Ebru Şallı: Anneliğim Sinan'ı çok etkilemiş

Sinan Akçıl ile yaşadığı aşk, spor tutkusu ve yıllara meydan okuyan güzelliğiyle hep gündemde olan Ebru Şallı, şu sıralar yeni spor DVD'si için çalışıyor. Güzel yıldız, yeni yıl planlarını ve özel hayatındaki gelişmeleri Şamdan Plus'a anlattı...

Model, sunucu, televizyoncu, pilates eğitmeni ve anne... Hangisi sizi daha iyi tanımlıyor?
Modelliğe 1995'te başladım, Türkiye güzeli seçilmiştim ve uzun zaman podyumdaydım. Sonrasında sunuculuk geldi, kadın programları yaptım, pilates eğitmeni de oldum. Harika iki evlada sahip bir anneyim. Sanırım bunların hepsi Ebru Şallı'yı oluşturuyor. Galiba bir kadın dergisi gibiyim; çevir çevir oku!

70 YAŞINDA DA ÇALIŞIRIM

Tüm bunları yaparken zorlandınız mı?
Çok güzeldi her şey... Zaman çok hızlı geçiyor; çocuklar çabuk büyüdü, istediğim işleri yaptım. Modelliğe başladığımda 17 yaşındaydım ve her şeyi hayatın akışına bırakmıştım. Çok çalışkan biriyim, her şartta çalışmayı seviyorum. Allah uzun ve sağlıklı ömür verirse, 70 yaşında da çalışırım.

Pilatese hamileyken başlamıştınız...
11 yıl önce hamileyken başlamıştım. Doğurunca da devam etmeye karar vermiştim. Çok ilgimi çekmişti; ruhuma hitap eden bir spor. Bir an önce doğurup pilates eğitmeni olmaya karar verdim. Farkındalığım arttı, nefesim değişti, 'Bana ne oluyor?' dedim.

Pilates yapmak için mi erken doğum yaptınız? Kilo almamak için çocuklarınızı erken doğurduğunuz da söylenmişti...
İkisini de erken doğurmadım. İlk oğlum Beren'i sadece 10 gün erken doğurdum. Pars'ı tam zamanında doğurdum. Üstelik loğusayken duymuştum bu dedikoduları. Herkesin bedeni farklı; ben o kadar kilo aldım. Çocuklarımı birer yıl emzirdim; onlara çok sağlıklı bir şekilde baktım. Sadece yedi kilo alınca herkese dert oldu.
Kızdık size bütün kadınlar olarak! Hamile kadın 15-20 kilo alır normalde...

Size bir şey itiraf edeceğim; Beren'de '7 kilo aldım' deyince ortalık yıkıldı ya, Pars'ta '10 kilo aldım' diyerek yalan söyledim. Öyle söyleyince konuşmadılar. Ne yapabilirim; dar yapılıyım, kemiklerim ince. Hamileyken karnım büyüdü sadece.

Sizinle pilates yapan kadınlar dertlerini de unuttu galiba...
Pilates, benim de dertlerimi unutturuyor. Çok başka bir spor... Kadınlara günlük sıkıntılarını, sorunlarını unutturuyor. Ülkenin her yerinden çok sayıda takipçim var; herkesin evinde pilates toplarım var. Boşanmaktan vazgeçen de var, kilo veren de... Kadın kendini iyi hissediyor ve beni kocasından fazla seviyor. 'Kendimi nihayet kocama beğendirdim ama seni daha çok seviyorum' diyor.

Çocuklarınıza tatlı yediriyor musunuz?
Elbette yiyorlar; yasakçı olmak hep ters etki doğurur. Tombik doğdular, her zaman sağlıklı beslendiler. Protein çok önemli; ben et yemediğim halde çocuklarıma yediririm.

Başka çocuk planınız var mı?
Çocukları çok severim. Kader biraz da bu işler. Neden olmasın, çok çocuk fikri uzak değil bana. Erkek çocuk çok severdim, öyle de oldu.

