Duruşmada Pkk İtirafçısına Bağırdı: 14 Yaşındaki Oğlumu Neden Kurşuna Dizdin

Güneydoğu’da 1993-95 yıllara arasında işlenen 20 faili meçhul cinayetlerle ilgili davanın görüldüğü Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nin öğlenden sonraki duruşmasında tanıkların dinlenmesine devam edildi.

1994 yılında 4 kişiyle birlikte öldürülen 14 yaşındaki Yahya Akman’ın annesi Bedriye Akman, müdafi olarak söz aldı. Anne Akman, duruşma salonunda oturan ve oğlunu kurşuna dizmekle suçladığı sanıklardan Abdülhakim Güven ile Adem Yakin’e bağırdı. Akman, “5 kızım tek oğlum vardı. Henüz 14 yaşındaydı. Ne evlenmişti ne askerliğini yapmıştı. Yokluk içinde büyüttüm. Evin tek erkeğinin yolunu yıllarca gözledik. Suçu neydi kurşuna dizdin.” diye bağırdı. Duruşmanın öğlenden sonraki bölümüne tutuklu sanıklar emekli Albay Cemal Temizöz, eski Cizre Belediye Başkanı Kamil Atağ, itirafçı Abdülhakim Güven (Fırat Altın), Hıdır Altuğ, Adem Yakin ile tutuksuz yargılanan Temer Atağ katıldı.

Duruşmada 1994 yılında Cizre ile Silopi arasındaki jandarma arama noktasında durdurulan taksinin şoförü Ömer Candoruk ile arabada bulunan A.Aziz Gasyak, Süleyman Gasyak, Yahya Akman'ın sivil kişiler tarafından gözaltına alınması ve 3 gün sonra cesetlerinin bulunması ile ilgili olayın tanığı dinlendi. Duruşmada söz alan Yahya Akman’ın annesi Bedriye Akman, oğlunun katillerinin belli olduğunu ve bunların Cemal Temizöz, Adem Yakin, Hakim Güven, Selim, Cebbar ve Hoca olduğunu savundu. Akman, "Benim hayatta tek oğlum vardı, onu da benden aldınız. Ciğerimi parçaladınız. Ne suçu vardı. Sizi Allah’a havale ediyorum.” dedi.

Bu sırada ayağa kalkan sanıklardan Adem Yakin, Akman’ın kendisine beddua ettiğini belirterek, tepki gösterdi. Müdafi avukatlarının ayağa kalkmasıyla kısa süreli gerginlik yaşandı. Tanıklardan Emine Tadikli ise göçer olduğunu belirterek, 1994 yılında Ömer Candoruk, A.Aziz Gasyak, Süleyman Gasyak ve Yahya Akman’ın getirilip bir çukurda kurşuna dizildiklerini gördüğünü söyledi.

Tadikli, 4 kişinin öldürüldükten sonra üzerine toprakla örtüldüğünü ve daha sonra gelenlerin bölgeden uzaklaştığını söyledi.

Tadikli, o dönemde can güvenliklerinin olmadığını ve hemen köye döndüklerini kaydetti.

TANIK BOTAŞ KOMUTANI İLE TANIK KÖY KORUCUSU YÜZLEŞTİRİLDİ
Duruşmada 1994 yılında düzenlenen bir operasyon sırasında öldürüldüğü iddia edilen Mustafa Aydın olayının tanıkları yüzleştirildi. Duruşmada daha önce iki kez dinlenen Arafat Aydın, 1994 yılında Cudi Dağı'na büyük bir operasyon yapıldığını belirterek, buna gönüllü köy korucusu olarak kaldığını söylemişti. Aydın, “Hisar taburuna götürüldük. Taburda oturan Bedran kod adlı Adem Yakin ve Tayfun kod adlı Hıdır Altuğ bizi çağırdı. Bizi 300 metre bir dereye götürdüler. Burada Bedran bize silah dayatarak el ve ayaklarımızı bağladı. Başımıza poşet geçirdi. Bizi soyarak çıplak halde diken içine yatırdı. Bu sırada taş vurdu. Tayfun beni yere yatırarak boynumuza bastı. Çok yalvardık hatamız nedir diye. Onlar bize 'biz Müslüman değiliz bize bu soruları sormayın' dedi.

Tayfur bana 'yalan söyle, teröre yardım ettim' dememi istedi. Mustafa işkenceden sonra bayıldı. Karakolda midesinin üstüne büyük bir taş bırakıldı ve saatlerce öyle bekletildi. Daha sonra Mustafa'yı Bedran ve Tayfur dereye doğru götürdüler. Aynı günün akşamına doğru derede Mustafa öldürüldü. Mustafa'yı defin ettikten sonra Temizöz tabura gelerek bana ve oradakilere 'Mustafa kayadan düştü, Tayfur ve Bedran öldürmedi.' şeklinde dememizi istedi ve yemin ettirdi. Korktuğumuz için hiçbir yere şikâyet etmedik. O dönemde Karakol komutanı Hakan adında biriydi. Ben de yaralandım, Hakan yaramı pansuman etti ve üzüldü." şeklinde ifade vermişti. Aydın’ın bu ifadesi üzerine duruşmaya tanık olarak çağrılan dönemin Karakol komutanı Hakan Kültür, böyle bir olayı hatırlamadığını söyledi.

Kültür, Karakola tank yerleştirildiği için üst komutan olarak görevlendirildiğini ancak adli işlemleri asıl Karakol komutanı olan astsubay rütbesindekiler yaptığını savundu. Kültür’ün açıklamalarından söz alan tanık Aydın ise Hakan Kültür’ün o dönemde üsteğmen olduğunu, kafası ve bacağındaki yarayı bizzat kendisinin pansuman ettirdiğini, hatta öldürülen Mustafa Aydın’ın cenazesini de köye götürdüğünü söyledi.

Hakan Kültür’ün ise çelişkili cevapları dikkat çekti .
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile