Eğitim Bir Sen'den Yeni Eğitim Ve Öğretim Dönemi Değerlendirmesi

Eğitim Bir Sen Kilis İl Temsilcisi Bekir Şen, Türkiye'de 16 milyon öğrenci ve 650 bin öğretmen için 2010-2011 eğitim-öğretim yılı aydınlık, demokratik, özgürlük alanlarının alabildiğine genişlediği bir Türkiye umudunu doruğa çıkaran ağırlıklı gündemin oluşturduğu beklenti ve heyecanla başladığını söyledi

Eğitim Bir Sen Kilis İl Temsilcisi Bekir Şen, Türkiye'de 16 milyon öğrenci ve 650 bin öğretmen için 2010-2011 eğitim-öğretim yılı aydınlık, demokratik, özgürlük alanlarının alabildiğine genişlediği bir Türkiye umudunu doruğa çıkaran ağırlıklı gündemin oluşturduğu beklenti ve heyecanla başladığını söyledi.
Şen, yaptığı açıklamada, Eğitimin pek çok sorununun çözüm beklediğini belirterek, "Eğitimcilerin kendilerini eğitim hizmetine odaklamasına engel olan pek çok sorunu devam ediyor, ancak sorunsuz bir Türkiye'ye giden yolda milletin belirleyiciliğiyle atılan güçlü adımlar, eğitimin ve eğitimcinin sorunlarının çözümüne ilişkin umut vaat ediyor. Eğitim sistemimiz, ana sorunlarının gölgesinde, palyatif müdahalelerle yürütülmeye çalışılmaktadır. Eğitim sistemimizin en önemli problemi sınav ve dershane odaklı
oluşudur. Şu an dershane sayısının ortaöğretimdeki okul sayısını geçmiş olması oldukça düşündürücüdür. Sınav ve dershane odaklı olmaktan kurtulmanın yolu, okullardaki yönlendirme çalışmalarının güçlendirilmesinden geçmektedir. Bireyin en önemli gelişim aşaması olan meslek seçimi, hayatı boyunca vereceği en önemli kararlardan biridir. Meslek seçiminin bilinçli bir yöntemle yapılması, hem kişi ve ailesi açısından hem de ülkenin geleceği açısından önem arz etmektedir. Meslek seçiminde öğrencinin bireysel
özellikleri yanında ilgi, yetenek ve değerlerinin önemli olduğu, ailelerin ve öğretmenlerin bu noktayı göz önünde bulundurarak mesleki yönlendirme yapmaları önemlidir" dedi.

30 BİN ÖĞRETMENİN ATAMASININ ERTELENMESİ CİDDİ SIKINTILAR OLUŞTURACAKTIR
Sınav sistemi, adaletin terazisi gibi olduğunu vurgulayan Şen, "Sistemin birikimi ölçme ve ölçütler çerçevesinde yerleştirme işleminde bulunma işlevine hangi ölçüde olursa olsun, bir müdahalede bulunulması kabul edilebilir, affedilebilir değildir. ÖSYM'nin sınavlarıyla belirlenen; iştir, aştır, ekmektir, yaşamdır. Bu hususta terazinin diline müdahalede bulunmak büyük ihanettir, emek hırsızlığıdır. Sınavlara hazırlanmak için ekonomik yük altına giren, gece gündüz ders çalışarak emek sarfeden 'hak
etmiş'lerin emeğinin birileri tarafından soruların sızdırılması suretiyle 'hak etmemiş'lere aktarımı son derece aşağılık bir faaliyettir. Bugüne kadar ÖSYM'ye güvenilmiş, herkes, ağabey-dayı arayışına girmeden, ancak sınavlara hazırlanmak suretiyle emeline ulaşabileceğinin bilincine varmış ve sistem oturmuştu. Bugün gelinen noktada yitirilen en önemli şey güvendir. Güvenin yitirilmiş olması kaosa davetiye çıkarmaktadır. ÖSYM yeniden organize edilmelidir. Bunun için de ilk olarak, bu kadar skandala rağmen
hala o koltukta neden oturduğunu anlayamadığımız ÖSYM Başkanı derhal görevden alınmalıdır. KPSS sonuçları üzerindeki tartışma yüzünden 30 bin öğretmenin atamasının ertelenmesi, eğitim-öğretimin başlamasıyla öğretmen ihtiyacı olan okullarda ciddi sıkıntılar oluşturacaktır. Bu sıkıntıları az da olsa giderecek olan ve 18-27 Ağustos 2010 tarihleri arasında başvuruları kabul edilen 3 bin civarındaki "kurumlar arası ilk atama/kurum içi atama, kurumlar arası yeniden atama, açıktan ilk atama, açıktan atama ve milli
sporcuların ataması", KPSS ile ilgili soruşturmanın sonucu beklenmeden hemen yapılmalıdır."

