Egitim-Bir-Sen Bursa 1 No’lu Sube Baskani Ramazan Acar, Türk siyasi tarihine post-modern darbe olarak kayitlara geçen 28 Subat 1997’deki MGK’nin yildönümü dolayisiyla bir açiklama yayinladi. Darbenin, toplumlari ve ülkeleri kontrol altinda tutmak için gelistirilen emperyalist bir mekanizma oldugunu hatirlatan Baskan Acar, “28 Subat, emperyalist düzenek olma vasfini bütün yönleri ve yöntemleriyle ortaya koymasi, baski, dayatma, zulüm baglaminda sinir tanimamasi yönüyle ‘postmodern darbe’ olarak tanimlanmasi gibi özellikleriyle önceki darbelerden farklidir. 25 yil önce yapilan, insan haklari, düsünce ve demokrasi tarihimizde bir kara leke olarak anilan/anilacak olan bu darbeyle, ülkenin maddi ve manevi kaynaklarinin yok edilerek milletin dize getirilmesi amaçlanmis; hayatin her alaninda, ancak kaba sömürgecilerin isgalinde yasanacak zulüm ve baski düzeni egemen kilinmistir” dedi.
“O gün yerli ve milli degerlere açiktan savas açilmistir”
Baskan Acar, sözlerini söyle sürdürdü: “28 Subatçi ihanet sebekesi, asker, yargi, siyaset, medya, is çevreleri ve kimi sözde sivil toplum kuruluslarindaki is birlikçileri ile bir dizi yasa disi ve gayrimesru uygulamayi zorbaca dayattilar. O gün milletimizin bin yil boyunca tarihe ve nesiller boyu ruhumuza kök salmis yerli ve millî degerlerine açiktan savas açilmistir. Millet iradesinin özgür seçimle iktidara getirdigi hükûmetin yürütme hakki gasbedilmis, demokrasi yara almis, fikir özgürlügü ayaklar altina alinmis, ekonomi çökertilmis, banka kasalari bosaltilmis, hazine soyulmus, milyonlarca insanimiz inancindan ve düsüncelerinden dolayi fislenmis, taciz edilmis, hakarete ugramis, sorgulanmis, yargilanmis, binlerce kisinin isine son verilmis, özetle ülke ve millet her bakimdan magdur edilmistir. Darbenin, siyasal iktidarin ülkeyi her alanda düzlüge çikarmaya basladigi bir dönemde tezgahlanmasi çok manidardir. Postmodern darbeyi yapanlar, çok asagilik bir uygulamayla yargiyi, medyayi, siyaset ve sivil toplum kuruluslarini silah gibi kullanmistir. Brifinglere göre karar veren yargi, talimatla manset atip gündem belirleyen medya, kimi sözde sendikalar da dahil varolus kaynak ve amaçlarina ihanet eden sivil toplum örgütleri, millî iradeye kurulan komplonun en büyük destekçisi ve suç ortaklari olmustur. Keyfî uygulamalarla, zorbaliklarla sürdürülen toplum mühendisliginin millî degerlere düsmanliginin, basörtüsü yasagi ve egitime operasyon üzerinden hâkim kilinmaya çalisilmasi düsündürücüdür. Bu gerekçeyle üniversitelerde basörtülü kizlar ikna odalarina alindi, turnikelerden geri çevrildi, egitim haklari ellerinden alindi. Kur’an kurslari, vakiflarin faaliyeti yasaklandi. Sekiz yillik kesintisiz zorunlu egitime geçildi. Imam hatiplere düsmanca tavirlar alindi, katsayi uygulamasiyla bu okullarla birlikte meslek liselerinin önü kesildi.”
“Post-modern darbe ile her zeminde mücadele ettik”
Sendika olarak, kendilerini milletin ve iradesinin üstünde görenleri, milletin tanklarini ‘demokrasiye balans ayari’ çekmek için kullananlari, millet düsmani ve emperyalist usagi olarak kodladiklarini ifade eden Acar, “Post-modern darbeye, mevzuatina, uygulamalarina ve müktesebatina karsi her zeminde mücadele ettik. Bu mücadelenin sivil toplum olmanin, emek mücadelesi vermenin yükledigi dogal sorumluluklar oldugunu kabul ettik ve bu gerçegin altini çizdik. O dönemde ikna odalari kuranlari, üniversite kapilarina turnike koyduranlari, basörtülü kizlarimiza siddet uygulayanlari, cuntanin yaninda ve emrinde hazir olda durup millî iradeye, demokrasiye ve hürriyete yönelik taciz suçlarina ortak olanlari unutmadik, unutmayacagiz, unutturmayacagiz. Bugünden geçmise bakildiginda, ‘bin yil sürecegi’ iddiasiyla millete namlu dogrultan cuntacilarin milletin verdigi imkânlari istismar ederek elde ettikleri kirli güç ve bu kirle insa ettikleri kibir kuleleri; milletin ortaya koydugu emsalsiz direnç ve Anadolu’yu medeniyet cografyasinin umudu hâline getiren kadim bilinçle bizzat millet tarafindan yerle yeksan edildi. Millet; hem sorumluluk hem de iradeyi ele aldi. Sonrasinda ise darbecilere ve vesayetçilere yargi eliyle yaptiklarinin hesabini sordu. Vesayet düzenegi ve düzenlemeleri ortadan kaldirildi, düzenegin faillerinden 21’i müebbet hapisle cezalandirildi” diye konustu.
“Millet iradesini yok sayan her türlü girisimi kiniyoruz”
Baskan Acar açiklamasini söyle tamamladi: “Haksiz yere ihraç edilenlerin, istifaya zorlananlarin göreve yeniden baslamalarina, açikta geçen süreleri çalismis gibi sayilmalarina, basörtülü olarak görev yapmalarina yönelik düzenlemeler yapildi. Güne ve yarina dair sorunlar giderildi, ne var ki, geçmisteki kayiplar giderilmedi, vesayet döneminin verdigi zararlar tazmin edilmedi. 28 Subat’in magdurlarinin haklarini tahkim, hukukunu tanzim ve zararlarini tazmin etme iradesi adaletin, inancin, izanin, ahlakin ve hukukun geregidir. Bu irade, 28 Subat’in faillerini mahkûm etme iradesinden daha az önemli degildir. Adaletsizligi bitirecek, adaletin varligini hissettirecek, vesayet magdurlarinin, 28 Subat mazlumlarinin hukukunu insa edecek, haklarini ihya, itibarlarini iade, zararlarini tazmin edecek kararlar, kararnameler, kanunlar yürürlüge koymak mazlum ve magdurlara karsi borcumuz, tarihe ve gelecege karsi ortak sorumlulugumuzdur. 28 Subat Darbesinin izleri silinmelidir. Egitim-Bir-Sen olarak, millet iradesini yok sayan her türlü girisimi bir kez daha kiniyoruz. Ülkemizi dün 28 Subat’in yerli yabanci ser ortaklarina, onlarin karanlik emellerine asla teslim etmedik, bugün de yarin da teslim etmeyecegiz.”
Egitim-Bir-Sen 28 Subat'i Unutmadi
28 Subat post-modern darbesinin üzerinden 25 yil geçtigini hatirlatan Egitim-Bir-Sen Bursa 1 No’lu Sube Baskani Ramazan Acar, “28 Subat mazlumlarinin itibarlarini iade, zararlarini tazmin edecek kararlari yürürlüge koymak, mazlum ve magdurlara karsi borcumuzdur. 28 Subat darbesinin izleri silinmelidir” dedi.