maaşların 10 katı teklifler sebebiyle özel hastanelere kaptırdıklarını belirtti. Dekan Bor, bu konunun kendilerini aştığını, üst yetkililerin çalışma yapması gerektiğini söyledi.
EÜ Tıp Fakültesi Muhittin Erel Konferans Salonu'nda, Organ Nakli Haftası kapsamında bir panel düzenlendi. Açılışta Prof. Dr. Bor, hastanelerinde 2 binden fazla böbrek nakli yapıldığını, kalp naklinde 141'e ulaştıklarını ifade etti. Binden fazla karaciğer nakli yapılmasına rağmen bu konuda sıkıntı yaşadıklarını ve üç ekibin bünyelerinden ayrıldığını anlatan Bor, "Bu doktorlarımızın dışarıda hizmet etmesi de gurur vericidir. Bazen bu tür duraklamalar olur fakat en kısa zamanda sistem yoluna girer." diye konuştu. 800 koroner ve 35 pankreas nakli yapıldığını, çok yakın dönemde en yüksek sayıda kemik iliği nakli yapılan hastanelerden biri olacaklarını ifade eden Dekan Serhat Bor, önemli bir tehlikeye ise şöyle dikkat çekti: "2004-2010 yılları arasında beyin ölümü gerçekleşenlerin yakınlarının organ bağışını etme oranı yüzde 53'ten 22'lere düştü. Bu konuda basının dönem dönem değil, sık sık bilgilendirme yapması gerekiyor." dedi. Motivasyon kaybı yaşadıklarını, acil serviste yoğunluktan dolayı beyin ölümlerine yetişmekte güçlük çekildiğini dile getiren Prof. Dr. Bor, kısa zamanda gereken önlemlerin alınacağını ifade etti: "Organ nakli ekiplerimizin çok ciddi ekonomik sıkıntıları var. Ekibi tutmak, ancak doktorlarımızın özverisi sayesinde mümkün olabiliyor. Üniversite, bu alanda da haksız rekabet altında. Bizim verdiğimiz maaşlara, özel sektörde bir tane daha sıfır ekleyebiliyorsunuz. Belli ödemeler konusunda artış yapmak lazım. Arkadaşlar, ayrılabiliyorlar, saygı duyuyorum ancak bu konuda teşvik bizi aşıyor. Bu, üst yönetimin ve Ankara'nın görevidir."
Türkiye'de ilk başarılı böbrek naklinin 1975 yılında yapıldığını aktaran EÜ Organ Nakil Merkezi Müdürü Prof. Dr. Rasih Yılmaz, ise daha sonra karaciğer, pankreas, kalp, kemik iliği, ince bağırsak ve kornea nakillerinin de başladığını belirtti. Son yıllarda organ bağışının azaldığını, bunun özellikle kalp ve karaciğer yetmezliği çeken hastalarda hayati önem taşıdığını vurgulayan Prof. Dr. Yılmaz, bir araştırmaya göre İspanya'da 1 milyon kişiden 30'u organ bağışı yaparken Türkiye'de ise bunun 1 milyonda 3 kişiyle sınırlı olduğunu sözlerine ekledi.
Organ bağışının önemi üzerinde duran EÜ Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cüneyt Hoşcoşkun da, " Organ nakli denince heyecanlanmamak mümkün değil. Türkiye'de en fazla kadavradan organ nakli yapan kurum olma ünvanını belki de bu yüzden aldık. Bir yıl sonra da ilk canlı organ naklini yaptık. EÜ'de, 20 aylıktan 78 yaşındaki insana kadar birçok kişiye organ nakledildi." şeklinde konuştu.
Florance Nightengel Hastanesi Karaciğer Nakil Sorumlusu Prof. Dr. Yaman Tokat ise şunları kaydetti: "Burası benim evim. İlk organ naklini gerçekleştirdiğimiz günün heyecanını hâlâ taşıyorum. EÜ, bu konuda öncülük eden büyük bir kurum. Bu işi burada öğrenen insanlar yetişip başarılara imza atıyor. Yeni arkadaşlarımızı tüm kalbimizle destekliyoruz."
EÜ Tıp Fakültesi Kalp Damar Cerrahisi Ana Bilim Dalı'ndan Prof. Dr. Tahir Yağdı, "1998 yılında Ege Bölgesi'nin ilk kalp naklini gerçekleştirdik. 2006'da Türkiye'de ilk kez bir hastaya ikinci kez kalp nakli yaptık. 21 saat içinde üç kalp nakli yapan bir ekibe sahibiz. EÜ, bu konuda bir model. Organ bağışının önemini bilmeyenlere öğretmekle görevliyiz." dedi.
Doç. Dr. Sait Eğrilmez de, "Hasta, hastane ve hekim yeterli, tek sorun organ bağışı yetersizliği."diye konuştu.
Daha sonra EÜ Organ Nakil Merkezi'nde görevli sağlık personeline, başarılı çalışmalarından dolayı plaket verildi.