149 BİN ÖĞRETMENE, 76 BİN DERSLİĞE, 30 BİN HİZMETLİYE İHTİYAÇ VARDIR
Tespitlere göre, Türkiye genelinde 149 bin öğretmen açığı bulunduğunu belirten Şen, "Bununla birlikte 250-300 bin öğretmen adayı da atama beklemektedir. Öğretmen açığının giderilmesi için en az 100 bin öğretmen hemen atanmalıdır. Özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde öğretmen açığı oldukça fazladır. Bu yörelerde çalışan öğretmenlere ücret anlamında pozitif ayrımcılık yapılarak, illerin durumuna göre tazminat ödenmelidir. Derslik başına ortalama 28 öğrenci düşmesi için toplamda 76 bin dersliğe
ihtiyaç bulunmaktadır. Bu açığın giderilmesi yönünde çaba gösterilmesi gerekmektedir.
Eğitim kurumlarında, hizmetli yetersizliğinden dolayı temizlik ve hijyen yeterince sağlanamamaktadır. Okulların birçoğunda hizmetli bulunmamakta, her yıl açılan yüzlerce yeni okula yeterince hizmetli verilememektedir. Okullarda bulunan mevcut hizmetliler de verimli çalıştırılamamaktadır. Anadolu'nun birçok yöresinde temizlik konusunda durum bütünüyle içinden çıkılmaz bir haldedir. Bu nedenle, Bakanlık okulların temizlik sorununu çözmek için en az 30 bin hizmetli alımı yapmalıdır. Milli Eğitim Bakanlığı,
okullar açılırken, öğrencilerin güvenliği, yaşanan şiddet olayları, kantinlerde gıda güvenliği ve hijyeni sağlamak yönünde gereken tedbirleri almalıdır. Bu konularla ilgili öğretmen ve öğrencilerle yaptığımız araştırmada çok çarpıcı sonuçlar ortaya çıktı. 17-31 Mayıs 2010 tarihlerinde 12 ilde, 300 okulda, 600 öğretmen ve bin 200 ilk ve ortaöğretim öğrencisiyle yüz yüze yaptığımız "Okul Ortamının Güven ve Sağlık Yönünden Değerlendirilmesi" araştırmasına katılan öğrencilerin yüzde 74'ü, öğretmenlerin ise
yüzde 62,3'ü okullarında şiddet olaylarının yaşandığını belirtiyor. Öğrencilerin yüzde 28,5'i okulda şiddete maruz kaldığını ifade ederken, öğretmenlerin yüzde 8,2'sinin okulda şiddete maruz kaldığı görülüyor. Öğrenciler, okulda maruz kaldığı bu şiddeti en fazla diğer öğrencilerin (yüzde 46) uyguladığını, daha sonra sırasıyla öğretmenlerin (yüzde 29,3), okul yöneticilerinin (yüzde 13,5), okul etrafında dolaşan ve öğrenci olmayan çocuklar ve gençlerin (yüzde 9,4) uyguladığını kaydediyor" dedi.
(MAD-MAD-HE-Y)

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile