Kaymakcan, Hitit Akademi Derneği ile Ensar Vakfı Çorum Şubesi tarafından organize edilen "Dünyada ve Türkiye'de Din Eğitimi Politikaları" konferansında yaptığı konuşmada, çeşitli ülkelerdeki din eğitimi sistemleri ve politikalarını anlatarak, Türkiye'deki eğitim sistemiyle kıyasladı.
ABD'deki 11 Eylül saldırılarının, dünyada din eğitiminin gündeme gelmesi konusunda önemli bir nokta olduğunu ifade eden Kaymakcan, bu tarihten sonra uluslararası bazı kuruluşların da harekete geçtiğini söyledi.
Avrupa Konseyi'nin, 11 Eylül saldırılarının ardından din eğitimleri konusunda çalışma yaptığını bildiren Kaymakcan, 2007 yılından itibaren Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin de (AİHM) eğitim konusunda kararlar verdiğine dikkati çekti.
- "Bu topraklarda din, fevkalade önemlidir"
Türkiye'nin de yer aldığı topraklarda dinin fevkalade önemli olduğunu vurgulayan Kaymakcan, şöyle konuştu.
"Türkiye'de din-devlet ilişkileri inişli ve çıkışlı pozisyon arz ediyor. Buna bağlı olarak din-halk ilişkileri de din eğitimi de bu iniş ve çıkıştan etkileniyor. Din eğitimi bağımsız bir değişken ve diğer değişkenlere bağlı olarak hareket ediyor. Türkiye'de yapılan her türlü ihtilalde, post modern darbede veya ona benzer diğer yapılanmaların hepsinde, dinle ilgili şöyle ya da böyle hesaplaşma söz konusuydu. Çünkü bu topraklarda din, fevkalade önemlidir. Biz, dini dolayısıyla Türkiye'de İslam dini ile ilişkiyi ve irtibatı kuramadan ciddi bir eğitim politikası üretmenin oldukça zor olduğunu anlamışız."
Türkiye'nin yüzde 98'inin Müslüman olduğunu, yapılan anketlerin de bunu desteklediğini anlatan Kaymakcan, Türkiye'deki insanların dindarlık düzeylerinin, batı ülkelerine göre yüksek olduğunu, dolayısıyla Türkiye'de din eğitimi konusunda bir politika geliştirileceği zaman bu değişkenlerin göz önünde bulundurulması gerektiğini kaydetti.
- İmam hatip okulları
Mevcut Türk eğitim sistemi içerisinde en köklü geçmişe sahip eğitim kurumlarının imam hatip okulları olduğunu dile getiren Kaymakcan, imam hatip okullarının geçmişinin Nizamiye Medreselerine kadar dayandığını ve devlet destekli eğitim kurumu olduğunun altını çizdi.
İmam hatip okullarının halkın genel anlamda tercihlerini yansıttığı için birçok sıkıntılı hukuki duruma rağmen varlığını devam ettirebildiğine dikkati çeken Kaymakcan, "Bu son derece önemlidir. Çünkü halkın isteklerini devam ettiremeyen hiçbir kurum bu kadar baskıya ve kapatılmalara rağmen tekrar canlanamaz" dedi.
- 4+4+4 Eğitim Yasası
İmam hatipler üzerinden, bir anlamda Türkiye'nin dini duyarlılıkları üzerinde operasyon yapıldığını belirten Kaymakcan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Dolayısıyla 2012 yılındaki 4+4+4 Eğitim Yasası bu açıdan son derece önemlidir. İleride bu yasa, din eğitimi ve Türkiye'deki eğitim tarihi açısından önemli dönüm noktalarından bir tanesi olarak anılacak ve incelenecektir. Biz halen olayın sıcaklığı içerisindeyiz, bu işin öneminin farkında değiliz. Bu düzenleme, imam hatip liseleri ve diğer meslek liseleri ile üniversiteye girişte lise türleri arasındaki ayrımcılığa son verdi. Kim daha çok yapıyorsa o istediği bölüme gitmiştir. Türkiye'deki insan haklarına ve eğitimdeki fırsat eşitliğine aykırılık giderilmiştir. Kapatılan imam hatip ortaokulları da yeniden açılmıştır. Çünkü farklı okul türlerinin varlığı, demokrasinin bir gereğidir."
Konferansın son bölümünde katılımcıların sorularını cevaplayan Kaymakcan'a, Ensar Vakfı Çorum Şubesi Başkanı Halil İbrahim Aşgın tarafından plaket verildi.
'Dünyada ve Türkiye'de Din Eğitimi Politikaları' Konferansı
Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu (YURTKUR) Genel Müdürü Recep Kaymakcan, 4+4+4 eğitim sistemi düzenlemesinin, din eğitimi ve eğitim tarihi açısından önemli dönüm noktalarından birisi olarak anılacağını belirtti.