Dünya Gıda Günü

Bu tema ile gıda fiyatlarında istikrarın çekilen açlıkta ne kadar önemli olduğu üzerine dikkat çekilmek istenmektedir" dedi.

Değirmenci, her yıl 16 Ekim tarihinde kutlanan Dünya Gıda Günü ile ilgili olarak açıklamalarda bulundu. Açlık ve yetersiz beslenmenin son yıllarda insan sağılığını tehdit eden unsurların başında geldiğini belirten Değirmenci, "Bu soruna baktığımızda gerek gelir dağılımındaki adaletsizlikler, gerekse doğal afetler sonucu oluşan çevresel faktörler açlığın en büyük nedenleri arasındadır. Dünya üzerinde yaşanmakta olan yoksulluk ve açlığı, 2008 yılında başlayan küresel ekonomik kriz de önemli ölçüdearttırmıştır. Bu yaşanan krizden en çok etkilenen ülkeler de üçüncü dünya ülkeleri olmuştur. BM`nin açıklamalarına göre az gelişmiş ülkeler ve gelişmekte olan ülkelerdeki açlık ve yoksulluk aşırı bir şekilde artmıştır. Açlık ve yetersiz beslenmeye bağlı hastalıklardan her gün binlerce insan ölmektedir. Bunun yanında ülkelerin silahlanma ve savaşlara ayırdığı bütçenin çok az bir kısmıyla bile bu ölümlerin önüne geçilebilecektir" diye konuştu.

FAO`nun verilerine göre, yetersiz ve dengesiz beslenen insan sayısının 1960 yıllarında 900 milyon civarında seyrettiğini kaydeden Değirmenci, "Su sayı tarımda yüksek verim elde edilen üretim yöntemlerine geçilmesi ile 1997 yılına kadar nüfusun hızla artmasına rağmen 800 milyon seviyesine kadar düşmüştür. 2000`li yılların başlarında bu rakam tekrar 850 milyonlara gelmiş, 2008 yılında 900 milyonun üstüne, 2009 yılında büyük bir artış göstererek bu sayı 1 milyar kişinin üzerine çıkmıştır. Bu artış üzerineartan müdahaleler ile bu sayı 2010 yılında 925 milyon seviyelerine geri düşmüştür" ifadelerini kullandı. FAO`NUN VERİLERİNE GÖRE 925 MİLYON AÇ İNSANIN 19 MİLYONU GELİŞMİŞ ÜLKELERDE Son 50 yıl itibariyle dünya üzerindeki açlığın hızla arttığı, yetersiz ve dengesiz beslenme sonucunda oluşan hastalıklar ile ölümlerin çoğaldığını anlatan Değirmenci, şöyle konuştu: "FAO`nun verilerine göre 925 milyon aç insanın 19 milyonu gelişmiş ülkelerde, 37 milyonu Doğu ve Kuzey Afrika civarında, 53 milyonu Latin Amerika ve Karayipler` de, 239 milyonu Sahra altı Afrika`da, 578 milyonunun ise Asya-Pasifikte yaşıyor olduğunu görmekteyiz. Bu verilere baktığımızda yetersiz ve dengesiz beslenmenin dahaçok gelişmemiş, az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde olduğunu görmekteyiz. Yine FAO verilerine göre 925 milyon aç insandan 200 milyonunun 5 yaşın altındaki çocukların olduğu bildirilmektedir. Her yıl 5 yaş altındaki 13 milyon çocuğun da yetersiz ve dengesiz beslenmeye bağlı önlenebilir hastalıklar yüzünden öldüğü açıklanmıştır." 1974 tarihinde Roma`da düzenlenen ilk Dünya Gıda Konferansı`nda yapılan açıklamada, dünya üzerinde hiçbir çocuğun 10 yıla kadar yatağa aç girmeyeceğinin söylendiği bilgisini veren Değirmenci, şöyle devam etti: "Fakat bu sözlerin üzerinden 37 yıl geçmesine rağmen milyonlarca kişinin yatağa aç girdiği görülmektedir. Günümüzdeki gelişmelere bakıldığında FAO gıda ithalatı yüksek olan ülkeler için ani fiyat artışlarının gıda fiyatlarını çok daha arttıracağını ve bunun da bu ülkelere zarar verebileceğiniaçıklamıştır. Dünyada gıda kıtlığı yaşayan düşük gelirli ülkelerde gıda ithalatı bir önceki yıla göre yüzde 20 oranında rekor bir artışla 164 milyar dolar olmuştur. Gıda fiyatlarının yükselişi artık aç kalmamak için bir günde bir öğünü atlatmak için en az 1,25 dolar harcamak gerekliliğini doğurmuştur".

