Eğitim İlke-Sen MYK üyesi Beytullah Önce kamu çalışanlarıyla ve emeklilerini ilgilendiren toplu görüşmelerin kamu çalışanları açısından büyük bir kayıpla sonuçlandığını ifade etti.
Önce, konuyla ilgili açıklamasında, “Gerek siyasi gerekse ekonomik gelişmeler göz önünde bulundurulduğunda, ciddi bir direnç sergilenmesi halinde kamu çalışanlarının haklı talepleri daha iyi şekilde karşılanabilirdi, fakat apar topar imzalanan mutabakat metniyle sahici kazanımlar elde edilmedi. Emeğimizin hakkının karşılığı taban aylığa seyyanen verilen 123 liralık zam, kamu çalışanlarının maaşının yoksulluk sınırı altında kaldığı gerçeğini değiştirmemiştir. Dahası, maaşlara oransal bir zam verilmemesiyle birçok ek ödemenin ve sosyal yardımın aynı kalacak olması, iki yıllık süre zarfında tüm iş kollarındaki kamu çalışanlarının ciddi bir ekonomik kayba uğraması demektir. Enflasyon farkının eklenmeyeceği ve vergi diliminin aynı kalacağı göz önüne alınırsa ortadaki fiyaskonun sonuçları daha net görülebilir!” ifadelerini kullandı.
Toplu görüşmelerde sadece ekonomik değil sosyal haklar açısından da kamu çalışanlarının zarara uğratıldığını ileri süren Eğitim İlke-Sen MYK üyesi Beytullah Önce, “Geçen yıl üzerinde anlaşmaya varılan birçok maddeyle ilgili çalışmaların devam edeceğinin tekrar edilmesi, aslında ortada yeni ve üzerinde durmaya değer ciddi kazanımlar olmadığını da ortaya koymaktadır. 4/C’li çalışanların güvencesiz ve kadrosuz bırakılmasından, Yardımcı Hizmetler Sınıfında çalışanların sorunlarına, fazla mesai konusundaki sıkıntılardan birçok iş kolunda çözülmeyi bekleyen diğer sorunlara kadar birçok konuda ciddi bir görüşme dahi yapılmadan toplu görüşmelerin oldu-bittiyle sonuçlanması, kamu çalışanlarının birçok hakkının masada kalmasıyla sonuçlanmıştır! Kamusal yararı savunması gereken sendikal bir yapının, siyasal bir takım hesaplar uğruna kamu çalışanlarının emeğinin sömürülmesi anlamına gelecek bir sözleşmeyi imzalayabilmesi utanç vericidir” dedi.
Eğitim İlke-sen Myk Üyesi Beytullah Önce:
Eğitim İlke-Sen MYK üyesi Beytullah Önce, toplu görüşmelerin sonucunda ortaya çıkan tablonun kamu çalışanlarının aleyhine olduğunu ve haklarının masada kaldığını öne sürdü.