ESOGÜ Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Neonatoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Özge Aydemir, 17 Kasım Dünya Prematüre Günü dolayısıyla yapmış olduğu açıklamada, Dünya Prematüre Gününün 2011 yılından bu yana farkındalık oluşturmak, bilgilendirmek ve bilinçlendirmek amacıyla kutlandığını söyledi.
Dünya Sağlık Örgütü’nün 37’inci gebelik haftasından önce dünyaya gelen bebeklerin ‘prematüre’ olarak tanımlandığını belirten Aydemir, “Tüm gebeliklerin yaklaşık yüzde 10’u anneye veya bebeğe ve bazen de tam belirlenemeyen nedenlere bağlı olarak prematüre doğumla sonuçlanır. Tüm dünyada her yıl 15 milyon bebek prematüre olarak doğmaktadır. Prematürelik ilişkili sağlık problemleri 5 yaş altı çocuk ölümlerinin en önemli nedenidir. Tüm dünyada yılda 1 milyon bebek prematüre doğum nedeniyle kaybedilmektedir. İyi bir perinatal ve neonatal bakım ile bu ölümlerin yüzde 75’ine kadarı önlenebilir. Günümüzde teknoloji ve tıp alanındaki gelişmelere paralel olarak giderek daha küçük gebelik haftasında doğan bebekler yaşatılmaya başlanmıştır. Yaşama tutunabilen prematüre bebekler, solunum problemleri, beslenme problemleri, serebral palsi, gelişimsel sorunlar, görme kaybı, işitme kaybı, öğrenme güçlüğü ve davranış bozukluğu gibi birçok sağlık problemi açısından zamanında doğan bebeklere kıyasla daha risklidir. Bu riskler doğum haftası ve ağırlığı azaldıkça artar. Prematürelik ilişkili sağlık problemleri hem yoğun bakım hizmetleri hem de taburculuk sonrası devam eden sağlık problemleri nedeniyle sağlık harcamaların içerisinde de önemli bir yer tutmaktadır. Avuç içi kadar küçük doğan bu bebeklerin hayata tutunmaları ancak büyük emekler harcandığında mümkün olmaktadır” dedi.
“Prematüre bebekler için özverili bir ekip gerekiyor”
’Prematüre bebekler, riskli gebeliklerin izleminde tecrübeli kadın doğum uzmanlarının olduğu perinatoloji merkezlerinde doğmalı ve yenidoğan uzmanı gözetiminde yenidoğan yoğun bakım ünitelerinde izlenmelidir’ diyen Öğretim Üyesi Doç. Dr. Özge Aydemir, açıklamasının devamında şu ifadelere yer verdi:
“Bebeklerin izleminde ileri teknoloji gerektiren cihazlar, multidisipliner yaklaşım, gece-gündüz özveriyle çalışan bir ekip gereklidir. Bu ekibin lideri Neonatoloji (yenidoğan) uzmanıdır. Neonatoloji yan dal uzmanlığı Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları uzmanlığının üzerine 3 yıl daha bu özel alanın eğitimini gerektirmektedir. Özellikle Seviye 3 ve 4 yoğun bakım gerektiren çok düşük doğum ağırlıklı prematüre bebeklerin bakım, tedavi ve izlemlerine ilişkin mesleki yeterlilik ancak bu yan dal uzmanlık eğitimi ile edinilebilir. Türk Neonatoloji Derneği her yıl 17 Kasım Dünya Prematüre Günü’nde düzenlediği aktiviteler ve hazırlanan görseller aracılığı ile ‘Erken doğanlar yenidoğan hekiminin ellerindeyse kazanır’ konseptini vurgulamaktadır. Yenidoğan hemşireliği de el becerisi, dikkatli gözlem yeteneği, bebeklere özgü belirti ve bulguları tanıma açısından bilgi ve tecrübe isteyen özellikli bir meslektir. Yenidoğan hemşiresi bebeğe bir anne şefkatiyle yaklaşarak her türlü ihtiyacı ile yakından ilgilenir. Ayrıca prematüre bebeğin izleminde neonatolojinin yanı sıra çocuk kardiyoloji, çocuk nöroloji, çocuk cerrahisi, oftalmoloji, radyoloji başta olmak üzere birçok uzmanlık alanının işbirliği gereklidir. Doğum bebeğin dünyaya gelmesi ile kutlanan bir gündür ancak bu durum erken doğum ile bebek sahibi olan ailelerde biraz farklıdır. O gün hem aile hem de bebek için zorlu bir yaşam mücadelesinin başladığı gün olur. Bu sebeple Dünya Prematüre Günü aslında hem konu ile ilgili bilinçlendirme, önlemler alma konusunda bilgilendirme, aileleri anlama amacını taşır hem de prematüre bebek sahibi ailelerin artık ertelediği kutlamayı yapabilmesini amaçlar. Tüm sabırsız bebeklerin ve anne babalarının 17 Kasım Dünya Prematüre Günü kutlu olsun. Minik savaşçılarımız sağlıkla yaşasınlar.”
Dünyada Her Yıl 15 Milyon Bebek Prematüre Doğuyor
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Neonatoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Özge Aydemir, dünyada her yıl 15 milyon bebeğin prematüre olarak dünyaya geldiğini söyledi.