`GIDA FİYATLARI-KRİZDEN İSTİKRARA` TEMASI Yaşanan gelişmeler ışığında FAO`nun kuruluş günü olan 16 Ekim münasebetiyle her yıl bir tema belinlendiğini kaydeden Değirmenci, "Bu yıl belirlenen tema `Gıda Fiyatları-Krizden İstikrara` şeklinde olmuştur. Bu tema ile gıda fiyatlarında istikrarın çekilen açlıkta ne kadar önemli olduğu üzerine dikkat çekilmek istenmektedir. FAO`ya göre hızlı fiyat sapmaları, istikrarı daha zor hale getirecektir. FAO, bu sebeple tüm dünyadaki emtia fiyatlarındaki dalgalanmalara dikkati çekerek, özellikle 3`nca dünyaülkelerinin bu dalgalanmalardan etkileneceğini belirtmektedir. Bu fiyat dalgalanmalarına karşı gerekli tedbirlerin alınması gerekmektedir" şeklinde konuştu.

2005 ve 2008 yılları arasında temel gıda fiyatlarının, son 30 yılın en yüksek seviyelerine geldiğini anlatan Değirmenci, şöyle devam etti: "O dönemin son 18 ayı boyunca pirinç fiyatları neredeyse yüzde 166, mısır fiyatı ise yüzde 74 artmıştır. 2000`li yılların başından itibaren artış eğilimi gösteren gıda fiyatları, petrol ve diğer enerji kaynaklarındaki hızlı yükseliş ivmesi kazandı. FAO tarafından hesaplanan dünya gıda fiyatları endeksi Şubat ayı verileri, Ocak 2011`de rekor kıran fiyatlardaki eğiliminsürdüğünü göstermektedir".

Gıda piyasasının istikrarı için daha fazla yatırımın yapılması gerektiğini savunan Değirmenci, özellikle gelişmekte olan ülkelerde büyüyen popülasyonları beslemek için gıda üretimlerinin 2050 yılı sonuna kadar 2 katına çıkması gerektiğini söyledi.

Gıda güvencesi ve insanların gıdaya ulaşması hakkının yanında, insanların aynı zamanda tükettikleri gıdanın sağl`r ile ölümlerin çoğaldığını anlatan Değıklı yani güvenli olduğundan emin olması gerektiğinin altını çizen Değirmenci, "Son yıllarda yaşanan gıda güvenliği ile ilgili birçok skandal da gıda güvenliğinin ne kadar önemli olduğunu kanıtlamıştır. Gıda ile ilgili yaşanan deli dana krizi, meyve sebzede yaşanan ilaç kalıntısı problemleri, gıdada kullanılan limitlerin üzerinde veya yasaklı gıdaboyaları, kuş gribi, bebek mamalarındaki melamin problemi ve en son yaşanan EHEC problemi ile birlikte tüm dünyada gıda güvenliği ile ilgili gelişmelerin de daha hızlı bir şekilde arttığı da görülmektedir. Güvenli gıdanın eldesi için tarlada ve ahırda başlayan gıda zincirinin en son aşamasına yani tüketicinin gıdayı tüketene kadar ki tüm süreçlerini garanti altına alacak şekilde üretilmesi şarttır. Bunun içinde şu an mevcut işletmelerin gıda güvenliği açısından uygun olanların sistemlerini geliştirmesiuygun olmayanların ise modernizasyon çalışmalarını hızla tamamlaması gerekmektedir" diyerek sözlerini noktaladı.