'Dünya Ekonomisi, Atlantik'i Birleştirmek Ve TTIP' Paneli

Amerikan düşünce kuruluşu German Marshall Fund'un uzmanı Sparding: 'Geçtiğimiz haftalarda Almanya'ya yaptığım ziyarette insanları Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı ile ilgili konuşmak için adeta zorlamak zorunda kaldım çünkü herkes bunun başlamadan bittiğini düşünüyordu'.

Amerikan düşünce kuruluşu German Marshall Fund'un Uzmanı Peter Sparding, Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığına (TTIP) yönelik algının Atlantik'in iki yakasında da giderek kötüleştiğini söyledi.

ABD'de faaliyet gösteren Türk sivil toplum kuruluşu Turkish Heritage Organization (THO) Washington'daki Ulusal Basın Binası'nda 'Dünya Ekonomisi, Atlantik'i Birleştirmek ve TTIP' başlıklı panel düzenledi. Amerikalı akademisyenler, düşünce kuruluşu temsilcileri ve kamu yetkililerinin ilgi gösterdiği panelde, küresel büyüme, yükselen ekonomiler, para politikaları ve ticaret anlaşmaları gibi birçok güncel konu ele alındı.

Sparding, yaptığı konuşmada, TTIP anlaşmasına yönelik güncel gelişmeleri masaya yatırdı.

Hem Amerika hem de Avrupa'daki birçok insanın TTIP'e karşı olumsuz düşünceler beslediğini vurgulayan Sparding, 'Geçtiğimiz haftalarda Almanya'ya yaptığım ziyarette insanları TTIP'le ilgili konuşmak için adeta zorlamak zorunda kaldım çünkü herkes TTIP'in başlamadan bittiğini düşünüyordu. Ayrıca, ülkede yakın zamanda yapılan bir ankete göre, Almanların yüzde 70'i TTIP'in kötü bir anlaşma olduğuna inanıyor' ifadelerini kullandı.

Bununla birlikte, Avrupa ve Amerika'daki tartışmaların birbirinden ayrıldığına işaret eden Sparding, 'ABD'de ticaret anlaşmalarının istihdam kaybına neden olduğuna yönelik geleneksel eleştiriler, yaklaşan seçimlerle birlikte yeniden yükseliyor. Avrupa'daki tartışmaların odak noktasında ise ticari standartlara ve demokratik kontrol mekanizmasının eksikliğine yönelik korkular var. TTIP'in Avrupa standartlarını kötüleştireceğinden endişe duyuyorlar' değerlendirmesini yaptı.

Sparding, TTIP'in kapalı kapılar ardında müzakere edilmesi ve şeffaf olmaması gibi eleştirilerin ise Atlantik'in iki yakasında da sık sık gündeme getirildiğinin altını çizdi.

- 'Yeni nesil anlaşmalar, 3. ülkelerin işini zorlaştırıyor'

TTIP ve Trans Pasifik Ortaklığı (TPP) gibi yeni nesil anlaşmalarda tüm üye ülkelerin aynı standartları sağlaması şartının yer aldığına dikkati çeken Sparding, 'Eskiden farklı ülkelere farklı tarifeler ve avantajlar sunan ticaret anlaşmaları vardı. Şimdi ise herkesin aynı standartlara ve şartlara sahip olmasını öngören anlaşmalar var. Bu durum, 3. ülkelerin işini zorlaştırıyor.' dedi.

Sparding, ABD Başkanı Barack Obama'nın TTIP müzakerelerini görevini yeni seçilecek başkana devretmeden önce sonlandırmak için çabaladığını ancak ortamın elverişli olmadığını dile getirdi.

İngiltere'nin AB üyeliğini halk oylamasına götürecek olmasının yanı sıra Almanya ve Fransa'da yaklaşan seçimlerin ortamı zorlaştıran faktörler olarak sıralayan Sparding, 'Bence bu nedenlerden ötürü, işleri daha da karıştırmamak için TTIP'i AB ve ABD ile sınırlı tutmakta ısrarcı olacaklar.' öngörüsünü sözlerine ekledi.

- 'Gelişmiş ülkelerde para politikasına aşırı yüklenildi'

John Hopkins Üniversitesi Uluslararası Ekonomi Profesörü Carlos Vegh, sunumunda dünya ekonomisini değerlendirdi. Vegh, küresel büyümenin uzun bir süredir zayıf seyrettiğine işaret ederken, şöyle konuştu:

'Uluslararası Para Fonu'nun (IMF) 2015 verilerine göre, gelişmiş ülkelerin arasında en iyi durumda olan ABD ekonomisi yüzde 2,4, Avro Bölgesi yüzde 1,5 ve Japonya sadece yüzde 0,5 büyüdü. Bu, dünya ekonomisi için çok parlak bir tablo değil.Yükselen piyasa ekonomileri ve gelişen ülkelerdeki büyüme de düşmeye devam ediyor. IMF, bu ülke grubuna yönelik büyüme beklentisini yüzde 4,5'dan yüzde 4'e çekti.'

Küresel finansal krizden bu yana büyümeyi hızlandırmayı amaçlayan makroekonomik politikaların başarısızlığa uğradığını anlatan Vegh, gelişmiş ülkelerde para politikasına aşırı yüklenilmesinin başarısızlığın en önemli nedenlerinden biri olduğunu ifade etti.

Vegh ayrıca, mali politikalara ve yapısal reformlara gerekli önemin verilmemesinin de başarısızlığa katkı sağladığını belirterek, 'Parasal ekonomiye aşırı yüklenirken, mali politikaların ve yapısal reformların göz ardı edilmesi, Avro Bölgesi'nin bugünkü zor durumuna neden oldu.' diye konuştu.

Gelişen ülkelerin de makroekonomik politikaları ayarlamakta hatalar yaptığını dile getiren Vegh, özellikle iyi zamanlarda çok harcama yapılmasının, kötü zamanlarda tasarruf eksikliğini artırdığına dikkati çekti.

Carlos Vegh, sunumunun sonunda, gelişmiş ülkelerin para politikasından medet ummayı bırakarak, yapısal reformlara öncelik vermesi, gelişen ülkelerin ise konjonktür karşıtı makroekonomik politikalar uygulaması gerektiğini söyledi.
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile