Şaşılığı “Gözlerin paralelliğinin beyin tarafından kurulamamasıdır” şeklinde tanımlayan Özel Atagöz Göz Hastalıkları Dal Merkezi Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Onur Aydın, “Aslında tam anlamıyla bir göz hastalığı değildir fakat doğumdan itibaren beynin her iki gözü paralel olarak kumanda edememesi sonucu gözlerden bir tanesinin paralelliği bozmasıyla ortaya çıkar. Bunun temelinde bir yaşının altında ortaya çıkan infantil dediğimiz doğumsal şaşılıklar olabildiği gibi 1,5-2 yaşında ortaya çıkan göz bozuklukları da bulunabilmektedir. Bunların haricinde doğumsal kataraktlarda bir göz eğer katarakt nedeniyle görmüyorsa, bu hastalarda görmeyen göz kendini şaşılık ile belli eder. Çocukluk çağlarında geçirilmiş havaleler, yüksek ateşli hastalıklar yine gözlerde kasılmalara neden olacağı için bunlar da yüksek göz numarasıyla beraber şaşılık ile karşımıza gelebiliyor. Erişkin yaşta ise travmalar, diyabet, hipertansiyon ve yüksek numaralı göz bozuklukları şaşılığın en sık görülen nedenleri arasında yer alıyor” dedi.
Şaşılıkta erken başlanan tedavinin büyük fayda sağladığını belirten Op. Dr. Onur Aydın, “En önemli grup 7 yaş altındaki gruptur. Çünkü 7 yaş altında şaşılık ya da şaşılığa neden olan sebep ortadan kaldırılmaz ise o göz tembel kalır. Tembelleşme olduktan sonra siz 7-8 yaşında da tedavi etseniz bile o gözün ömür boyu az görme ya da kaymanın tekrar ortaya çıkma ihtimal yüksektir. Eğer hasta çocuksa cerrahi müdahalenin yapılabileceği en erken yaş 1,5 yaşıdır. Tabi ki biz bebek 8-9 aylık iken şaşılığı görüyoruz fakat hasta henüz süt bebeği olduğu için, anne ve babanın da psikolojik olarak kendini hazırlaması için muayenesini tamamlıyoruz, aileye hazırlıklı olmalarını, 1,5-2 yaş bandında bebeğin ameliyat edileceğini bildiriyoruz. Bu sürece kadar tedavi yöntemleri uygulanıyor lakin bebeklikte oluşan şaşılığın tedavisi ağırlıklı olarak cerrahi müdahale gerektiriyor” diye konuştu.
“Görme bozukluğu şaşılığa sebep oluyor”
Göz bozukluğu ile karşılarına çıkan şaşılıkların genellikle ilkokul çağında ortaya çıktığını vurgulayan Dr. Aydın, şöyle devam etti : “Bu tür şaşılıklarda cerrahi müdahaleye gerek kalmadan gözlük kullanımı ile tedavi genellikle başarılı sonuç veriyor. Şaşılık tedavisinde her zaman basamaklı tedavi uygulamak hem hasta için hem de yakınları için en ideal olanıdır. Birinci basamak muayenedir. Ezbere hareket etmemek kaymanın nedenini bulmak çok önemlidir. Göz kaymasının nedenlerini araştırmak, göz kaymasının temelinde göz bozukluğunun olup olmadığını teşhis etmek gerekmektedir. Göz arkasında problemler, hastalıklar var mı diye kontrol edilmelidir. Gerekiyorsa bir müddet gözlük ile tedavi, bunun yanında zayıf gören gözü çalıştırmak için sağlam gözün kapatılması denenmelidir. Tüm bunlara rağmen sonuç alınamıyorsa üçüncü basamak, cerrahi tedavidir. Cerrahi müdahaleler çok yüksek oranda başarı ile sonuçlanır.”
Botoks şaşılık tedavisinde kullanılıyor
Son dönemlerde botoks olarak bilinen botulinum toksininin şaşılık tedavisinde kullanılmaya başlanıldığını da hatırlatan Dr. Aydın, “Bunları genellikle küçük açılı kaymalarda kullanıyoruz. Hasta ve yakınları görsel olarak rahatsız ise cerrahi müdahalenin de fazla geleceğini düşündüğümüz hastaların çok çalışan kasının içine botoks enjeksiyonu yapıyoruz. Böylece karşı taraftaki kasları kuvvetlendirmek yöntemiyle cerrahi müdahaleye gerek kalmadan şaşılık tedavisini uyguluyoruz. Şaşılıkta başarı şansını etkileyen en büyük etkenlerden biri üç boyutlu görme yani uzaysal görmedir. Örneğin sağlıklı göz sinemada üç boyutlu görmeyi yakalayabilir. Üç boyutlu görüntü, beynimizin her iki gözün uzaysal algılarını birleştirmesi ile meydana gelir. Fakat gözlerden biri tembel ise üç boyutlu sinemada kişinin derinlikli görmeyi kaybettiği fark edilir. Şaşılıkta da bir göz eğer az görüyorsa ya da bu gözün problemleri bebeklik çağına dayanıyorsa, ailesel ve çevresel etkenler ile zamanında ameliyat olamadıysa uzaysal görme yetisi kaybedilmiş oluyor” diye konuştu.
Şaşılık ve genetik
Dr. Aydın, şu bilgileri verdi: “Kuşak atlayabilir fakat genetik nedenler etkilidir. Bir üst kuşakta şaşılığı göremeyebilirsiniz fakat onun üzerindeki kuşaklarda şaşılık ile karşılaşılabilir. Bu yüzden gözdeki görme ne kadar iyiyse, beynin gözleri kumanda edebilme gücü ne kadar iyiyse yani üç boyutlu görüntümüzü ne kadar iyi kurabiliyorsak şaşılık ihtimali o kadar düşüktür. Hastanın gözü ameliyattan sonra az görüyorsa, beynin kumanda gücü zayıfsa, yani ameliyattan sonra da üç boyutlu görmeyi yakalayamıyorsa yeniden şaşılık olabilme ihtimali karşımıza çıkıyor. Ameliyatlar ile yapılmaya çalışılan beyne unuttuğu gözü hatırlatmak ve kumanda etmesine yardım sağlamaktır. Ne kadar erken zamanda tedavi olmaya başlarsanız başarı şansınız o kadar iyidir. Çocuklar okul çağına gelmeden önce muhakkak göz bozukluğu olup olmadığı kontrol edilmelidir. Gözün arkasında hastalığın olup olmadığına bakılması gerekir. Eğer gözün bir tanesi az görüyorsa, biz buna ‘tembel göz’ diyoruz, bu durumda diğer gözün gün içinde kapatılarak zayıf olan gözün çalıştırılması gerekmektedir. Tüm bunlara rağmen kayma devam ediyorsa ameliyat edilir. Bizim belirdiğimiz zaman diliminde ameliyat edilen hastalarda başarı oranı her zaman yüksektir. Özellikle doğuştan kaymalarda bebeği 18 aylık iken ameliyat etmemizin sebebi, üç boyutlu uzaysal görüntünün yaklaşık 2,5 yaş civarında kapanmasıdır. Yani beyin, ‘bu göz kayıyor, ben diğer gözle yaşarım’ der ve diğer gözü kendi haline bırakır. Zamanı geçtikten sonra ameliyat edilse dahi çocuk sağlıklı gözlerin gördüğü üç boyutlu görüntüye kavuşamaz. Bu sebeple bebeklerde erken tanı, teşhis ve tedavi hayati önem taşımaktadır.”
Ebeveynlere 7 Yaş Uyarısı
Şaşılıkta erken tedavinin önemine dikkat çeken Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Onur Aydın, rahatsızlığın 7 yaşından önce tedavi edilmesinin önemli olduğunu belirterek, “7 yaş altında şaşılık ya da şaşılığa neden olan sebep ortadan kaldırılmaz ise o göz tembel kalır” uyarısında bulundu.