Fabrikanın sahibi olan yani fabrikatör olan köylüler, daha fazla zaman geçirilmeden fabrikanın neden yıkıldığının ortaya çıkarılmasını istiyor.
Başbakanlığı döneminde köylerde üretim ve istihdam sağlanarak, köylerde şehirler oluşturmayı amaçlayan Köykent Projesi'nin ilk çalışması, Ordu'nun Mesudiye ilçesinde yapılmıştı. Mesudiye'de Esatlı, Ilışar, Çardaklı, Kışlacık, Türkköy, Göçbey, Dayılı, Çavdar ve Yuvalı olmak üzere 9 köyde 2000 yılında başlatılan çalışmalarla yollar asfalt yapıldı; elektrik, su, telefon ve internet getirildi; futbol, basketbol sahaları, çocuk oyun alanları ve okullar yapıldı.
Proje kapsamında, yem fabrikası ve tavukçuluk tesisi inşa edilmezken, orman ürünleri fabrikası 2000 yılında inşa edilmeye başlanmasından bir sene sonra tamamlandı. Fabrika, dönemin başbakanı Bülent Ecevit tarafından düzenlenen görkemli ve gösterişli törenlerle açılmıştı.
Ancak fabrika kuruluşunun üzerinden 5 yıl geçtikten sonra zarar ettiği için faaliyetlerine son verdi, 2008 yılı kışında ise fabrika çöktü. Mesudiye'deki 9 köyden köylüler üretim ve istihdam sağlaması beklenen fabrikaya ortak yapıldığı için aynı zaman da onlar fabrika sahibi yani fabrikatör oluyor.
Köykent fabrikasının yıkılmasının üzerinden 2 yıldan daha fazla bir zaman geçmiş olmasına rağmen, fabrikatör köylüler, 100 yıllık samanlıkları ayakta dururken fabrikalarının neden yıkıldığının hale kendilerine bildirilmediğini belirterek, bunun ortaya çıkarılmasını ve varsa sorumlulardan hesap sorulmasını bekliyor. 100 yıllık samanlığın dimdik ayakta durduğu köyde 10 yıllık fabrikaların yerle bir olmasına ise en çok köylü ortak, yani fabrikatörler tepki gösterdi. Fabrikatörler, yetkililer başta olmak üzere bu yıkıma tatmin edici cevap bekliyor.
Ahmet Sönmez: "Binamız çökük, fabrikamız yıkık durumda. Biz de enkaz halindeyiz. Bu fabrikanın kurulduğu alan elimizden alınmadan önce en azından hayvanlarımızı otlayabiliyorduk. Şimdi onu da yapamıyoruz. Fabrika 10 yıl geçmeden yerle bir oluyor. Bu neden oldu sorusuna cevap veren de yok. Başta Ordu Valiliği olmak üzere büyüklerimizden konudan ilgilerini esirgememelerini ve varsa ki, 'bize göre var' hatası olanlardan hesap sorulmasını istiyoruz."
Enver Korkmaz: "Bu fabrikada kullanılan malzemeye en küçük bir darbe ile vurduğunda cam gibi paramparça oluyor. Ben biraz inşaattan anlayan birisiyim. İnşaattan anlayan birisinin fabrika yapılırken malzemeden çalındığını çok rahat anlar. Burada yapım hatası var, burada müteahhit kusuru var. Bu binayı artık görmek bizim psikolojimizi bozuyor, içimizi acıtıyor. Ama bu hatanın hesabının sorulmuyor olması da asabımızı bozuyor, zorumuza gidiyor."
Şamil Kaya: "Fabrika buraya yapılırken biz çok sevindik ama şimdi o zaman ne kadar sevindi isek şimdi de o kadar üzüntülüyüz. Deprem olmadı ama deprem olmuş gibi bina yıkıldı. Zaten yapılırken de şişirme maliyet çıkarıldı ama buna rağmen kaliteli de yapılmamıştı. Biz hala resmi olarak binanın deprem de olmadığı halde neden yerle bir olduğunu anlamaya çalışıyoruz. Bu neden saklanıyor, kim ya da kimler korunuyor, neden korunuyor ?"
Dursun Yılmaz: "Benim mektep fakülte bilmeyen dedemin 100 sene önce yaptığı samanlık ayakta duruyor. Daha dün yapılan beton bina yerle bir oldu. Burada tüyü bitmemiş yetimin hakkı var. Bunun hakkını soracak bir yiğit çıkmayacak mı? Hala neden yıkılmış üzerinde tam bir çalışma yok. Bu yıkımın sorumluları üzerinde de bir çalışma yok. 'Ee yıkıldı ne yapılım' mı deniyor var mı böyle bir şey ya ?"
Yılmaz Yıldırım: "Yazık, günah evlerimizde, yataklarımızda uyuyamıyoruz. Ne yapacağımızı ne edeceğimizi bilemiyoruz. Böyle şey nasıl olur hadi olsa nasıl bir işin arkasına bakılmaz. Burada devletin milletin kaybının haddi hesabı yok. Biz buranın neden yıkıldığını kimin hatası olduğunu artık bir an önce öğrenmek istiyoruz."