dün açıkladığı seçim programına ilişkin haberler dünya basınında geniş yer buldu.