Gümüşhane’nin Kelkit ilçesine bağlı Sadak köyü sınırlarında bulunan ve Roma’nın 15. Lejyonunun yaklaşık 600 yıl hüküm sürdüğü alanda 2017 yılında başlatılan çalışmaların ardından geçtiğimiz yıl Kültür ve Turizm Bakanlığının desteğiyle kamulaştırma ve kazı evinin yapılmasının ardından başlayan çalışmalarda ilk kazmanın vurulduğu noktada yüzeyden 50 santimetre aşağıda Roma ve Bizans dönemine ait duvarlara rastlanmıştı.
Bartın Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Öğretim üyesi Doç.Dr. Şahin Yıldırım başkanlığında gerçekleştirilen kazı çalışmalarına 25 kişilik ekiple devam edilirken, kazı çalışmalarına bu yıl İl Özel İdaresi tarafından da maddi destek sağlandı.
Kazılarda lejyon kalesinin komuta merkezinin olduğu yerdeki yapıda silahlarıyla birlikte parçalanmış insan iskeletleri bulunması ise kazı ekibini oldukça heyecanlandırdı.
Ödenek durumuna bağlı olarak 5-10 yıl içerisinde gezilebilir hale gelecek olan Satala’da gerçekleştirilen kazı ile Roma İmparatorluğu’nun bugüne kadar çok fazla bilgi kaynağı olmayan doğu sınırındaki mimarisi, stratejik konuları ve felsefesi ortaya çıkarılarak.
Kazı ekibinin hazırladığı projeyle de sanal teknoloji yardımıyla alan 3 boyutlu olarak modellendirilerek ziyaretçi merkezinde insanlarını alana baktığında o dönemi görmeleri sağlanacak.
Anadolu’da bilinen 4 lejyon kalesinden üçünün baraj suları ve kent yerleşkeleri altında kaldığını, yalnızca Satala Antik Kentinde yer alan 15. Apollinaris lejyonunun ayakta kalabildiğini kaydeden kazı başkanı Doç.Dr. Şahin Yıldırım, bunun dünyada başka bir örneğinin olmadığını söyledi.
Satala’nın arkeoloji dünyası için çok önemli bir yer olduğunu dile getiren Yıldırım, 2018 yılında başlayan çalışmalara Kültür ve Turizm Bakanlığının verdiği izin ve Gümüşhane Valiliğinin İl Özel İdaresi aracılığıyla sağladığı ödenekle devam ettiklerini kaydetti.
“Türkiye’de 4 lejyon kampı bulunmaktaydı”
Geçtiğimiz yıl başlayan kazı çalışmaları kapsamında lejyon kalesinin ana kampının olduğu yerde 3 bölgede çalışma gerçekleştirdiklerini ve bu çalışma ile kale ana duvarlarını, kilise yapısı ve tapınak yapısının temel izlerine rastladıklarını hatırlatan Yıldırım, “2019 yılı bizim açımızdan önemli. Bu yılki çalışmalarımızı ana kamp üzerine yoğunlaştıracağız. Türkiye’de 4 lejyon kampı bulunmaktaydı. Bunlardan günümüze kadar gelebilen tek örnek Satala’da bulunan 15.Lejyon’un ana kampı. Diğerlerinin ikisi baraj altında kaldı bir diğeri ise modern yerleşim altında kaldı. Elimizde Türkiye’deki ter örnek. Roma İmparatorluğu’nun Doğu sınırı üzerine yapılan tek araştırma konumunda şu anda dünyada. Bu bakımdan oldukça ilgi çekici konumu var. Bu seneki çalışmalar sırasında çok yoğun bir şekilde silahlarla karşılaştık. Buranın bir lejyon kalesi olmasından dolayı çok sayıda mücadele gerçekleştirilmiş. Özellikle imparatorluğun doğu sınırında Sasanilere karşı olan savaşlarda önemli bir yer olarak karşımıza çıkıyor. Bu alanda komuta merkezinin ana merkezindeki çalışmaları devam ettiriyoruz” dedi.
“İnsan iskeletleri ve yanında silahlarıyla karşılaştık”
Bu yılki kazılarda komuta merkezinin olduğu yerdeki yapıda insan iskeletleriyle karşılaştıklarını ifade eden Yıldırım, “Bunlardan özellikle bir tanesi parçalanmış haldeydi. Olasılıkla buradaki bir lejyonere ait bir mezar karşımıza çıktı. Bu bizim açımızdan çok önemli. Bir lejyonere ait bir iskeletin yanındaki silahlarla bulunmuş olması bizim açımızdan çok önemli. Mezarlık alanlarında da çalışma yapmayı planlıyoruz. Bu alanda yapacağımız çalışmayla burada görev yapmış lejyonerlerle ilgili önemli bilgilere ulaşacağımızı düşünüyoruz” diye konuştu.