BOŞANINCA PİLATESLE AYAKTA KALDIM

Boşanma kararı vermek, cesaret isteyen bir şeydi değil mi?
Çocukların daha sağlıklı ve huzurlu yaşaması için anne-babanın mutlu olması lazım. Biz hep Harun'la (Tan) 'Boşanmak için illa çok kötü bir şey olması mı lazım?' dedik. Çocuklarımıza 'Anne-baba olmaya devam edeceğiz ama artık karı-koca değiliz' dedik. Çocuklara nasıl davranmalıyız diye destek de aldık. İki yıl oldu bile.

Çocuklarınızın Sinan Akçıl'la tanışmaları nasıl oldu?
Çok yolunda giden bir süreçti. Yavaş yavaş uyum sağladılar ve birbirlerini sevdiler.

Boşandıktan sonra bunalıma girdiniz mi?
Hayır; pilates ve çocuklarım beni ayakta tuttu. Pilates, anti-depresan gibidir. Boşandıktan üç-dört ay sonra Sinan'la aramızda bir şeyler olur mu diye düşündüm.

Sinan Akçıl hayranlarıyla aranız nasıl?
Sinan'ı milyonlar takip ediyor; elbette genç kızlar ve kadınlar oluşturuyor bu kitleyi. Asla hayranlarından kıskanmıyorum; aksine hoşuma gidiyor.

Peki Sinan Bey, sizi kıskanıyor mu?
Sinan'la ayrıyken, her an online vaziyetteyiz. Bir ilgi, bir alaka durumu var; fotoğraflarıma bakıyor, 'Hımm' diyor... Kıskançlık var; 7/24 hem de. Güzel ama aşk, çok güzel...

HER ŞEYİ YERİM BAKIN, ÇANTAMDA ÇİKOLATA VAR!

Yemek yemeyerek mi formda kalıyorsunuz?
Yemez miyim; her şeyi yerim, güzel de yemek yaparım. Büyük ve kalabalık sofralar kurarım. Damak zevki insana mutluluk verir. Bakın çantamda çikolata var ama çikolatayı koca bir paket yemem. Öyle alıştırmışım kendimi. Az önce kepekli büyük bir tost yedim hatta.

Aç kadınların hiçbiri sizin gibi mutlu görünmüyor...
Aç insan pörsür; mutluyum ve sağlıklıyım. Bu kadar spor yapamaz aç bir insan. Zaten zayıflığı da tasvip etmiyorum. Kas oranı mühim, insan kanlı canlı olmalı. 40 beden olup sağlıklı ve fit de olabilirsiniz. Herkes başka; zayıf olan selülitli kadınlar da var. Kiminin kol, kiminin kalça çalışmaya ihtiyacı var.

Size nasıl oluyor geri dönüşler?
Sosyal medya harika! Her türlü ulaşıyorlar bana. Kadınlar tecrübelerini anlatıyor. 38 kilo verdirdiğim kadınlar var. Pilatese başlamadan önce kilo vermek ve yağ oranını düşürmek lazım. 10'uncu seanstan sonra duruş ve bakış değişiyor. Kadınlarla aramda büyük bir gönül bağı var. Yaşadıklarımı onlarla paylaşmam onları çok mutlu ediyor.

ANNELİĞİM SİNAN'I ÇOK ETKİLEMİŞ

Sinan Bey, sizin hangi özelliğinizden etkilenmiş?
Anneliğim, çocuklarımla olan elektriğim onu çok etkilemiş. Sıcakkanlı ve esprili olmam da öyle...

Sinan Bey'de sizi en çok ne etkiledi?
Sinan'ın komikliği beni etkiledi. Sinan'a gülmekten karnım ağrıyor!

Ona da 'Şunu ye, bunu yeme' diyor musunuz?
Artık düzenli besleniyor, pilates yapıyor. Doğuştan baklavalı bir karna sahip olduğu için çok şanslı.