Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) lideri Joseph Stalin’in emri ile 1944 yılında bir gece trenlere bindirilerek bugün Azerbaycan’dan Kazakistan’a kadar olan geniş bir bölgede, Orta Asya’ya sürgüne gönderilen Ahıska Türklerinin özlemi dün gibi taze. Ahıska Türklerinden Sabrican Musaddinoğlu, geçen 75 yılda göçün, gurbetin ve özlemin hafızasından hiç çıkmadığını belirtti.
Musaddinoğlu sürgün yıllarını anlatırken, “1944 yılında Ahıska Türkleri Gürcistan’dan Orta Asya’ya sürüldü. Kadınlar, çocuklar, yaşlılar Güney Kafkasya’dan 2 saat içinde çıkarıldı. Her arabaya 5’er-10’ar aile bindirilip 40-50 kilometre uzaklığa götürüldük. Orada ise sığır nakliyatında kullanılan vagonları andıran yük vagonlarına bindirildik. Uzun bir yolculuktu. Hem de kış mevsiminde. İnsanların işkencesi neredeyse iki ay sürdü. Birçokları vefat etti” ifadelerini kullandı.
43 yıl önce Özbekistan’a yerleştiklerini belirten Sabrican Musaddinoğlu, “Özbekistan’da yaşayan Ahıska Türkleri yerli halk tarafından baskı altında tutuldu. Evlerimiz yakılmaya başladığında yine yollara düşmek zorunda kaldık. Fakat Mesheti geri dönemedik” şeklinde konuştu.
“Torunlarıma Ahıska peyniri yapmayı öğretiyorum”
Dört kızı ve iki oğlunu evlendirerek 17 toruna sahip olduğunu ve onlara geleneklerini öğretmeye çalıştığını belirten Musaddinoğlu, “Torunlarıma Ahıska peyniri yapmayı öğrettim. Zamanımı salatalık, patates, biber ve sebzeler yetiştirmek için bahçemde geçiriyorum. Ahıska Türkleri tarımla ilgilenmeyi severler. 25 yıl önce Gürcistan’a dönemeyince Kuzey Osetya topraklarına yerleşmek zorunda kaldık” dedi.
90’lı yılların başlarında Kuzey Osetya’nın onlarca Ahıska ailesine kucak açtığını belirten Musaddinoğlu, Ahıska Türklerinin öz vatanlarını hala unutmayıp, tüm kalpleriyle sevdiklerini ve bir gün vatan topraklarına geri dönme umuduyla yaşadıklarını belirtti.
Ebedi Göçebeler 'Ahıska Türkleri'
Gürcistan’ın Ahıska bölgesinden Orta Asya’ya 14 Kasım 1944 yılında sürgün edilen ve kendilerini "Ebedi göçebeler" olarak adlandıran Ahıska Türklerinden Sabrican Musaddinoğlu, sürgünün 75. yılında yaşadığı özlemi dile getirdi.