“Bütün lejyon kalesi bilgisayar ortamında sanal gerçeklikle 3 boyutlu hale getirilerek canlandırılacak”
Satala’da yürütülen kazının şu an için başlangıç aşamasında olduğunu vurgulayan Yıldırım, “Bundan dolayı biz buradaki verileri çok fazla sunabilme şansına sahip değiliz. Ama bizim şöyle bir projemiz var: Bütün bu lejyon kalesini bilgisayar ortamında sanal gerçeklikle 3 boyutlu hale getirerek bütün bu lejyondaki yapıları tekrar ayağa kaldırıp bir Roma lejyonu nasıldı, hangi yapılar vardı, işleyişi nasıldı, askerlerin günlük hayatı nasıldı konularında VR teknolojisini kullanarak yeni bir ziyaretçi karşılama merkezi, bir sergi alanı ve bir depo müze gibi bir yer oluşturmaya çalışıyoruz. Bunun için de çalışmalarımızı başlattık. 10 yıl içerisinde Satala’nın gözle görünür, gezilebilir bir hale geleceğini düşünüyoruz. Bu konu biraz da ödenekle alakalı” ifadelerini kullandı.
“Roma İmparatorluğu’nun askeri tarihi açısından çok önemli bir lokasyon Satala”
Satala’nın dünya için önemiyle ilgili soruyu da cevaplandıran Yıldırım, şunları söyledi: “Roma İmparatorluğu dünyadaki gelmiş geçmiş en büyük imparatorluklardan birisi. Bu bakımdan İmparatorluğun doğu sınırına dair çok bilgimiz yok. Kuzeydeki kazılar, İngiltere’deki kazılar sonuçlanmış durumda neredeyse. Afrika’daki lejyonlar üzerine de ciddi çalışmalar söz konusu. Ama Anadolu’daki yani imparatorluğun doğu sınırında çalışmalar çok az. Bu ilk çalışma olması açısından önemli. Şuan için Roma İmparatorluğunun doğu sınırındaki stratejik konular, noktalar ve felsefesi ortaya çıkarılacak. Bu bakımdan oldukça önemli. Roma İmparatorluğu’nun askeri tarihi açısından çok önemli bir lokasyon Satala”
“Burada gördüğümüz her taş, her duvar, her buluntu, her seramik, her metal objeler bir anlam ifade ediyor ve bizleri heyecanlandırıyor”
Çalışmalara katılan Bartın Üniversitesi Arkeoloji bölümü mezunu Ahmet Memoğlu ise “Burada kazı çalışmaları yapıyor, aşağıya doğru iniyoruz. Burada 25 kişi çalışıyoruz. Aramızda öğrenci arkadaşlarımız ve mezun arkadaşlarımız var. 2017 yılından itibaren burada çalışmalar başladı.
2018 yılında da ilk kazı çalışmalarımız başlamıştı. Bu yıl da çalışmalarımıza devam ediyoruz. Benim daha önce de antik kentlerde çalışmalara katılmıştım. Burada gördüğümüz her taş, her duvar, her buluntu, her seramik, her metal objeler bir anlam ifade ediyor ve bizleri heyecanlandırıyor. Burada 50 santimetreden itibaren bir duvar yapısı gelmeye başlıyor. Bu bizi daha da heyecanlandırıyor” dedi.
“Satala Antik Kenti Roma askeri mimarisini anlama açısından bizim için büyük önem arz ediyor”
Bartın Üniversitesi Araştırma Görevlisi İzzettin Enalmış da kazı çalışmalarına bu yıl katıldığını belirterek, “Roma İmparatorluğu’nun doğu sınırını koruyan 4 lejyondan birisi Satala. Bunların diğer üçü baraj altında ve şehir altında kaldı. Aktif olarak lejyon kazısının yapıldığı tek yerleşim Satala Antik Kenti. Roma askeri mimarisini anlama açısından bizim için büyük önem arz ediyor” şeklinde konuştu.
Roma İmparatorluğu’nun doğu hattında günümüze kadar gelen tek lejyon kalesi olan ve dünyada başka örneği olmayan Satala Antik Kentinde geçtiğimiz yıl başlayan kazı çalışmalarında 100 metrekarelik kazı alanında toprağın 50 santimetre altından 2 bin yıllık Roma ve Bizans dönemine ait eserler ortaya çıkmaya başlamış ve bu durum arkeoloji dünyasında heyecana sebep olmuştu. Bugüne kadar alandan çıkan yüzlerce eserin Türkiye’de Erzurum ve İstanbul’daki arkeoloji müzelerinde sergilendiği Satala’da bilinen en değerli parça 1872 yılında bulunan ve paha biçilemeyen bronz Afrodit büstü ise İngiltere’deki The British Museum’da sergileniyor.
Dünyayı Heyecanlandıran Satala Antik Kentinde Kazı Çalışmaları Devam Ediyor
Roma İmparatorluğu’nun doğu sınırında günümüze kadar ulaşabilmiş dünyadaki tek lejyon kalesi olan Satala Antik Kentinde geçtiğimiz yıl başlayan arkeolojik kazılar devam ediyor.