Dünyada Her 5 Çocuktan Biri Egzamayla Mücadele Ediyor

Psoriasis Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Emel Bülbül Başkan: 'Dünyada her 5 çocuktan biri egzamayla mücadele ediyor diyebiliriz. Anne veya babanın birinde atopik dermatit olması çocukta görülme riskini 23 kat, ikisinde birden olması 35 kat artırır' 'Egzama çocuklarda depresyon, anksiyete, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğuna sebep olabilir. Kaşıntı önemli bir özellik olup özellikle geceleri ve terlemeyle şiddeti artış gösterir' 'Çocuklarda süt, yumurta, yer fıstığı, buğday, fındık, soya, balık ve kabuklu deniz ürünleri hastalığı tetikleyebilir ancak bu durumun alerji uzmanı tarafından değerlendirilmesi gerekir. Aksi takdirde gelişme çağındaki çocuklarda gereksiz ve aşırı diyetlerle farklı sağlık sorunları ortaya çıkabilmektedir'

Psoriasis Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Emel Bülbül Başkan, dünyada her 5 çocuktan birinin egzamayla mücadele ettiğini belirterek, sorunun anne veya babanın birinde olmasının çocukta görülme riskini 2-3 kat, ikisinde birden olmasının ise 3-5 kat artırdığını bildirdi.

Prof. Dr. Başkan, 14 Eylül Atopik Dermatit Farkındalık Günü dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada, kamuoyunda egzama olarak bilinen atopik dermatitin enfeksiyon kökenli olmayan deri sorunları arasında sık rastlanılan hastalıklardan biri olduğunu aktardı.

Hastalığın görülmesinde genetik faktörlerin önemli rol oynadığını vurgulayan Başkan, hastalığın, başlangıçta kırmızı renkli, sulantılı ıslak döküntüler şeklinde yüzde, kol ve bacakların dış yüzeylerinde, saçlı deride göründüğünü, zamanla boyun, diz arkası, kol, bilek gibi kıvrım yerlerine doğru yayılıp deriden daha koyu renkli kalınlaşmış kaşıntılı bir deri görünümü oluşabildiğini kaydetti.

Prof. Dr. Emel Bülbül Başkan, "Dünyada her 5 çocuktan biri egzamayla mücadele ediyor diyebiliriz. Anne veya babanın birinde atopik dermatit olması çocukta görülme riskini 2-3 kat, ikisinde birden olması 3-5 kat artırır. Henüz tanı için hastalığa özgü bir laboratuvar testi yoktur. Diğer hastalıklarla karışabilecek deri belirtilerinin detaylı dermatolojik muayenesi yapılmalı ve ayrıntılı hasta öyküsü alınması gerekir. Total IgE düzeyi sıklıkla yüksek bulunmakla beraber düzeyin normal olduğu hastalar da bulunmaktadır. Filaggrin mutasyonu gibi genetik testlerin bakılması rutin değildir ancak hastalığın seyri konusunda fikir verebilir." ifadelerini kullandı.

- "Kişiden kişiye bulaşmaz"

Egzamada derinin üst tabakasının koruma gücünün zayıfladığını, bundan dolayı da derinin kuruduğunu, alerjen geçişine ve enfeksiyon gelişimine yatkın hale geldiğini ifade eden Başkan, tekrarlayan kaşıntılı egzama tablosu ve egzamanın yaşa uygun şekilde belirli vücut alanlarında yerleşmiş olması, ailede benzer döküntü, astım, alerjik rinit gibi alerjik hastalık öyküsünün tanı aşamasında önemli ipuçları arasında bulunduğunu belirtti.

Prof. Dr. Başkan, "Egzama çocuklarda depresyon, anksiyete, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğuna sebep olabilir. Kaşıntı önemli bir özellik olup özellikle geceleri ve terlemeyle şiddeti artış gösterir. Göz çevresinde renk değişikliği ve göz altında ekstra çizgilenme, avuç içi çizgilerinde artış, kuru deri, yüzün ortasında solukluk, omuz ve kollarda pütürlü, yanaklarda beyaz lekeli görünüm bu hastalıkta rastlanabilecek diğer özelliklerdir. Zaman zaman deride enfeksiyon olabilir bu durumda sarımsı kabuklanmalar, akıntılı yaralar görülebilir ve uçuk atakları ortaya çıkabilir." bilgisini verdi.

Atopik dermatitle karşılaşıldığı durumda dermatoloğa başvurmak gerektiğini, özel bir tanı yöntemi olmayan bu deri hastalığında klinik belirtilerin doğru değerlendirilmesinin ancak dermatologlar tarafından yapılabildiğini vurgulayan Başkan, şunları kaydetti:

"Zamanla ortaya çıkabilen astım gibi solunum yolu alerjilerinin veya eklenen psikolojik yüke bağlı psikiyatrik sorunların çözümünde takım çalışması ve ilgili branşlardan destek alınması gerekiyor. Atopik dermatit, şiddetli kaşıntı özelliği nedeniyle bazen bulaşıcı bir hastalık olan uyuz ile karıştırılabilir ancak kişiden kişiye bulaşmaz. Aynı aile fertleri arasında görülebilmesi genetik geçişle açıklanır. Atopik dermatit hastalarında ilerleyen yıllarda alerjik rinit ve astım görülme olasılığı artar. Şiddetli ve uzun süre devam eden atopik dermatit hastalarında yetişkin dönemde lenfoma görülme riskinden bahsedilmektedir. Ayrıca tam mekanizması bilinmemekle birlikte, obezite, kalp damar hastalıkları, otoimmün hastalıkları ve alopesi (saçkıran) gelişmesi ile ilişkili olabilmektedir."

- Ev tozu akarları tektikleyici faktör

Başkan, tedavinin önemli bir aşamasının da düzenli ve devamlı deri bakımıyla derinin nemlendirilmesi olduğuna işaret ederek, tedavi sürecine ilişkin bilgi verdi.

Atopik dermatitli hastaların yarısına yakınında besin alerjileri bulunduğunu belirten Başkan, şu değerlendirmede bulundu:

"Çocuklarda süt, yumurta, yer fıstığı, buğday, fındık, soya, balık ve kabuklu deniz ürünleri hastalığı tetikleyebilir ancak bu durumun alerji uzmanı tarafından değerlendirilmesi gerekir. Aksi takdirde gelişme çağındaki çocuklarda gereksiz ve aşırı diyetlerle farklı sağlık sorunları ortaya çıkabilmektedir. Çocuklar için ayrıca çok renkli, metal veya boncuklu, yünlü kıyafetlere ve hatta yorganlara, tüylü oyuncaklara dikkat edilmelidir. Oyun hamurları, oyuncak boyaları, mobilya ve zemin kimyasalları özellikle çocukluk döneminde temas yerlerinde döküntülerin alevlenmesine yol açabilir."

Tetikleyici faktörlerin başında ev tozu akarlarının bulunduğunu, kedi-köpek tüylerinin de hastalığı şiddetlendirebildiğini aktaran Başkan, bu durumun tespiti için alerji testleri uygulamak gerektiğini bildirdi.

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile