Dünya Hepatit Farkındalık Günü

Türk Karaciğer Vakfı, Hep Yaşam Derneği ve Viral Hepatitle Savaşım Derneği viral hepatit hastalıklarına dikkati çekmek, kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla Beşiktaş Demokrasi Meydanı'nda etkinlik düzenledi Türk Karaciğer Vakfı Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Çakaloğlu: 'Ülkemizde hepatit B için 3 milyon hepatit C için 500 bin civarında diyebiliriz. Bu insanların 4'te 1'i hayatlarının ilerleyen döneminde bir şekilde karaciğer sirozu veya kanseri hastalıklarının riski altında' 'Çok uzun, sessiz, belirtisiz, insanların normal hayatlarını sürdürdükleri bir ara dönem var. Bu dönemde hastaları tedavi edersek hem siroz ve karaciğer kanseri gibi ciddi komplikasyonları hem de bunlara bağlı ölümleri önleyebiliriz'

Türk Karaciğer Vakfı, Hep Yaşam Derneği ve Viral Hepatitle Savaşım Derneği viral hepatit hastalıklarına dikkati çekmek ve kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla Beşiktaş Demokrasi Meydanı'nda etkinlik düzenledi.

Dünya Hepatit Farkındalık Günü'nde gerçekleştirilen etkinlik kapsamında, doktorlar tarafından halka bilgilendirme yapılarak, soruları cevaplandı ve broşür dağıtıldı.

Türk Karaciğer Vakfı Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Çakaloğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Dünya Hepatit Günü kapsamında düzenlenen etkinlikle viral hepatitler konusunda farkındalık yaratmak, halkı bilgilendirmek ve hepatite karşı verilen mücadelede başarılı olmak istediklerini söyledi.

Özellikle hepatit B (HBV) ve hepatit C (HCV) türlerinin, kronik enfeksiyona sebep olarak karaciğer sirozu ve karaciğer kanseri gibi ciddi komplikasyonlara ve ölümlere yol açabildiğini aktaran Prof. Dr. Çakaloğlu, "Dünyada 300 milyon kişi hepatit B, 100 milyona yakın insan da hepatit C taşıyıcısı. Ülkemizde hepatit B için 3 milyon hepatit C için 500 bin civarında diyebiliriz. Bu insanların 4'te 1'i hayatlarının ilerleyen döneminde bir şekilde karaciğer sirozu veya kanseri hastalıklarının riski altında." diye konuştu.

Prof. Dr. Çakaloğlu, Dünya Hepatit Birliği'nin bu sene tema olarak hepatit B ve C enfeksiyonuna sahip ancak tanı konulmamış ve "Kayıp Milyonlar" olarak adlandırılan kişilere hitap ettiğini ve "Hepatitli Hasta Kalmasın" sloganıyla olaya yaklaştıklarını belirtti.

İlk enfeksiyonu sessiz geçiren kişilerde hepatit virüslerinin kronikleşebildiğine dikkati çeken Çakaloğlu, bu durumda ciddi hastalık belirtilerinin gözlendiğini söyleyerek, şunları ifade etti:

"10 ila 50 yıl arası gibi çok uzun bir süre sessiz kalıyor. Çok uzun, sessiz, belirtisiz, insanların normal hayatlarını sürdürdükleri bir ara dönem var. Bu dönemde hastaları tedavi edersek hem siroz ve karaciğer kanseri gibi ciddi komplikasyonları hem de bunlara bağlı ölümleri önleyebiliriz ve hepatitli hasta havuzunu küçültürüz. O nedenle, herkese hepatit B ve C, beraberinde A testlerini de yaptırmalarını, eğer aşı olmaları gerekenler varsa aşı olmalarını, içlerinde hepatit B ve C’li kişiler varsa konunun uzmanlarına başvurup tedavi olmalarını öneriyoruz."

- "Tedaviler henüz siroz ve kansere yakalanmadan yapılmalı"

Konuşmasında tedavi aşamalarına da değinen Prof. Dr. Çakaloğlu, hepatit B için etkili aşı ve ilaçların bulunduğunu ancak virüsü vücuttan atmanın kolay olmadığını, amacın uzun süreli tedaviyle karaciğeri normale yaklaştırmak ya da virüsü baskılayarak komplikasyonları önlemek olduğunu anlattı.

Çakaloğlu, hepatit C’de de etkili ilaçlar bulunduğunu ve yüzde 100'e yakın kür sağlanabildiğini ifade ederek, "Bu tedaviler henüz siroz ve kansere yakalanmadan yapılmalı. Çünkü ilaçlar bu hastalıklara yakalananlarda da etkili olsa bile, ilerlemiş hastalık olumsuz seyrini sürdürüp yine komplikasyonlara yol açabiliyor." dedi.

Hedeflerinin hastalara erken evrede tanı koymak, onları uygun evrelerde iyileştirmek ve Dünya Sağlık Örgütü'nün hepatitle mücadelede 2030 yılı için koyduğu viral hepatit eliminasyonu hedeflerine ulaşmak olduğunun altını çizen Çakaloğlu, "Dünya sağlık örgütü bütün topluluklara şunu empoze ediyor; 'Lütfen ülkenizdeki hepatit hastalarının yüzde 90’ına testler yaparak tanı koyun. Bu tanı koyduğunuz insanların en az yüzde 80'ini tedavi edin, böylece ölümlerin yüzde 65-70 oranında önüne geçin.' Bu da 2030 viral hepatit eliminasyon hedeflerimiz." diye konuştu.

- "Normal hayatlarınızda bir kısıtlama yapmayın"

Çakaloğlu, kan transizyonu yapılmış ya da ciddi ameliyatlar geçirmiş herkesin test yaptırması gerektiğini, diyaliz ve organ nakli hastalarının yanı sıra immün sistemi baskılanmış kanser hastalarının da risk grubunda bulunduğunu belirterek, şunları kaydetti:

"Günlük hayat açısından bakarsak, özellikle tatuaj, dövme, piercing gibi vücuda nüfuz edici işlemler uygun olmayan koşullarda yapılırsa risk taşıyor. Berberler, kuaförler, manikür ve pedikür konusunda kanıtlanmış bir bilgi yok. O yüzden bunu özel bir risk grubu olarak belirtmek doğru değil. Hepatitli hastalar, normal hayatlarınızda bir kısıtlama yapmayın, işinizde çalışabilirsiniz, her türlü sportif aktiviteyi yapabilirsiniz, sevdiğiniz insanlara sarılabilirsiniz, aynı tabaktan yemek yiyebilirsiniz. Bu virüsün bu şekilde bulaşması imkansız. Ama birkaç şeye dikkat edin. Bir yerinizde kanayan yara varsa, orayı temizleyip flasterle kapatın. Kişisel eşyalarınızı başkalarıyla paylaşmayın. Bunlar dışında alınması gereken bir önlem yok."

- "Hastaların tedaviye erişimleri için sosyal kampanya yapıyoruz"

Hep Yaşam Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Hilal Ünalmış Duda ise, amaçlarının hepatit konusunda farkındalığı artırabilmek ve hepatiti tamamen yok etmek olduğunu ifade etti.

Dünyada ve Türkiye'de milyonlarca insanın hepatit virüsü taşıdığını bilmeden yaşadıklarını anlatan Duda, "Onların farkında olması ve test yaptırması gerekiyorsa tedaviye erişimleri için biz de böyle bir sosyal kampanya yapıyoruz. 2030 yılında dünyadan hepatiti yok etmek isteyen bir ekip var, ben de o ekibin Türkiye temsilcisiyim." diye konuştu.

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile